Şirketlerin yaptıkları tanıtım harcamaları
eğer gelirlerini artırıcı bir etki yapıyorsa bu giderler
vergi indiriminde konu edilebilir. Ancak işletme sahibi
ve ortaklarının kendileri ve yakınlarına gönderilen
çiçek ve çelenk bedelleri genel gider kabul ediliyor.
SORU: Şirketimizin faaliyet konularını ve teknik
etkinliğini anlatabilmek ve tanıtımını yapabilmek için
düzenlemiş bulunduğumuz toplantı giderlerini kanunen
kabul edilebilir giderler arasında gösterebilir miyiz?
Bu konuda yapmış bulunduğumuz harcamaların bir bölümü
temsil ve ağırlama gideri olarak kabul edilir mi?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 40/1. maddesi gereği
olarak "Ticari kazancın elde edilmesi ve idame
ettirilmesi (sürdürülmesi) için yapılan genel giderler"
safi kazancın tespiti sırasında indirim konusu
yapılabilmektedir.
Ticari işletme bünyesinde yapılan, ticari işletmeyle
ilgili bütün harcamalar ilke olarak gelirin elde
edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili kabul
edilmektedir. Ancak bu giderlerin ticari kazancın
tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için
giderin yapılmasıyla gelirin elde edilmesi veya idame
ettirilmesi arasında doğrudan ve açık bir ilişkinin var
olması gerekmektedir.
Ticari gelirin elde edilmesi ve devamı için yapılan
giderlerden birisi de temsil ve ağırlama giderleridir.
Ancak temsil ve ağırlama giderlerinin yapılmasında
dikkat edilmesi gereken en önemli husus bu tür
giderlerle şirket hasılatının birebir ilişkisinin bazen
olmadığı konusudur. Bir başka anlatımla bazen temsil ve
ağırlama harcamalarının mükellef gelirlerini artırmadığı
gözlenmektedir.
Hesap Uzmanları Kurulu Danışma Komisyonunun vermiş
olduğu bir karara göre, işletmelerin ticari ilişki
içinde bulundukları kişiler için yapılan bazı
harcamaların da temsil ve ağırlama gideri olarak
kazancın tespitinde dikkate alınması gerektiği
yönündedir. Söz konusu kararda bankalar ve diğer bazı
müesseselerin, ülkeye hizmet etmiş kişiler, bankaya uzak
ve yakın bir alakası bulunan kişiler veya bunların
aileleri için çelenk bedeli, ziyafet ve hediye gibi
masrafları, temsil ve ağırlama gideri olarak kabul
edilebileceği belirtilmiştir.
Ticari işletmelerin işleriyle ilgili olup, ticari örf ve
adetlere uygun işletmenin cirosu ve beyan ettiği gelir
ile orantılı olarak yapmış olduğu temsil ve ağırlama
giderlerinin, kazancın tespiti aşamasında indirim konusu
yapması mümkündür. Toplantı giderleri de aynı şekilde
değerlendirilmektedir.
Gerek genel giderlerin yapılışında ve gerekse temsil ve
ağırlama giderlerinde işle ilgili olma koşulunun
aranması, daha çok subjektif nitelikte bir değerlendirme
konusudur. Söz konusu harcamaların yapılışı sırasında bu
özelliğin dikkate alınması gerekir. Çoğu kez söz konusu
harcamalar inceleme elemanlarınca farklı şekillerde
değerlendirilerek eleştiri konusu yapılabilmektedir.
Ancak işletme sahibi ve ortaklarının kendileri ve
yakınlarına bazı özel günlerinde dahi gönderilen çiçek
ve çelenk bedellerini genel gider kabul edilmektedir.
(Bıyık, Recep- Kıratlı Aydın "Giderler ve İndirimler"
Yaklaşım Yayıncılık, 2007, sf:77 ) (V. Seviğ)
KİRA GELİRLERİNDE İSTİSNA KOŞULLARI
SORU: Eşimle ortak olarak sahibi bulunduğumuz bir köşkü
kiraya vermiş bulunuyoruz. Ben emekliyim. Eşim ise halen
bir kamu kuruluşunda ücretli olarak çalışmaktadır. Söz
konusu köşk eşime miras olarak kalmıştır. Ancak bundan
iki yıl önce yarısını bana Tapuda devir etmiştir.
Dolayısıyla söz konusu köşk artık tapuda ikimiz adına
tescillidir.
Köşkün kira gelirini beyan ederken ikimizin de ayrı ayrı
indirim hakkımız var mıdır? Eğer ikimizin de indirim
hakkı varsa 2008 yılı için bu miktar ne kadardır?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 21. maddesine göre,
binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim
yılında elde edilen hasılatın 2008 yılında 2.400 YTL'si
2009 yılında ise 2.600 TL'si vergiden bağışık
tutulmuştur. Söz konusu istisna sadece konut kiraları
ile bağlantılıdır.
Konut (mesken) dışında kiraya verilen veyahut da
konut(mesken) dışında herhangi bir şekilde kullanım
konusu yapılan gayrimenkullerden elde edilen kira
gelirlerine bu istisnanın uygulanması mümkün değildir.
Gelir Vergisi Yasası'nın 21. maddesi uyarınca sahip
oldukları konutu kiraya verenler, elde ettikleri
hasılattan istisnayı düştükten sonra kalan kısımdan
indirim konusu olan giderlerini düşmek suretiyle kalan
kısmı beyan etmek zorundadırlar. Eğer gayrimenkul
sermaye iradı sahipleri gerçek gider esasını kabul
etmişlerse bu takdirde istisna edilen kısma ait gerçek
gideri indirim konusu yapamazlar. Bu bağlamda gerçek
giderden istisna edilen kısma isabet eden miktar orantı
yoluyla hesaplanmaktadır.
Götürü gider usulünün benimsenmesi halinde elde edilen
toplam kira gelirlerinden öncelikle Gelir Vergisi
Yasası'nın 21. maddesinde yer alan istisna düşüldükten
sonra kalan kısım üzerinden yüzde 25 oranında götürü
gider hesaplanarak düşülür, kalan kısım beyan edilir.
Burada elde edilen kira gelirine uygulanan istisna,
geliri elde edene aittir. Bir başka anlatımla
gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin olarak
uygulanacak istisna şahsa bağlı bir istisnadır. Bunun
nedeni de gelir vergisinin şahsi bir vergi olmasıdır.
Dolayısıyla ortak mülkiyette her ortak kendi payına
düşen hasılata sözü edilen istisnayı
uygulayabilmektedir.
Sizin eşinizle ortak olarak sahip olduğunuz
gayrimenkulden elde etmekte olduğunuz kira gelirinin
½'sini siz, diğer ½'sini ise eşiniz beyan etmekle
yükümlü olduğundan, her ikinizde kira gelirinden
payınıza düşen kısımdan öncelikle istisnayı indirim
konusu yapmanız, bundan sonra kalan kısım için gerçek
gider veyahut da götürü gider indirim hakkınızı
kullanarak beyana tabi net gayrimenkul sermaye iradını
hesaplamanız gerekmektedir. Veysi Seviğ - Bumin
Doğrusöz
referans/18.03.2009 |