“Kıdem tazminatı konusuyla
ilgilenmeyen yok” desek yanılmış olmayız sanırım. Ancak
kıdem tazminatı hakediş ve ödeme hükümlerini memurların
emeklilik ikramiyesiyle benzeşen bir uygulama
standardına ulaştırmadan da gelişmiş bir sosyal yapıya
kavuşamayacağımız düşüncesindeyim. Çünkü özel sektör
kaynaklı kıdem tazminatı uyuşmazlıklarında yasal
düzenlemeye uyum gösterme becerisi, puanlanacak olsa, 10
üzerinden 2 puana ulaşabilmesi bile şansa bağlı
gözüküyor. Bu da kıdem tazminatı hakkı hususunda
içselleştirme sorunu yaşadığımızı gösteriyor.
Bu nedenle kıdem tazminatından bahsettiğimizde sosyal
bir sorun alanına girdiğimizi kabul etmeliyiz.
Yargıtay'da görülen iş davalarındaki kıdem tazminatı
bağlamına eğildiğimizde de bu gerçeği tüm çıplaklığıyla
görebiliriz. Öyleyse toplu iş hukuku düzenlemelerinden
sonra, fazla vakit kaybetmeden kıdem tazminatı sorunu da
sürdürülebilir bir yapıya kavuşturularak
çözümlenmelidir. Bunun bir iktisadî gelişme sorunu
olduğunu da kabul etmeliyiz. Kıdem tazminatı hakkında
çözümün adını duyan bazılarının militanlaşmasını da
yoğunlaştırılacak bir uzlaşmayla (şeffaf ve detaylı bir
Ekonomik ve Sosyal Konsey vb çalışma süreci uygulayarak)
önleyebilmeliyiz. Yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanımız Ömer DİNÇER'in gündemine bu konu da
girmelidir. Bu konu, alelacele değil ama etkin bir
hazırlık süreciyle çözüme kavuşturulursa, ekonomimiz
önemli bir belirsizlik faktöründen sıyrılmış olacaktır.
Şimdi konumuza dönelim.
Bilindiği üzere, 08.09.1999 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Yasası'yla
1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesine 5. numaralı bent
ilave edilerek işçilere emekli olmadan iki emeklilik
şartını yerine getirenler istedikleri takdirde
işlerinden ayrılıp Kıdem Tazminatı alma hakkı
verilmişti. Bu kanuna göre: İster kadın olsun ister
erkek, en az 15 yıldan beri sigortalı olması ve en az
3600 gün sayısını tamamlayanlar, diledikleri zaman
SGK'ya başvurup kıdem tazminatı yazısı isteyebilirler.
Bu konu pek okuyucumu ilgilendirdiği için tekrar
etraflıca yazıyorum.
Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun yürürlükteki yegâne
maddesi olan 'Kıdem Tazminatı' başlıklı 14. maddesine
4447 sayılı Kanun ile eklenen 5. bendine göre, yaşlılık
aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresi ve
prim ödeme gün sayısını tamamlamış olanlara kendi
istekleriyle işten ayrılmaları halinde kıdem
tazminatının ödenebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu
iki şartı da diğer hak ediş şartlarıyla birlikte
tamamlayanlar, işyerinden kıdem tazminatı alarak
ayrılabilirler. Diğer bir ifadeyle, söz konusu 14.
madde, 506 sayılı Kanun'un geçici 81. maddesinde yazılı
yaş şartı hariç, diğer şartları, tamamlayanlara kıdem
tazminatı alarak işyerlerinden ayrılma hakkı vermiştir.
Bu hükümler itibariyle, ilgili SGK Müdürlüğü, SSK Genel
Müdürlüğü'nün 12-99 Ek sayılı Genelgesi gereğince "kıdem
tazminatı alabilir" yazısını vermek zorundadır. Bu yazı,
SGK'den mutlaka istenmelidir. İşveren, bu madde
gereğince ödediği kıdem tazminatını, muhasebe
defterlerine gider olarak kaydetmelidir.
