Ortaklar
alacaklarıyla sermaye artırabilir
SORU: Şirketimiz ortaklar cari hesabında benim ve
ağabeyimin alacağı görünmektedir. Bu alacaklarımızı
sermayeye eklemek istiyoruz. Bu alacaklarımızı sermayeye
eklerken nasıl hareket etmemiz gerekmektedir.
Yapacağımız sermaye artırımı ile biz de "Varlık Barışı
Yasası"ndan yararlanabilir miyiz? Yapacağımız bu sermaye
artırımı için biz de yüzde 5 oranında vergi ödemek
zorunda mıyız?
YANIT: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkındaki Yasa'nın 3'üncü maddesinin ikinci fıkrası
hükmü gereği olarak Gelir veya Kurumlar Vergisi
mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak
yasal defter kayıtlarında işletmenin öz kaynakları
arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet
ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar Türk
Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi dairesine beyan
edildikleri takdirde söz konusu yasa hükümlerinden
yararlandırılmaktadır. Yasal düzenleme gereği bilanço
esasına göre defter tutan mükellefler Varlık Barışı
Yasası hükümlerinden yararlanabilmek için yasal
defterlerine taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve
aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle
kaydederek pasifte özel fon hesabı açmak zorundadırlar.
Bu fon hesabı sermayenin cüz'ü olarak kabul edilir ve
beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave
edilir.
Konuya ilişkin olarak yayımlanan 5811 Sayılı Bazı
Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkındaki
Kanuna ilişkin 1 seri No'lu tebliğde yer alan
açıklamalarda "5.4 ortaklar cari hesabında yer alan
borçların durumu" başlığı altında "İşletmelerin
bilançolarında, ortaklar cari hesabında yer alan
ortaklara borç tutarlarının kanunun 3'üncü maddesinin
ikinci fıkrası kapsamında bankalara işletme adına
yatırılmak suretiyle beyan edilmesi halinde bahse konu
borç tutarlarının bilanço pasifinde açılacak özel fon
hesabına" kaydedilebileceği ve sermayeye ilave edilmek
suretiyle yasa hükümlerinden yararlandırılabileceği
belirtilmiştir.
Dolayısıyla bilançonun pasifinde cari hesaplar arasında
yer alan ve ortakların alacağı olarak gözüken
miktarların bankaya şirket adına nakden yatırılması
halinde söz konusu miktarlar da "Varlık Barışı" yasası
hükümlerinden yararlandırılacaktır. Başka bir anlatımla
işletmelerin bilançolarında, ortaklar cari hesabında yer
alan ortaklara borç tutarlarının;
* Bankalara işletme adına yatırılması,
* Vergi dairesine beyan edilerek yüzde 5 oranında
vergisinin ödenmesi,
* Bilanço pasifinde özel fon hesabına kaydedilmesi,
* Süresinde sermayeye eklenmesi,
Halinde yasa hükümlerinden faydalanabileceklerdir.
Yasa koyucu, bu şekilde bilançoda yer alan ortaklara
borçlar hesabının bankalara işletme adına nakit olarak
yatırılması halinde, söz konusu yasa kapsamında
değerlendirilmesini kabul etmiş bulunmaktadır. (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
İŞ HUKUKU İHTİLAFLARI
1. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E.2004/16560, K.2005/6049
sayı ve 23.2.2005 tarihli kararı;
"Bilirkişi ihbar ve kıdem tazminatına esas alınan ücreti
hesaplarken fazla mesai ücretini de dahil ettiği
görülmektedir. Mahkemenin bu bilirkişi raporunu esas
alarak hesap edilen miktarlara hükmetmesi hatalıdır.
Bilirkişiden ek rapor alınarak bir değerlendirmeye tabi
tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken
yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır."
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E.2004/8487, k.2005/3623
sayı ve 8.2.2005 tarihli kararı;
"Anılan bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan
Şubat 2002 ayına ait bordroda, ücretin dışında pek çok
kalemden ödeme yapıldığı görülmektedir. (...) davacının
toplu iş sözleşmesinden yararlandığı anlaşıldığına göre
toplu iş sözleşmesinin tamamı getirtilmeli ve gerekirse
önceki bordrolar da getirtilerek tazminata esas alınacak
olan ücret tespit olunmalıdır. Aylık ücret dışında kalan
ve para ile ölçülebilen hakların son bir yıllık ödemeler
toplamının 365'e bölünmesi suretiyle bulunacak olan bir
günlük tutarının tazminata esas alınacak ücrete ilavesi
gerekir."
3. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E.2004/19733, K.2005/9896
sayı ve 24.3.2005 tarihli kararı;
"Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre ihbar ve
kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin
belirlenmesinde ücret dışındaki ilave ödemelerin son bir
yıl içinde hak kazanılan ve ödenen toplam miktarı 365'e
bölünmek suretiyle bulunmalı buna göre hesaplama
yapılmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır."
ÖZELGELERDE
DEĞERLEME
1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 15.5.2007 tarih ve
1394 özelgesi;
"Mükelleflerin finansal kiralama işlemi olarak
adlandırdığı işlemlerin vergi uygulaması açısından da
finansal kiralama olarak kabul edilebilmesi için, VUK'un
mükerrer 290. maddesinde sayılan şartları taşıması
gerekir. Bu sebeple, finansal kiralama yoluyla iktisap
edilen makinelerin amortisman uygulamasının
belirlenebilmesi için ilk olarak sözleşmenin vergi
hukukundaki mahiyetinin tespiti gerekir. Bu itibarla,
yapılan işlemin finansal kiralama olarak kabulü halinde,
finansal kiralamaya konu iktisadi kıymetin kullanma
hakkı ve sözleşmeden doğan borcun, kiralama konusu
iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre
yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük
olanı ile değerlenmesi ve aktifleştirilen finansal
kiralamaya konu iktisadi kıymeti kullanma hakkının, kira
süresi çerçevesinde amortismana tabi tutulması
gerekmektedir. Yapılan sözleşmenin finansal kiralama
kapsamında olmaması halinde ise; genel kira sözleşmesi
kapsamında yapılacak kira ödemelerinin, VUK 283. ve 287.
maddelerine göre ilgili dönemlerde doğrudan gider
kaydedilmesi gerekecektir."
|