Taban aylık uygulaması çoğu emeklinin aynı tutarda aylık
almasına yol açıyor
Soru: 2006 Mayıs ayında emekli oldum. 8000 güne yakın
prim ödemem olmasına rağmen aldığım maaş, bir malul
maaşı kadar. Benimle aynı yılda emekli olanlar daha
fazla maaş alıyorlar. Nedenini tarafıma bildirmenizi
rica ediyorum.
Cevap: Bazen 3600 gün
prim ödeyenle 9000 gün prim ödeyen aynı tutarda emekli
aylığı alabiliyor. Bunun nedeni taban aylık
uygulamasıdır. Prim ödeme gün sayısı ile çalışma hayatı
boyunca üstünden prim ödenen kazanç tutarı, emekli
aylığı tutarını belirliyor. Prim ödeme gün sayısı ve SSK
ya bildirilen kazanç tutarına göre hesaplanan emekli
aylığı tutarı, taban aylık tutarının altında kalanlara,
taban aylık üstünden emekli aylığı bağlanıyor. Örneğin
3600 günle emekli olan birine bağlanacak aylık 250 TL
çıkıyorsa, 250 TL yerine taban aylık uygulaması
nedeniyle yaklaşık 620 TL civarında aylık bağlanıyor.
Taban aylık nedeniyle hak ettiğinin iki katından da
fazla aylık alınabiliyor. Diğer taraftan da sizin gibi
8000, hatta 9000 gün prim ödeyerek 620, 630 TL aylığı
kendileri hak ederek aylık bağlananlar(prime esas
kazancın alt sınırından prim ödeyenlere bu tutarda aylık
bağlanıyor), 3600 gün prim ödeyenle aynı tutarda emekli
aylığı alıyorlar. Bu teknik ayrıntıyı bilmeyen
sigortalı, haklı olarak sizin gibi; 3600 günle 620 TL
aylık bağlandığına göre, 8000 günle kendisine, yanlış
aylık bağladılar kaygısına kapılıyor. Ancak, bu sonuç
prime esas kazancın alt sınırı üstünden prim ödeyenlerde
ortaya çıkıyor. Yoksa 8000, 9000 gün yüksek kazanç
üstünden, örneğin;
çalışma hayatı boyunca(veya büyük bir bölümünü) prime
esas kazancın tavan tutarı veya tavana yakın kazanç
tutarı üstünden prim ödeyenlerin emekli aylığı, taban
aylık tutarının çok üstünde olacağından, bunlar için az
prim ödeyenler aynı tutarda aylık almaları söz konusu
olmuyor. Sizinle aynı yılda emekli olup, sizden fazla
aylık alanların prime esas kazanç tutarları sizden
yüksek, prim ödeme gün sayıları da sizden fazladır.
Yurtdışından
getirilmeyen varlıklara el konamaz
Soru: Maliye Bakanının Çember daralıyor, 30 Eylül 2009 a
kadar yurtdışındaki paralarını Türkiye’ye getirmeyen
vatandaşlar için gereken yapılacak vb. şekilde çeşitli
açıklamaları medyada yer aldı. 30 Eylül 2009 a kadar
yurtdışındaki parasını Türkiye’ye getirmeyenlerin
parasına el konulacak dedikoduları hızla yayılıyor.
Gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Devlet Yurtdışından
getirilmeyen paralara el koyabilir mi?
Cevap: Varlık Barışı
düzenlemesiyle; yurtdışındaki varlıkların Türkiye’ye
getirilmesi; getirilen varlıklar hakkında 1 Ocak 2008
den önceki dönem için hiçbir şekilde vergi incelemesi
yapılmaması, başka nedenlerle yapılacak olan vergi
incelemelerinde bulunacak olan matrah farkından
getirilen varlık tutarlarının mahsup edilmesi gibi
avantajlar sağlayarak teşvik ediliyor. Varlık Barışı
kapsamında yurtdışındaki parasını, altınını, menkul
kıymetini ve diğer sermaye piyasası yatırım araçlarını
getirip getirmemek kişin keyfiyetine kalmış bir konu
olup, zorunluluk yoktur. Varlığını yurtdışından
getirmeyenlerin varlıklarına el koyma gibi bir durumda
söz konusu değil. Çünkü; Türkiye bir hukuk devletidir.
İşler Kanunlarla yürütülür. Herkesin malı Anayasa ve
Kanunların güvencesi altındadır. Kimse el koyamaz.
Belediye cezası kira gelirinden düşülemez
Soru: Belediye tarafından binaya yazılan cezalar,
binanın kira gelirinden düşebilir mi?
Cevap: Kira
gelirlerinden indirilebilecek giderleri belirleyen
Gelir Vergisi Kanunun 74 ncü maddesinin son fıkrasında,
“Bu madde uygulamasında
para cezaları ve vergi cezaları hasılattan indirilemez.”
hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, kira geliri elde edenlerin şahsi
kusurlarından ve yasaya aykırı fiillerinden kaynaklanan
her türlü para cezası ve vergi cezasını
vergilendirilecek kira gelirinden indiremezler. Bu
bağlamda; imar uygulamasına aykırı davranışınız
nedeniyle, belediyece binanıza yazılan para cezasını
kira gelirinizden indirmeniz mümkün değil.
EKREM SARISU
Posta/19.09.2009 |