Vergi ve prim
borçları aşırı şişti
ÇEŞİTLİ dönemlerde farklı krizler yaşadık. 2008’in
son çeyreğinde piyasalarda daralmayla başlayan küresel
mali kriz halen devam ediyor ve Amerikalı kahin,
ekonomist, Roubini’ye göre yeniden dip yapacak.
Bu olumsuz durumda ayakta kalmaya çalışan çoğu küçük
işletme çeşitli yöntemlerle krizden korunmaya çalıştı.
Ödeme güçlüğü, işten çıkarma, artan finansman
maliyetleri, piyasa baskısı, haksız rekabet şartları iş
dünyasını olumsuz etkiledi. Sivil toplum kuruluşları
eleştiri yüklü toplantılar yaptı, sonuçta herkes krizin
faturasını birbirine yükleme peşinde. Ancak elektrik,
su, telefon faturasını, kredi kartı borcunu ödeyemeyen
insanları, bankalar tarafından haciz edilen varlıkları,
moral çöküntüsü yaşayan aileleri düşünen var mı?
www.muhasebenet.net
Kimse yetkisini kullanamıyor
VATANDAŞ böyleyken Maliye iyi mi? Maliye de etkilendi,
bakanlar değişti, vergi tahsili azaldı, bütçe açıkları
arttı. Kimse vergi, sigorta borcunu tam olarak
ödeyemiyor. Ödeme gücü olmadığından vergi
mahkemelerindeki ihtilaflı dosyalar hızla artıyor.
Eskiden bir nefes aldıran uzlaşma müessesesi de artık
işlemiyor. Malum bir medya grubuyla yaşanan
problemlerden sonra maliye üst yönetiminde yaşanan
deprem yüzünden kimse elini taşın altına koymuyor, kimse
kimseye güvenmiyor, riske girmiyor. Ben yetki
kullanacağıma haklıysanız yargıya gidin deniliyor.
Kanunda yer alan uzlaşma müessesesi işlemeyince
haklı-haksız istemeden de olsa herkes mahkemelere
koşuyor.
Ülkemizde petrol, doğalgaz gibi yüklü ve sürekli gelir
getirecek bir kaynak maalesef yok. Devletin gelirlerini
oluşturan ana unsur mülk gelirleri ile özelleştirmeyi
bir kenara bırakırsak sadece vergi gelirleri. Bizde
artık her işten, her olaydan alınan vergiler var.
Milletin refahı, menfaati ve kalkınması için
harcanacaksa tamam ama o konuda vatandaşın kafası
karışık. Krizlerle yorulan insanlar artık nefes almak
istiyor. Toplum işçinin, işverenin ve buna bağlı olarak
devletin birlikte kazandığı bir yapıyı özlemle bekliyor.
Esnaf-sanatkâr, tüccar bir şeyler kazanacak ki devlete
karşı sorumluluğunu yerine getirebilsin.
İhtilaflı dosyalar temizlenmeli
ŞU anda vergi gecikme faizi aylık yüzde 2.5, yıllık
yüzde 30 kimse ödeyemiyor, Merkez Bankası faiz oranları
yüzde 7.75’e indi, banka mevduat faizleri yüzde 8-9’lara
geriledi, enflasyon çoktan tek haneli rakamlarda. Tefeci
faizleri bile devletin uyguladığı yüzde 30’un altında.
Vergi ve SSK borcunu zamanında ödeyen işverenler yok mu,
elbette var ama ödeyemeyenler bir hayli fazla.
Devletin birikmiş vergi ve SSK pirim alacağı toplam 140
milyar TL civarında. Bu alacak nasıl tahsil edilecek?
Kriz ortamında icra ve haciz yoluyla değil elbette.
Okurken daraldınız, değil mi? Vergi-prim affı yapılsa,
ödemelerini düzenli yerine getiren mükellef ne
düşünecek? Teoride böyle ancak katı kurallar ve
uygulaması imkânsız şartlar altında çalışan esnaf,
sanatkâr zaten birikmiş borcunu ödeyemiyor. Bizim
tavsiyemiz af yerine borçların yeniden yapılandırılması.
Yani Maliye ve SSK alacaklarının tahsilatına yönelik
acil bir plan oluşturmalı.
Yargı safhasındaki dosyalar dahil birikmiş tüm vergi ve
SSK alacakları ana paraya dokunmadan bir defalık
sıfırlanır ve ana para yıllık yüzde 10’un altında bir
faizle 24 aylık taksit yapılabilir. Yoksa mevcut
birikmiş alacak rakamı bütçe için inanılmaz bir kara
delik. Fatura yine bize, vatandaşa çıkacak. İstemeden de
olsa yeni vergiler, yeni, oranlar yaratılacak. Nasıl bir
kolaylık gerekiyorsa yapıp, elimizi taşın altına
koyalım.
ARİF ŞİMŞEK
arif.simsek@tercuman.com.tr
14.09.2009 |