Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

2009 Yılı Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   17 Şubat 2009

   Ana sayfa

   2009 Yılı Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 

 


 

Yurtdışındaki vatandaşlarımıza sağlanan vergi avantajları

 

Gelir Vergisi Kanunu'muz (GVK), yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'de elde ettikleri kira, mevduat faizi, repo, Hazine bonosu ve Devlet tahvili, kar payı ve temettü gibi gelirlerinin vergilendirilmesinde bazı avantajlar sağlıyor...

Bugünkü konumuz yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'de elde ettikleri bazı gelirlere sağlanan beyan ve vergi avantajları ile ilgili...
210 Seri no'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde yapılan açıklamaya göre; uzun süredir yabancı ülkede yaşayan, kişisel ve ekonomik ilişkileri daha ziyade yaşadıkları ülkede yoğunlaşan vatandaşlarımızın, daimi ikametgahlarının bulundukları ülke olduğu kabul edilmiş, oturma veya çalışma izni alarak altı aydan fazla süre ile yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'de elde ettikleri gelirler açısından dar mükellefiyet esasına göre vergilendirilmeleri benimsenmiştir. 

Bu bağlamda, yurtdışında oturan ve dar mükellef sayılan vatandaşlarımızın, Türkiye'de elde ettikleri stopaj yoluyla vergilendirilmiş gelirleri için beyanname vermeleri gerekmiyor. Diğer yandan dar mükellefler tarafından elde dilen bazı gelirler için stopaj oranının sıfır olarak tespit edilmiş olması ayrı bir vergi avantajı sağlıyor. Bu gelirler için bir lira dahi vergi ödenmemiş oluyor. 

Yurtdışında yaşayan ve dar mükellefiyet esasına göre vergilendirilen vatandaşlarımıza beyan ve vergi avantajı sağlayan Türkiye'de elde ettikleri bazı gelirler şöyle...

İŞYERİ KİRA GELİRİ
Türkiye'de bulunan büro, mağaza, dükkan, depo gibi işyerlerinden elde ettikleri tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş kira gelirleri, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek. Kira ödemesi sırasında yapılan yüzde 20 oranındaki vergi tevkifatı nihai vergi olacak.

KåR PAYI VE TEMETTÜ GELİRLERİ
Türkiye'de ortak oldukları limited şirketlerden elde ettikleri kar payları ya da hisse senedine sahip oldukları anonim şirketten elde ettikleri temettü gelirlerinin tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek. Kar payı veya temettü dağıtımı sırasında yapılan yüzde 15 oranındaki vergi tevkifatı nihai vergi olacak.

MEVDUAT FAİZİ VE REPO GELİRLERİ
İster Türk Lirası, ister yabancı para cinsinden olsun, elde edilen mevduat faizi ve repo gelirleri tutarına bağlı olmaksızın beyan edilmeyecek. GVK'nın geçici 67. maddesine göre faiz veya repo gelirinin elde edildiği sırada banka tarafından yapılan yüzde 15 oranındaki vergi tevkifatı nihai vergi olacak.

TAHVİL VE BONO FAİZLERİ
Eurobond da dahil olmak üzere, Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen faiz gelirleri için beyanname verilmeyecek. Stopaj oranı dar mükellefler için sıfır olarak belirlendiğinden, elde edilen faiz gelirlerinden bir lira dahi vergi ödenmemiş oluyor.

BORSA KAZANÇLARI
GVK'nın geçici 67. maddesine göre dar mükelleflerin borsa kazançları için tevkifat oranı sıfır olarak belirlenmiş olduğundan, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız borsa kazançları için beyanname vermeyecekler ve bir lira dahi vergi ödemeyecekler.

YATIRIM FONU GELİRLERİ
Dar mükellefler tarafından menkul kıymet yatırım fonu katılma belgelerinin ilgili fona iadesinden sağlanan gelirler için stopaj oranı sıfır olarak belirlenmiş olduğundan, bu gelirler için beyanname verilmeyeceği gibi bir lira dahi vergi ödemesi söz konusu olmayacak.

YAŞANILAN ÜLKEDE BEYAN
Tüm bu açıklamalardan, yurtdışında oturan vatandaşlarımızın, Türkiye'de beyan etmedikleri gelirlerini, yaşadıkları ülkede de beyan etmeyecekleri sonucunu çıkarmamak gerekiyor. Stopaj yoluyla vergilendirildikleri için Türkiye'de beyan etmedikleri gelirlerini, bulundukları ülkede beyan etmeleri gerekebilir.

Nasıl ki Türkiye'de yerleşmiş sayılanlar, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri gelirlerini beyan etmek zorunda iseler, yurtdışında oturan vatandaşlarımızın da durumlarını bulundukları ülkenin vergi yasalarına göre değerlendirmeleri gerekiyor.

AKLINIZDA BULUNSUN

Tehlikeli yerlerde sigara içmeyin
İŞÇİNİN, işyerinin tehlikeli bölgelerinde (örneğin yanıcı ve parlayıcı maddelerin yakınlarında) sigara içmesi durumunda iş sözleşmesi tazminatsız olarak fesh edilebilir.

