Anayasa
Mahkemesi'nin iptal kararları
Anayasanın 150'nci maddesi uyarınca "Kanunların,
kanun hükmündeki kararnamelerin, TBMM İçtüzüğü'nün veya
bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas
bakımından anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa
Mahkemesi'nde doğrudan doğruya iptal davası açabilme
hakkı, cumhurbaşkanı, iktidar ve ana muhalefet partisi
Meclis grupları ile TBMM üye tamsayısının en az beşte
biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla
siyasi partinin bulunması halinde, iktidar partilerinin
dava açma hakkı en fazla üyeye sahip olan partidir."
Diğer yandan "Bir davaya bakmakta olan mahkeme,
uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
hükümlerini anayasaya aykırı görürse veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu
kanısına varırsa Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda
vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu
iddia, temyiz merciince esas hühkümle birlikte karara
bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak
üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre
içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki
hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak Anayasa
Mahkemesi'nin kararı, esas hakkındaki karar
kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme davayı yürürlükteki
hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak Anayasa
Mahkemesi'nin kararı, esas hakkındaki karar
kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme buna uymak
zorundadır.
Anayasa Mahkemesi'nin işin esasına girerek verdiği ret
kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra on yıl
geçmedikçe aynı kanun hükmünün anayasaya aykırılığı
iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz." (Anayasa
Madde: 152)
Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesindir. (Anayasa
Madde: 153) Ancak iptal kararları gerekçesi yazılmadan
açıklanamaz.
Anayasanın 153'üncü maddesi gereği olarak "Anayasa
Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
tamamını veya bir hükmünü iptal ederken kanun koyucu
gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde
hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya TBMM İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri iptal kararlarının Resmi Gazete'de
yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken
hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih,
kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlayarak
bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği
durumlarda, TBMM, iptal kararının ortaya çıkardığı
hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini
öncelikle görüşüp karara bağlar."
Anayasal buyruk gereği "İptal kararları geriye yürümez."
"Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete'de hemen
yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını,
idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."
Mevcut anayasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere
gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün
yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabilmektedir. Bu tarih kararın verildiği
günden başlayarak altı ayı geçmemektedir.
Gerçekte anayasal sistemimiz içinde, Anayasa
Mahkemesi'nin iptal kararları anayasaya aykırılığın bir
yaptırımı olarak ortaya çıkmakta ve bu yaptırımın etki
alanının saptanması da bir anayasal sorun olarak
belirlenmektedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin
kararlarıyla iptal edilen bir yasanın geleceğe yönelik
tüm etkilerinin kaldırılması ve iptal kararına uyulması
tüm devlet kuruluşlarınca kaçınılmaz bir zorunluluktur.
"Anayasa Mahkemesi, anayasaya aykırı bulduğu bir kuralı
iptal ederek, anayasaca kendine verilen anayasaya
uygunluğu sağlama işlevini yerine getirmektedir."
Mahkemenin görevi, kuşkusuz kural koymak olmayıp,
anayasaya aykırılığı gidermektedir. Ancak, anayasaya
aykırı bulunarak iptal edilen bir statü ya da kural
işlemin yürürlükten kalkması yeni bir durum yaratır ve
uygulama, bulunduğu statü içinde yürürlüğünü sürdürür.
Bir başka anlatımla her iptal kararı yeni hukuksal bir
sonuca neden olur. Bu durum Anayasa Mahkemesi'nin
kendisini yasa koyucu yerine koyduğu anlamına gelmez.
Yasama organı, iptal hükmüyle ortaya çıkan hukuksal
yapıyı uygun bulmazsa, kuşkusuz anayasal sınırları
içinde, yeni kural koyabilir ya da yürürlükteki
kurallarda değişiklik yapabilir.
Anayasal buyruk gereği yasama organı yapacağı yeni
düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen Anayasa
Mahkemesi kararlarını göz önünde bulundurmak, bu
kararları etkisiz kılacak biçimde yeni yasa çıkarmamak,
anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar
yasalaştırmamak yükümlülüğündedir. Bu bağlamda da yasama
organı kararların yalnız sonuçları ile ilgili değil, bir
bütünlük içinde gerekçeleri ile bağlıdır.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararının yürürlüğe
girişiyle birlikte yeni bir hukuksal durum ortaya
çıkmaktadır. Çünkü verilen kararla anayasaya aykırı bir
hüküm ortadan kalkmıştır ve o hükmün düzenlendiği
alandaki uygulama artık o hükmün bulunmadığı göz önünde
tutularak işlem yapılacak ve karar verilecektir.
Veysi Seviğ
Referans/17.11.2009 |