Varlık Barışı’nda
Mali Milat benzeri hata
Mali milat olayını çoğunuz
hatırlarsınız.
29 Temmuz 1998 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı
yasa ile “30 Eylül 1998 günü bankaya; Türk lirası,
döviz, alacak senedi ve çeklerinizi bloke edin” denilmiş
ve bloke edilenlerle ilgili olarak, Vergi Usul
Kanunu’nun 30/7. maddesi yönünden işlem yapılmayacağı
belirtilmişti.
Yasa çıktıktan sonra, aynı günde bazen birden fazla ilde
olmak üzere 30 ilde konferanslar verip vatandaşın
nabzını tutmuştum.
Vatandaş, tedirgindi... Çok net olarak şunu soruyordu;
“Bloke edeceğimiz senetleri ve çekleri hatta paraları,
‘defterinize niçin işlemediniz?” diye sormayacakları ve
re’sen takdir yolu ile vergi ve ceza almayacakları ne
malum. Niçin yasada genel bir güvence verilmiyor da
sadece VUK Md. 30/7 yönünden işlem yapılmaz deniliyor.
Diğer maddeler yönünden işlem yapılırsa ne olacak?”
Olay anlaşılmıştı...
Vatandaş tedirgindi. Kendisine tuzak kurulduğunu ve
kendi ayağıyla tuzağa düşeceğini düşünüyordu.
O dönemde, çok sayıda TV programında ve gazetedeki
köşemde yetkilileri uyarıp “Bir yasa değişikliği ile bu
hata düzeltilmeyip, bloke edilen değerlerle ilgili işlem
yapılmayacağı hususunda genel bir güvence verilmezse, bu
yasa fiyaskoyla sonuçlanır, paralar yurtdışına kaçar ya
da yastık altına gider. Ekonomi daralır” demiştim.
Nitekim öyle de olmuştu...
Ben de dayanamayıp “Demek ki kral çıplakmış” diye
yazmıştım.
Birkaç ay sonra da yasa ertelenmişti.
Türk Vergi sistemi açısından, reform sayılabilecek bir
düzenleme, belirttiğim güvencenin verilmemesiyle ilgili
“küçük bir inat uğruna” gerçekleşmemişti. Kaybeden de
ülke olmuştu...
BENZER BİR HATA
Özellikle yurtdışındaki dövizleri Türkiye’ye getirmeyi
amaçlayan Varlık Barışı ile ilgili yasada da Mali Milat
olayındakine benzer bir hata yapıldı.
İnsanlara deniliyor ki;
“30 Eylül 2009’a kadar, yurtdışındaki dövizlerini beyan
edip, Türkiye’ye getir. Yüzde 2’si kadar da vergi öde.
Bu dövizlerden yurtdışında sağladığın gelirin Türkiye’de
sana 2007, 2006, 2005 ve 2004 yılı vergilerini ödedin mi
diye sormayacağım.”
Dikkat edin 2008 yok!..
Bu ne anlama geliyor?
“Yurtdışından getireceğin dövizin, 2008 yılındaki
gelirini (örneğin yurtdışında 2008’de elde ettiğin banka
mevduat faizi, Euro’bond faizi ya da satış gelirini, off-shore
hesap gelirini) Türkiye’de beyan edip, gelir vergisini
ödedin mi?” diye, 31 Aralık 2013 tarihine kadar, her an
bunu sorabilirim. Daha ötesi, “vergisini, vergi ziyaı
cezasını ve gecikme faizini alabilirim” anlamına
geliyor.
Oysa, yasada 2008 yılının da sorgulanmayacağı yazılı
olsaydı, insanlar gönül ferahlığı içinde dövizlerini
getirebilirlerdi...
TÜRKİYE’DEKİ PARALAR
Yasa sadece yurtdışındaki değil, yurt içindeki paraların
da yüzde 5 vergi ödenmek suretiyle, bankaya ya da finans
kuruluşuna bloke edilmesine olanak sağlıyor.
Ardından 2004-2007 yılları için, “vergi incelemesine
karşı sigorta” oluşturuluyor. Sözgelimi 1 milyon TL
beyan edene, geçmiş yıllarda gizlediği bir geliri varsa,
bu tutara kadar olanından vergi alınmayacağı taahhüt
ediliyor. Örneğin 2004-2007 yıllarında elde ettiği 200
bin TL kira ya da gayrimenkul satış kazancını
gizleyenden, 200 bin TL bankaya bloke edip yüzde 5’ini
vergi olarak ödemesi halinde, gizlenen gelirden dolayı
vergi ve ceza istenmeyeceği taahhüt ediliyor.
Ancak, 2008 yılına ait gizlenen gelirlerle ya da
bulunacak matrah farkları ile ilgili bir taahhüt yok.
2008 yılı da yasaya eklenmiş olsaydı, bu uygulamanın
başarı şansı ve toplanacak vergi daha fazla olurdu.
Henüz zaman geçmiş değil. Küçük bir yasa değişikliği,
sorunu çözer.
Şükrü KIZILOT
Hürriyet/18.08.2009 |