Kafanıza takmayın
KÜRESEL krizle birlikte daha da ivme kazanan ekonomik sorunlarımız acil çözüm bekliyor. Krizin olumsuz etkileri ilk olarak ihracatta görüldü. İhracatımız 'rekor' sayılabilecek bir oranda düştü. İhracata yönelik TİM Başkanı'nın önerisini biliyorsunuz: Camilerde hutbe okunması...
 Kendimize özgü çözümler konusunda nevi şahsına münhasırız. Kaçak elektrikle mücadele konusunda en etkili önlem ise bedava kömür dağıtmakmış. Bunu biz söylemiyoruz; yetkililer söylüyor...
 IMF ile kesintiye uğrayan görüşmeler çoktan gündemin alt sıralarına itildi. Diğer taraftan, racona dayalı dış politika, seçmenin aklını karıştırmış durumda...

 Bütün bunlardan daha önemlisi, toplum psikolojisi açısından oldukça sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Farklı renk ve görüşlere tahammülsüzlük tavan yapmış durumda...
Krizin seçim dönemine rastlaması büyük bir şanssızlık. Sorunlara zamanında müdahale edilmemesi, çözüm süresini de doğrudan etkileyecek gibi görünüyor. Sorunun çözümünün ilk şartı bunu kabullenmek, yani doğru teşhis etmektir. Sorun doğru bir şekilde ortaya konulamazsa çözüm şansı da azalır.

Çözümler konusunda etkin önlemlerin devreye girebilmesi için krizin sebepleri ve etkilerinin doğru okunması gerekiyor. Bu konuda oldukça farklı görüşler var. Bu görüşleri tartışmayı bir kenara bırakıp, teşhisin önemini ve aynı zamanda psikoloji boyutunu anlatan bir fıkra ile konuyu bağlayalım.
Temel şiddetli ishale yakalanmış, derhal hastaneye kaldırılmış. Doktor, Temel'i muayene ettikten sonra hastabakıcıyı çağırıp 'derhal ilgili servise yatırın' talimatını vermiş.
Hastabakıcı Temel'i yanlışlıkla psikiyatri kliniğine götürüp bırakmış. Temel, 'vardır bir hikmeti' diye düşünüp itiraz etmemiş.

Birkaç gün sonra doktor Temel'e rastlamış ve sormuş:
l Nasılsın?
l Eskisinden de kötü ama...
l Aması ne?
l Artık kafama takmiyrum oni.

Bağ-Kur başlangıcı sigortalılık başlangıcı sayılır
ANNEM 05.05.1960 doğumlu. İlk SSK'ya giriş tarihi Şubat 2004. Beş yıldır prim ödüyor. Annemin emekli olma şansı var mı? Kısmi emeklilik aylığından yararlanmak için ne kadar daha pirim ödemesi gerekiyor?
Annemin adına 1993 yılında dükkan açmıştık. Yaklaşık 8 ay Bağ-Kur'lu oldu. Bağ-Kur numarası bir işe yarar mı? Eftal Vural
Birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi çalışması olanların sigortalılık süresinin başlangıcı, bu kurumlardan herhangi birine tabi olarak ilk defa çalışmaya başlanılan tarihtir. Buna göre, annenizin 1993 yılındaki Bağ-Kur sigortalığının başlangıç tarihi, sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak kabul edilir.

Anneniz, sekiz aylık Bağ-Kur hizmeti dahil yaklaşık 2000 gün olan prim ödeme gün sayısını, 4/a (SSK) kapsamında 1600 gün daha prim ödeyerek 3600 güne tamamlayıp, 58 yaşını doldurduğunda SSK'dan (devredilen) kısmi emeklilik aylığına hak kazanır. İsterse 1600 günün en fazla 1230 gününü isteğe bağlı sigortalı olarak da ödeyebilir.

Eşinizin Bağ-Kur sigortalılığını durdurabilirsiniz
EŞİM 09.03.1997 tarihinde kurduğum şirkette ortağım oldu. O zamanlar Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalı olarak girişini yapmış. Biz de isteğe bağlı diye hiç prim yatırmadık. 2007 yılında Kurum hatasını anlayıp normal Bağ-Kur'a dönüştürdü ve geçmiş yılları borçlandırdı. Borç büyük olduğu için yatıramadık. Sağlık hizmetinden yararlanamıyor. Kendim de Bağ-Kur'dan emekliyim. Eşimi şirket ortaklığından çıkartırsam benim üzerimden sağlık hizmetinden yararlanabilir mi? Gürbüz Güvenç
 Eşiniz şirket ortaklığından ayrılırsa Bağ-Kur sigortalılığı sona erer. Sizin üzerinizden sağlık hizmeti alabilir. Beş yıldan fazla süreyle prim borcu olduğu için, 5510 sayılı SS ve GSS Kanununun geçici 17. maddesine göre sigortalılık süresinin durdurulmasını talep edebilirsiniz. Bu durumda 30.04.2008 tarihine kadar olan süre, sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, borcunuz da istenmez. Sadece 01.05.2008 ile eşinizin şirket ortaklığından ayrılacağı tarih arasındaki süreye ilişkin primi ödersiniz. Daha sonra isterseniz durdurulan sürelerin primini ödeme tarihinde geçerli olan tutarlar üzerinden ödeyerek bu süreleri kazanabilirsiniz.

Metin Taş-Sezgin Özcan

Akşam/17.02.2009

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.