Gayrimenkul satış zararı
gider yazılabilir mi?
Değerli okurlar, daha önce de
sizlere birbiriyle çelişen bakanlık görüşlerinden
bahsetmiştim. Bugün de böylesi bir konuyu ele alacağım.
Konu ile ilgili tartışmalı husus nedir?
Eski Kurumlar Vergisi Kanunu'nda önce uzun süre geçici
maddelerde düzenlenip, daha sonra kanun metnine dahil
edilen gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış kazançları
istisnası yeni kanunda da muhafaza edilmiştir.
5520 sayılı yeni Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5.
maddesinin 1/e bendinde, "Kurumların en az iki tam yıl
süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak
hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu
senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının
satışından doğan kazançların %75'lik kısmının" anılan
bentte sayılan şartlar dahilinde kurumlar vergisinden
istisna olduğu hükme bağlanmıştır.
Aşağıda örneklerini vereceğimiz bazı bakanlık
görüşlerinde, bu istisna hükmü nedeniyle, satışta bir
zarar oluşmuşsa bu zararın matrahtan indirilemeyeceği
ileri sürülmektedir.
Neye dayanılıyor?
Zararın indirilemeyeceğini ileri sürenler, 5520 sayılı
kanunun 5. maddesinin 3. fıkrasındaki, "iştirak
hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç
olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna
edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna
kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının,
istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul
edilemeyeceği" şeklindeki düzenlemeye dayanmaktadırlar.
Çok basit olarak, bu düzenlemeyi gerekçe göstererek, kâr
etseydiniz %75'i vergiden istisna olacaktı, zarar
ettiğinizde bu zararı gider olarak dikkate alamazsınız
denmektedir.
Çelişkili muktezalar
Aynı tarihlerde (2007), İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı zararı indiremezsiniz derken (B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-5/e),
Gelir İdaresi Başkanlığı verdiği yazılı görüşte, zararın
tamamının kurum kazancının tespitinde dikkate
alınabileceği görüşünü vermiştir (23.08.2007/074720).
Yargı kararı
Geliri belli şartlarla vergiden istisna tutulan yurt
dışı inşaat faaliyetinden doğan zararın yurt içi
kazançlardan, yukarıdaki yaklaşım çerçevesinde,
indirilemeyeceği iddia edilmiş, ancak İstanbul 6. Vergi
Mahkemesi ve Danıştay 4. Dairesi tarhiyatı terkin
etmiştir (4.D.,20.5.1998 tarih, E.1997/6039,
K.1998/2058).
Konuya ilişkin görüşümüz
Gayrimenkul veya iştirak satışında oluşan zarar, istisna
edilen kazanca ilişkin "gider" olarak addedilemez.
Ayrıca bu zararın "istisna faaliyetten doğan zarar"
olduğu da ileri sürülemez. Çünkü ortada bir faaliyet
değil "satış işlemi" vardır.
Ayrıca istisna belli şartlara bağlanmıştır. O şartlar
yerine getirilmezse istisnadan da yararlanabilmek mümkün
değildir. Dolayısıyla, "Kâr olsaydı, şartlara uysaydın,
istisnadan yararlanırdın, ortada "gider" veya "faaliyet
zararı" olmasa da biz bunu indirtmeyiz" şeklinde
özetlenebilecek, hukuki zemini olmayan bir yaklaşım
mevcuttur.
Muktezaların birleştirilmesi talebimiz
Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan bir mükellef ve uygulamacı
olarak bu tür çelişkili uygulamaları giderecek genel
tebliğ açıklaması veya sirküler şeklinde, uygulamaya yön
verici düzenlemeler bekliyoruz.
İncelemelerle ilgili beklentimiz
İnceleme yetkisini haiz arkadaşlarımızdan da, bu tür
idarenin çelişkili yönlendirmelerinin bulunduğu bir
uygulama tespit ettiklerinde "vergi inceleme raporu"
yazmak yerine, "görüş ve öneri raporu" yazarak önce
konunun netleşmesinin sağlanmasına yardımcı olmalarını
bekliyoruz. Kaldı ki Maliye Bakanlığı'nın bu şekilde
davranılması yönünde nedense kaale alınmayan yazılı emri
de var.
Zeki GÜNDÜZ
Dünya/15.04.2009 |