Yaşanan uzun bir yargı süreci sonrasında, sigortalıya,
mülga 506 sayılı Yasanın halen yürürlükteki geçici 81.
maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinde
öngörülen yaş şartı dışında en az 15 yıllık sigortalılık
ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirdiğinde, 1475
sayılı yasanın 14. maddesinin 5. bendi gereğince, SGK
tarafından kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiği
ilkesi benimsenmiştir. Bu durumda sigortalı, kendi
isteğiyle işten ayrıldığı tarih itibarıyla, 506 sayılı
Yasa'nın Geçici 81. maddesinin 4759 sayılı yasa ile
değişik (C) bendinden öngörülen yaş şartı dışındaki en
az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme
şartına haiz olduğunda, 1475 sayılı Yasa'nın 14.
maddesine 4447 sayılı Yasa'nın 45. maddesiyle eklenen 5.
bendi hükmü uyarınca, kıdem tazminatı yazısının
verilmesi gerektiği uygulaması yapılmaktadır.
Okuyucum Serdar YÜCEL, “İster kadın olsun ister erkek,
en az 15 yıldan beri sigortalı olması ve en az 3600 gün
sayısını tamamlayanlar, diledikleri zaman SGK'ya
başvurup kıdem tazminatı yazısı isteyebilirler. Tahsin
Bey, bu madde halen yürürlükte mi? Çok merak ediyorum”
diyerek konu hakkındaki tereddüdünü aşmak istemiştir.
Öyleyse hemen söyleyelim, kademeli emekliliğe geçiş
hükümlerine (506/geçici m.81) tabi bir sigortalı, 15
yıllık sigortalılık süresini, 3600 gün şartını yerine
getirdiğinde, yaş şartı dışındaki şartları yerine
getirdiğini belirttiği yazısıyla ilgili SGK Müdürlüğüne
başvurarak 'kıdem tazminatı alabilir' yazısı için
talepte bulunacak ve SGK'den aldığı bu yazı ile
işverenine başvurarak, çalışmakta olduğu şirketten kıdem
tazminatını alıp ayrılmak istediğini tebliğ ederek,
kıdem süresi için kıdem tazminatının ödenmesini
isteyebilecektir. Bu ödeme yapılmazsa, işverenliği, İş
Mahkemesi'nde en yüksek mevduat faizini de isteyerek
dava edebilecektir.
Bu açıklamalarımıza göre, a)506 s K m.60 uyarınca,
1-Kadın ya da erkek olsun başkaca bir şart aranmaksınız
7000 gün sayınız varsa, 2-Kadın ya da erkek 25 yıllık
sigortalılık süresi ve en az 4500 gününüz varsa, b)Aynı
Kanun Geçici 81.maddeye göre, 1-Kadın ise 20 ve erkek
ise 25 tam yıl sigortalılık süresi ile aynı maddede
belirtilen gün sayılarına (5000 ile 7000 prim ödeme
gününe) ulaşmış olanlar, 2-İster kadın olsun ister erkek
en az 15 yıldan beri sigortalı olması ve en az 3600 gün
sayısını tamamlayanlar, diledikleri zaman SGK'na
başvurup Kıdem Tazminatı yazısı isteyebilir ve
alacakları yazı ile işyerlerinden kıdem tazminatı alarak
ayrılabilirler.
Sorulara cevaplar
Atilla Orak: Tahsin Bey, 16.07.1965 doğumluyum. Sigorta
başlangıcım, 01.10.1987. Kıdem tazminatı için 25 yıl mı
15 yıl mı hizmet sürem olmalı?
C: Okuyucum, “Yaşını bekleyenin kıdem tazminatı”
başlıklı yazımda sözkonusu ettiğim mülga 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 81'inci maddesinin C
bendi hükmüne göre kısmî yaşlılık aylığı hak edişinde
yaş şartları hariç 15 yıllık sigortalılık süresinin ve
3600 prim ödeme gününü doldurması halinde, SGK'ndan yaşı
beklerken “kıdem tazminatı alabilir” yazısı talep edip
alabilecek ve işverenden kıdem tazminatını
isteyebilecektir.
