15 günde dava açmayan selzede şirketi,
yüklü vergi cezası bekliyor
Sel mağduru mükelleflerin
ileride vergi ve cezalarla karşılaşmamaları için ilk
etapta dilekçeyle vergi dairelerine başvurmaları ve
yetkili ticaret mahkemelerinde dava açmaları gerekiyor.
Ülkemiz son günlerde çeşitli bölgelerde oluşan sel
felaketleri ile boğuşuyor. Bu felaketlerin sonucunda
işletmelerde oluşan maddi kayıpların boyutunun birkaç
milyar doları bulacağı şimdiden belli.
www.muhasebenet.net
Bu felaketlerin oluşumundaki sebepler üzerinde önemle
durulması, sebebin sadece aşırı yağışa bağlanarak diğer
unsurların görmezden gelinmemesi, sorumlu ve
sorumlulukların tartışılması, hiç şüphesiz hem gelecek
felaketlerin önlenmesi açısından hem de tazminat hukuku
açısından son derece önemli.
Küresel ısınmaya bağlı olarak hazırlanan çeşitli
raporların, hava anormalliklerinin ve dolayısıyla buna
bağlı felaketlerin süreceğine işaret ettiği
unutulmamalıdır.
Ancak görünüşe bakılırsa bu tartışma, imar ruhsatlarının
verilmesi ve imar planlarının yapılmasının hangi partili
belediye başkanı zamanında yapıldığı noktasına
indirgenmiş durumda. Oysa tartışılması gereken, sistem
ve yerel yönetimlerin yetkileri ve yapılanmaları. Demek
ki sistem, belediye başkanlarına dilediği şekilde
hareket olanağı veriyor. O halde bu yapının değişmesi
gerekir. Çarpık kentleşmenin önüne mutlaka geçilmesi, bu
konuda yerel yönetimlerin ve gerektiği ölçüde merkezi
idarenin dahi yetkilerinin sınırlandırılması ve çok katı
kurallara bağlanması ve bu kuralların özellikle kamu
görevlileri açısından ceza hukuku kuralları ile
güçlendirilmesi gerekir.
Bu konular, şimdilik yazımızın konusu değil. Biz bu
noktada, sel dolayısıyla zarara uğrayan mükellef ve
işletmelerin yapması gerekenler üzerinde durmak
istiyoruz.
Takdir komisyonuna müracaat edilmeli
Mükelleflerin veya işletmelerin sel dolayısıyla oluşan
zararlarını kanıtlayabilmeleri ve kayıtlarına intikal
ettirebilmeleri için öncelikle, vergi daireleri
aracılığıyla takdir komisyonlarına müracaat etmeleri ve
zayi olan malların ve diğer varlıkların takdiri ve
tespitini istemeleri gerekmektedir. Bu müracaatta
dilekçeye zayi olan malların (ticari mallar, hammadde,
yardımcı madde, mamul madde vb, demirbaşlar, araçlar,
tesis ve makineler) listesi, itfaiyeden, belediye zabıta
müdürlüğünden veya mahalli karakoldan alınacak tespit
tutanağının da eklenmesi gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı daha basit bir usul belirlemedikçe,
takdir komisyonlarının yıl sonuna kadar bu takdiri
yapmaları veya zararı rakamsal boyutu ile tespit
etmeleri zor görünmektedir.
Bu nedenle bizim önerimiz, hem takdir komisyonuna işini
kolaylaştıracak verilerin sunulabilmesi hem de takdir
komisyonu kararı kısa sürede alınmazsa ihtirazi kayıtla
verilecek beyannamelere veri oluşturabilmesi amacıyla
zarar tespitinin ayrıca ve hemen yetkili ve görevli
mahkemelere de yaptırılmasıdır.
Mahkemeden zayi belgesi alınmalı
Mükelleflerin, bu felaket içerisinde defter ve
belgelerinin de zarar görmüş olması halinde yapmaları
gereken bir başka işlem de yetkili ve görevli asliye
ticaret mahklemesine müracaatla "zayi belgesi" almaları
gereğidir. Zira ileride yapılacak incelemelerde bu belge
olmaksızın defter ve belgeler ibraz edilemezse,
mükellefler suçlu durumuna düşebilirler.
Zayi belgesi almak için mahkemeye müracaatın on beş gün
içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu süre, zayi olma
halinin öğrenilmesinden itibaren işlemeye başlamaktadır.
Mahkemeye yapılacak müracaatta da dilekçeye zayi olan
defter ve belgelerin listesi ile itfaiyeden, belediye
zabıta müdürlüğünden veya mahalli karakoldan alınacak
tespit tutanağının da eklenmesi gerekmektedir. Ayrıca
zayi olan defterlerin tasdikli olduğuna ilişkin ilgili
noter yazılarının eklenmesi gerekmekteyse de bu yazılar
dava açıldıktan sonra da mahkemeye sunulabilir. Selde
zarar gören defter ve belgeler, okunamayacak halde de
olsa, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması
ihtimaline karşılık saklanmalıdır.
Yitirilen malların KDV açısından durumu
Burada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da
zayi olan mallara ilişkin daha önce indirim konusu
yapılmış KDV'nin, bu dönem KDV'sine eklenerek beyan
edilmesinin gerekip gerekmediğidir. Bu konuda KDV
Kanunu'nun 30/c maddesine göre "(...), sel felaketi
(...) sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan
mallara ait Katma Değer Vergisi mükellefin vergiye tabi
işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi'nden
indirilemez". 282 sıra no'lu VUK Genel Tebliği'nin 7.
bölümünde "Deprem ve sel felaketi sonucu zayi olduğu
takdir komisyonlarınca tespit olunan mallara ilişkin
olarak yüklenilip önceki dönemlerde indirim konusu
yapılan katma değer vergileri ile ilgili olarak Katma
Değer Vergisi Kanunu'nun 30/c maddesine göre işlem
yapılmayacak, diğer bir ifade ile bu mallarla ilgili
olup önceki dönemlerde indirilen katma değer vergileri
düzeltme yoluyla mükelleflerden istenilmeyecek, henüz
indirilememiş olan katma değer vergileri ise takip eden
dönemlerde indirilebileceği" açıklanmıştır.
Bu nedenle sel felaketi sonucu zayi olan ticari mallara
ve demirbaşlara ait olarak yüklenilmiş ve daha önce
indirim konusu yapılmış KDV açısından yapılacak bir şey
yoktur. Yukarıda söz konusu ettiğimiz takdir komisyonuna
müracaat, KDV açısından da kendiliğinden sonuç
doğuracaktır.
Bumin Doğrusöz
Referans/14.09.2009 |