Yeni vergisiz
birleşme
8 Haziran Pazartesi günü TBMM'de kabul edilen bir
kanunla kriz dönemi önlemlerine bir yenisi daha eklendi.
Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı'nca onaylanıp Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi beklenen, Gelir
Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun'la Kurumlar Vergisi Kanunu'na bir geçici
madde eklenerek, yeni bir vergisiz birleşme olanağı
getirildi.
Kısa bir süre için uygulama alanı bulacak bu teşvikten
yararlanmak için çok zamanımız yok. Bu düzenlemeden
yararlanmak istiyorsak, kanunun Resmi Gazete'de yayımını
beklemeden, hemen bugünden harekete geçmek gerekiyor.
Çünkü kanun vergisiz birleşme için bu yılın sonuna kadar
süre tanıyor ve bu süre de birleşme işleminin
tamamlanması için hiç de yeterli bir süre değil.
Özellikle halka açık şirketlerin bu kapsamda birleşmesi
olanaksız gibi.
Düzenlemenin özü
Yapılan düzenleme, birleşen şirketlere iki ayrı teşvik
getirmektedir. Bu iki teşvikin özünü;
- Kurumlar Vergisi Kanunu'nun devir koşullarına
bakılmaksızın, birleşmeden doğan kazancın vergilenmemesi
olanağı,
- Birleşme sonrası belli bir süre indirimli kurumlar
vergisi oranı uygulama olanağı,
oluşturmaktadır.
Düzenleme kapsamında birleşebilecek kurumlar
Düzenlemeye göre vergisiz birleşme olanağı sadece
KOBİ'lerin 31.12.2009 tarihine kadar yapacakları
birleşmeler için öngörülmüştür.
Kanunda KOBİ, Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş
olup, 2008 yılının Aralık ayına ilişkin olarak verilen
sigorta bildirgesine göre 10-250 işçi çalıştıran ve 2008
hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar
toplamı 25 milyon lirayı geçmeyen veya aktif toplamı 25
milyon liradan az olan ticari işletmeler olarak
tanımlanmıştır.
Birleşmenin yeni kurulacak bir şirketle yapılması
Kanunda, birleşecek şirketlerin belli bir tarih
itibariyle kurulmuş olması koşulunu arayan, açık bir
düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, istihdam edilen işçi
sayısının azaltılamayacağına ilişkin hüküm, birleşecek
şirketlerin, 1 Nisan 2009 tarihinden önce sigorta
bildirgesi vermiş şirketler olmasını zorunlu
kılmaktadır.
Dolayısıyla, kanun çıktıktan sonra kurulan şirketlerin,
yeni düzenleme kapsamında birleşemeyecekleri
anlaşılmaktadır.
Düzenleme ihtiyacı
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda halen hem vergisiz
birleşmeye, hem de vergisiz bölünmeye olanak sağlayan
düzenlemeler var. Vergisiz birleşme olanağı sağlayan
yeni düzenlemenin, devirden temel bir farkı var.
Devirde, infisah eden şirketin aktif ve pasifleri
birleşilen şirkete kayıtlı değerleriyle aktarılırken,
yeni vergisiz birleşmede sabit kıymetler gerçek
değerleriyle devredilecektir.
Mevcut kanunda vergisiz birleşmeye olanak sağlayan
düzenlemeler varken, yeni bir birleşme düzenlemesine
neden ihtiyaç duyulduğuna bakılacak olursa, iki gerekçe
öne çıkıyor.
Bunlardan birincisi, daha iyi yönetilen, daha verimli
faaliyet gösterebilecek, ekonomik ölçeği yakalamış
büyüklükte şirket yapılanmalarını sağlayabilmek için,
şirketlere yeni bir alternatif yaratmaktır.
İkinci gerekçe ise, gerçek değerlerle birleşme sonucu
ortaya çıkan daha gerçekçi bilançoların sonuçlarından
yararlanmaktır. Finansman ihtiyaçlarının öne çıktığı ve
yeni finansman bulma olanaklarının son derece kısıtlı
olduğu bu kriz koşullarında, iyi bir bilançonun
işletmelere kolaylık sağlayabileceği açıktır.
