Yurtdışındaki paraların ne kadarını getirmek gerekiyor ?
MALİYE
Bakanı’nın “yurt dışında parası olanlar için çember
daralıyor” açıklamasından sonra, o kadar ilginç sorular
geliyor ki şaşarsınız.
BİRKAÇ SORU
Gelen sorulardan, birkaç
örnek verelim.
1) 29 Eylül 2009
akşamına kadar, paramızı
Türkiye’ye getirmezsek,
daha sonra
paramıza el mi konacak?
2)
Bir Türk’ün yurt dışında
mevduatı olması
yasaklandı mı?
Yasaklandıysa cezası ne?
3) Paramızı
Türkiye’ye getirince,
“Bu parayı nereden buldun? Ne iş yaptın da kazandın?”
diye sorulursa ne yapacağız?
4) Türkiye’de
mevduata uygulanan
güvence artırıldı mı?
5) Yurt dışındaki
paramızı Türkiye’ye getirince,
2008 yılı için cezalı vergi
isteneceğine göre,
kendi ayağımızla tuzağa mı düşmüş olacağız?
6) Paralarımızın
tamamını getirmezsek
olur mu? En az ne
kadarını getirmemiz gerekiyor?
BİRKAÇ YANIT
1) Yurt dışındaki
paralarını, Türkiye’ye getirmeyenler, daha sonra tespit
edildiğinde,
paralarına el konulması söz konusu değil.
2) Yurt dışındaki
bankalarda bir Türk’ün mevduatının olması,
yasak da değil suç da…
3) Paraların
Türkiye’ye getirilmesi halinde, anapara açısından
“nereden buldun?”
sorgulaması söz konusu değil.
4)
Türkiye’de mevduata uygulanan
güvence artırılmadı,
hala 50 bin TL.
5) Yurt dışındaki
para Türkiye’ye getirildiğinde, bu parayla ilgili olarak
2008 yılı öncesine ait vergi incelemesi söz konusu
olmayacak. Ancak 2008
yılı faiz ve benzeri gelirleri ile ilgili olarak, 31
Aralık 2013 tarihine kadar vergi incelemesi yapılıp,
vergi, ceza ve faiz
istenebilecek.
NE KADARINI
GETİRMELİ?
“Paralarımızın tamamını
getirmeyip, bir kısmını getirsek olmaz mı?”
sorusuna gelince; tamamı getirilmese de olabilir.
Maliye Bakanı, yurt
dışındaki paralara ulaşılması halinde,
“Hani bunlardan elde edilen faizin
gelir vergisi?” diye
sorulacağını belirtmişti.
Bu duruma göre,
örneğin 2007 yılında İsviçre’de bulunan 1 milyon
dolardan, yüzde 1 faiz geliri yani 10 bin dolar elde
edilmişse, “10 bin
doların gelir vergisini ödediniz mi?”
diye sorgulama yapılabilecek.
O halde, 2007 yılı için
10 bin dolar getirilip yüzde 2’si yani 200 dolar vergi
olarak ödenirse, 2007 yılı vergisi yönünden sorun
doğmayacak.
Buna göre, 1 milyon dolar
mevduata 2005,
2006 ve 2007’de toplam 30 bin dolar gelir elde
edilmişse, 1 milyon dolar getirip 20 bin dolar vergi
ödemek yerine 30 bin dolar getirilip 600 dolar vergi
ödenmesi de yeterli olacak.
Kuşkusuz 2008 yılı faiz
gelirinin de pişmanlıkla beyan edilip gelir vergisinin
ödenmesinde yarar var.
Daha önce de
yazdığımız gibi, mevduat
güvencesi artırılır ve 2008 yılı incelenmeyecek yıllara
dahil edilirse, yurt
dışından getirilen paralar da artar.
Yargıtay ve Danıştay da
‘İlmühaber hisse senedidir’ diyor
GEÇTİĞİMİZ
hafta boyunca, anonim şirketlerde geçici ilmühaberin,
hisse senedi yerine geçme durumu tartışıldı.
Türk
Ticaret Kanunu’nun 411. maddesinde
ve Maliye
Bakanlığı’nın 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde
ilmühaberin hisse senedi yerine
geçeceği, açıkça
belirtiliyordu.
Merak edip,
“Acaba yargı kararları ne yönde?”
diye araştırdık.
- Yargıtay Hukuk
Genel Kurulu kararları;
“Hisse senedi çıkartılmamış ise, ilmühaberin hisse
senedinin yerini tutacağı”
yönünde kararı var (Örneğin Yarg. HGK.K. 04.07.2007
tarih ve E.2007/13-332, K.2007/446 ve 22.11.1978 tarih
ve E.1977/11-422, K.1978/978 sayılı kararları).
- Danıştay da
“İlmühaber hisse senedi yerine
geçer” diyor (Dn.
7.D. 14.12.1999 tarih ve E.1999/70, K.1999/4120).
Şükrü KIZILOT
Hürriyet/15.09.2009 |