Yıpranan terasın onarımına katılmayan kat maliklerine ne
yapabilirim?
PERİ: Sayın Sınav, apartman konusunda benim bir sorum
olacak. Apartman yazlık bir yerde. Binada oturanlar
yazın bir veya iki aylığına geliyorlar. Ben üst katta
oturuyorum. Teras herkesin kullanımında. Bu nedenle
yıpranan terastan zarar görmeye başladım. Dairenin
tavanının artık harç sıvaları da düşmeye başladı.
Defalarca komşularıma söylememe rağmen terasın yapımına
katılmıyorlar. Ben de tek başıma yaptıramıyorum.
Apartmanın yönetim planı yok. Yönetimi de yok. Bu
şartlarda ben ne yapabilirim?
C: Sayın Peri Hanım, apartmanınızda bir yönetim planı
yok. Yönetici de yok. Apartmanda yöneticinin olmaması bu
sorunlarınızın çözülmeyeceği anlamına gelmez. Bu durumda
yapılması gereken konuyu yargıya taşımanızdır. Sulh
Hukuk Mahkemesine sorunuzda belirtmiş olduğunuz
taleplerinizi içeren bir dava açmanız gerekmektedir.
Mahkeme gerekirse bir yönetici atayarak gerekli tadilat
ve düzenlemenin yapılmasını yöneticiden isteyebilir.
Yapılmış olan giderler, kat maliklerinden (başkaca bir
hüküm yoksa) hisseleri oranında tahsil edilir.
(Bu bilgiler için, işte yukarıda belirtilen bütün bu ve
benzer sorunların yanıtını bulabileceğiniz bir kitabı,
İş Müfettişi Arif Temir, yazdı. “Apartman Yönetimi ve
Kapıcılar” kitabının 2.baskısı, Yaklaşım Yayınları
tarafından (www.yaklaşım.com) Şubat ayında piyasaya
sunuldu. Apartman yönetimlerine ve kat maliklerine
rehber niteliği taşıyan bu kitabı ilgilenen
okuyucularımıza öneriyorum: 480 SAYFA, LÜKS KAPAK, 2009
BASKI, KDV Dâhil 30,00 TL)
Apartmanın ortak hizmetlerinden yararlanmayanlar,
yararlanmadıkları hizmetlerin giderlerine katılmaları
gerekir mi?
Apartmanlarda ortak giderlere bazı apartman sakinleri
katılmak istememektedir. Ortak giderlere katılmak
istemeyenler Bunun gerekçesini de söz konusu ortak
gidere konu olan bölümü kullanmadıkları şeklinde
açıklamaktadırlar. Örneğin apartmanın zemin katında
oturan apartman sakini asansörü kullanmadığı için
asansör giderlerine, alt katlarda oturanlar çatının
tamirine katılmak istememektedir. 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanunu'nun 20. maddesine göre kat malikleri
ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından
vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu
dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç
bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans
payını ödemekten kaçınamaz.
Bu konuda Yargıtay'ın vermiş olduğu bir karar “Kat
malikleri kendi bağımsız bölümlerinin durumu dolayısıyla
bundan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri
sürmek suretiyle gider ve avans paylarını ödemekten
kaçınamazlar” şeklindedir (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin
03.10.1983 tarih ve Esas: 1983/7495, Karar: 1983/7642
sayılı Kararı).
Ortak giderlerden dolayı borcunu ödemeyen kat malikinin
borcu nasıl tahsil edilir?
Kat malikinin ortak giderlerden dolayı oluşan borcu
tahsil edilemezse, borcunu ödemeyen kat malikinin,
bağımsız bölümü üzerine varsa yöneticinin veya kat
maliklerinden birinin yazılı istemiyle, borç tutarı
kadar diğer kat malikleri lehine mahkeme tarafından
kanuni ipotek hakkı tescil edilir.