Birleşmeden doğan kazancın istisna koşulları
Kanuna göre birleşmeden doğan kazancın vergiden müstesna
olması için;
- Birleşilen kurum tarafından münfesih kurumun birleşme
tarihindeki sabit kıymetlerinin rayiç bedelle, diğer
kıymetlerinin ise Vergi Usul Kanunu'nun değerleme
hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde
devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi,
- Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme
tarihi itibarıyla birleşilen şirketin sermayesine
eklenmesi,
- Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve
edecek vergi borçlarını ödeyeceğini ve diğer ödevlerini
yerine getireceğini; münfesih kurumun, birleşmenin
Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde birleşme nedeniyle vereceği
kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir taahhütnameyle
taahhüt etmesi,
gerekmektedir.
Birleşme sonrası koşullar
Yapılan düzenlemeye göre, birleşme sırasında koşullara
uyulması istisna uygulaması için yeterli değildir.
Birleşme sonrasında da belli bir süre istenen koşullara
uygun faaliyet gösterilmesi gerekmektedir.
Yapılan düzenlemeye göre, birleşme sonrasında üç yıl
süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile
münfesih kurum tarafından, 01.04.2009 tarihinden önce
verilen son aya ilişkin sigorta bildirgelerine göre
istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere aylık
istihdam sağlanması gerekmektedir.
Öte yandan, birleşilen kurumun belli bir süre tasfiye
edilmesi, devir, bölünme, hisse değişimi ve sermaye
azaltımı işlemlerine tabi tutulması mümkün olmayacaktır.
Bu koşulların birleşme sonrasında ihlal edilmesi
halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin,
gecikme faizi ile birlikte birleşilen kurum tarafından
ödenmesi gerekecektir.
Birleşme sonrası sabit kıymet amortismanı ve satış
zararları
Yapılan düzenlemeye göre, birleşme sonrasında devralınan
amortismana tabi iktisadi kıymetler için, faydalı
ömürleri dikkate alınarak kalan süre için amortisman
ayrılabilecektir.
Ancak, birleşilen şirket tarafından devralınan
varlıkların, devir bedelinden düşük bir bedelle
satılması durumunda oluşan zararların, kurumlar vergisi
matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün
değildir.
Zarar mahsubu
Birleşen kurumların birleşme tarihi itibariyle öz
sermaye tutarını geçmeyen zararlarının, kurumlar vergisi
matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi
mümkündür.
Birleşme işleminin KDV karşısındaki durumu
Kanunda kapsamdaki birleşmelerin, Katma Değer Vergisi
Kanunu bakımından, devir ve bölünme işlemleri gibi
değerlendirilmesi öngörülmüştür.
Bunun anlamı;
- Birleşme işleminin katma değer vergisinden istisna
olması,
- Birleşme sonunda infisah eden kurumca yüklenilen ve
indirilemeyen vergi tutarının, birleşilen kurum
tarafından indirilebilmesi,
demektir.
Birleşme sonrasında indirimli kurumlar vergisi olanağı
Kanunla yapılan bir başka düzenlemeyle;
- Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme
tarihinde sona eren hesap döneminde elde ettiği
kazançları ile
- Birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği
hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde
ettiği kazançlara,
indirimli kurumlar vergisi uygulama olanağı
getirilmektedir.
Düzenlemeyle Bakanlar Kurulu'na, kapsamdaki işletmeleri
aktif toplamlarına veya vergiye tabi matrahlarına göre
farklılaştırmak suretiyle kurumlar vergisi oranını, %
75'e kadar indirimli uygulatma konusunda yetki
verilmektedir.
Bakanlar Kurulu'nun bu yetkiyi kullanması durumunda,
kapsamdaki kurumlar için geçerli olacak kurumlar vergisi
oranı % 5'e kadar düşebilecektir.
Sadece vergi amaçlı işlemler
Kanun tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi
sırasında, tasarıya eklenen bir geçici maddeyle,
Kurumlar Vergisi Kanunu'na eklenen bir geçici maddeyle,
sadece teşviklerden yararlanmak amacıyla yapılan
işlemlerin teşvik kapsamında olamayacağı hükme
bağlanmıştır.
Bu hükmün, düzenlemenin kötüye kullanıma yol açacağı
endişeleri nedeniyle, ayrı bir geçici madde olarak
kanuna konulduğu anlaşılmaktadır.
Recep BIYIK
Dünya/19.06.2009 |