Vadeli çek yasalaştı
Türk Ticaret Yasası'nın "kıymetli evrak" başlıklı
üçüncü kitabının "kambiyo senetleri" faslı içinde ayrı
bir kısım olarak yer alan "çek" mevcut yasal tanımlamaya
göre "kayıtsız ve şartsız muayyen (belli) bir bedelin
ödenmesi için havaleyi içerir." Bu bağlamda Türkiye'de
ödenecek çeklerde muhatap olarak ancak bir banka
gösterilir. (Madde: 694)
Çeklerin keşidesi ve şekli (madde: 692-699), devri
(madde: 700-705), ödeme ve ödemeden imtina (kaçınma)
(madde: 706-723) ile konuya ilişkin diğer hükümler,
(madde: 724-730), kanunlar ihtilafı, (madde: 731-743),
Türk Ticaret Yasası içinde yer almaktadır.
Çek kullanımı hakkındaki esaslar, çek hamillerinin
korunmasına dair önlemler ve bu bağlamda uygulanması
öngörülen cezalar ise "Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve
çek hamillerinin korunması hakkındaki" 3167 sayılı
yasanın konusunu oluşturmaktadır.
"Çek gerçekte bir tediye (ödeme) aracıdır. Çekin ödeme
dışında bir nedenle keşide edildiğinin ispatı bunu iddia
edene düşer ve tanıkla kanıtlanamaz."
Son yıllarda çekin mevcut yasal düzenlemeler hilafına
vadeli olarak düzenlenmesinin giderek yaygınlaşması, bu
bağlamda çekin keşide tarihinden önce bankalara ibrazı
iş âleminde güvensizliğe neden olmuştur.
Buna bağlı olarak "Bazı kanunlarda değişiklik yapılması
hakkındaki" 5838 sayılı yasa ile ülkemizde çek
kullanımının ve düzenlenmesini etkileyen iki önemli
değişiklik yapılmış olup, bu değişikliklerle bundan
böyle çekler vadeli olarak kullanılabilir hale
getirilmiş, düzenlenen çeklerin talimatla ödenmesinin
durdurulmasına hukuken son verilmiştir. Şöyle ki;
* 5838 sayılı yasanın 18'inci maddesi ile "Çekle
ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması
hakkındaki" yasaya eklenen geçici 2'nci maddeye göre
"31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide
tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya
ibrazı geçersizdir."
Yukarıya aynen alınan yasa maddesi gereği olarak 28
Şubat 2009 tarihi ile 31.12.2009 tarihi arasında vadeli
olarak düzenlenmiş olan çeklerin üzerinde yer alan
keşide tarihleri (vadelerinden) önce ibrazı halinde
bankalar tarafından bu çekler için işlem yapılamayacak,
yani ödenmeyecek veya takas odasında işlem
görmeyecektir.
Sözü edilen yasa maddesinin gerekçesine göre "belirli
bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden
önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz kabul
edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında
ödenmemesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan
sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi
amaçlanmıştır."
* 5838 sayılı yasanın 32'nci maddesi Türk Ticaret
Yasası'nın 711'inci maddesinin üçüncü fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
Sözü edilen yasa maddesine göre "Keşideci çekin
kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası
olmaksızın çıkmış olduğunu iddia ederek" muhatabı çeki
ödemekten men edebiliyordu. Bu durum çoğu kez uygulamada
çek hamillerinin mağdur olmasına neden olduğundan
uygulamada son zamanlarda ortaya çıkan yakınmalar her
geçen gün artmaya başlaması dolayısıyla bu maddenin
yürürlükten kaldırılması fikri giderek ağırlık
kazanmıştır. Buna dayalı olarak sözü edilen madde
28.02.2009 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış
bulunmaktadır.
Uygulamada yürürlükten kaldırılan yasa maddesinin
yarattığı boşluğun doldurulmasına yönelik hiçbir yasal
düzenlemenin yapılmamış olmasından kaynaklanacak
sorunların nasıl giderileceği konusunda ortaya çıkan
duraksamalar yeni bir sorun kaynağı haline dönüşebilecek
niteliktedir.
Çünkü; çeki keşide edenin iradesi dışında elinden çıkan,
daha doğrusu çalınan veya zayi edilen çeklerin iptali
için oldukça etkili olan geçmiş yasa maddesinin
yürürlükten kaldırılması ile birlikte, bundan böyle çek
hamilinin bu gibi hallerde başvuracağı ödemeyi durdurma
yetkisinin kaldırılmasından kaynaklanan boşluğun nasıl
doldurulacağı konusu şimdilik sorun olarak karşımıza
çıkacaktır.
Oysa çekini kaybeden veya çeki çalışanların hukukunu
koruyan yeni bir düzenlemenin yapılmaması halinde bu
sorunun daha da büyümesi beklenmektedir.
Gerçekte geçmişte çekin keşidecisinin elinden rızası
hilafında çıkması halinde keşidecinin ödeme yasağı
koyması yasal bir hak niteliğinde olduğundan bankaya
yapacağı bildirimle sözü edilen çekin tahsilatını
durdurmak suretiyle muhtemel bir zarardan kurtulmuş
oluyordu.
Şimdi bundan böyle çeki düzenleyen kişinin sözü edilen
çeki zayi etmesi veya idaresi dışında elinden çıkması
halinde böyle bir olanaktan yani ödememe talimatını
verme olanağından yoksun bırakılmıştır.
5838 sayılı yasanın gerekçesinde konuya ilişkin olarak
bu hükmün Cenevre Birlik Anlaşması'nın yer almadığı
görüşünden bahis edilmektedir. Buna karşın sözü edilen
maddenin İsviçre Borçlar Yasası'ndan alındığı
vurgulanarak, İsviçre'de bu maddenin tartışma yarattığı
üzerinde durulmaktadır.
Sonuç olarak ülkemizde yanlış anlamaların doğmasına
neden olan ve çekin niteliği ile bağdaşmadığı ifade
edilen Türk Ticaret Yasası'nın 711'inci maddesinin
üçüncü fıkrası bundan böyle yürürlükten kaldırılmış
ancak çıkması muhtemel sorunlara yönelik düzenleme
yapılmamıştır.
Veysi Seviğ
Referans/17.03.2009 |