Kısmî yaşlılık aylığıyla emekli olabilir miyim?
Murat ÇAĞLA: İlk işe giriş tarihim, 01.10.1977. Doğum
tarihim, 10.08.1954. Askerliğimi 1974 yılında yaptım.
Henüz borçlanmadım. 3100 günüm var. Benim öğrenmek
istediğim, askerlik borçlanmasını yaparsam ilk işe giriş
tarihim, 1975'e geri çekildiği için kademeli yıl
artışından etkilenmeden 55 yaş 3600 günden emekli
olabilir miyim? Ya da 58 yaşımı beklemeli miyim? SGK
emeklilik programı emekli olabileceğimi gösteriyor ama
emin olmak istiyorum.
C: Okuyucumun işe girişi itibariyle 15 yıllık
sigortalılık süresini çok önceden doldurmuş olduğundan
askerlik borçlanması, sadece 3600 günün doldurulmasında
yararlı olacaktır. 55 yaşını da 10.08.2009 tarihinde
dolduracağından, kısmî yaşlılık aylığını hakedişi
yönünden 3 şartı da bu tarihten 23.05.2011 tarihine
kadar, yani 24.05.2008 - 23.05.2011 tarihleri arasında
yerine getirmesi mümkün olacağından 58 yaşından önce
kısmî yaşlılık aylığını hak etmesi mümkün olmayacaktır.
Diğer bir deyişle askerlik borçlanması, kısmî yaşlılık
aylığı hakedişinde yaştan indirim getirmemektedir.
Özürlü olarak ne zaman emekliliği olabilirim?
Volkan DİNER: Doğum tarihim, 10.06.1980. SSK sicil
numaramı 01.10.1999 tarihinde meslek lisesi tarafından
stajyer olarak aldım. Ama ilk primim işe girip
22.12.2002 tarihinde ödenmeye başlandı. Şu an 1740 gün
ödenmiş primim var. Emekli yılı hesabı için 1999 yılı mı
yoksa 2002 yılı mı dikkate alınacak? %42 özürlü sağlık
raporum var. Ne zaman emekli olabilirim?
C: Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları yönünden prim
ödenmediği için, stajyerlik girişi emeklilik hesabına
esas alınamaz. İlk priminin yatırıldığı 22.12.2002
tarihinde sigortalılığı başlamıştır. Bu durumda 506
sayılı Kanunun geçici 87'nci maddesine göre, emekliliğe
kademeli geçiş sağlanmıştır. Eğer SGK Sağlık Kurulu
tarafından %42 özürlü sağlık raporu onaylanırsa, 19
yıllık sigortalılık süresi ve 4240 prim ödeme günüyle –
özürlü vergi indiriminden de yararlanarak – özürlü
emeklisi olabilecektir.
Aydın ÖZKARA: Tahsin Bey, sorum özürlü emekliliği
hakkındadır. Bilgilerim: Doğum Tarihim: 20.03.1972. SSK
Başlangıcım: 01.09.1995. SSK gün sayısı: 4000 civarıdır.
%50 vergi indirimi raporum var. Halen çalışıyorum.
Askerliğimi SSK'dan önce yaptım. 19 ay askerlik
borçlanmasını ödedim. Askerden sonra özürlü duruma
düştüm. Bu durumda özürlü kadrosundan ne zaman emekli
olabilirim?
C: Okuyucum, üçüncü derece özürlülüğü nedeniyle, özürlü
emekliliği yoluyla, 16 yıllık sigortalılık süresini ve
3760 prim ödeme gününü doldurduğunda emekliliğini
isteyebilecektir. 16 yıllık sigortalılık süresi,
askerlik borçlanmasıyla sigortalılık süresi öne
(01.02.1994) çekildiğinden, 01.02.2010 tarihinde
dolacaktır. 4000 gün prim ödemesi bulunduğundan,
01.02.2010 tarihi ve sonrasında emekliliğini SGK'dan
talep edebilecektir.
Tahsin Sınav
Y.Şafak/18.05.2009 |