Faturasız mal
bulunduran KDV ve
vergi cezası öder
Şirketlerde faturasız mal bulunan mükellef malın
Katma Değer Vergisi'ni ve cezasını ödemek zorunda.
Cezadan kurtulabilmek için mükelleflerin kendisine
fatura kesmeyen satıcıdan kesilmeyen faturayı en azından
fatura düzenleme süresi içinde istemesi gerekir.
SORU: Bir pazarlama ve dağıtım firmasından 2008 yılında
almış bulunduğumuz temizlik malzemeleri ile ilgili
ödemeyi yapmamıza rağmen, bu firma bize fatura
göndermedi. Tüm ısrar ve aramalarımıza rağmen fatura
talebi için bu firmaya bir türlü ulaşamadık. Ancak söz
konusu malı satın almamızdan kısa bir süre sonra
işyerimizde yapılan incelemede söz konusu malların
faturası bizden istendi. Bizde faturayı malı bize
pazarlayan firmanın vermediğini söyledik. Şimdi bizden
bu malın alışında ödenmesi gereken katma değer vergisi
ve cezası isteniyor.
YANIT: Katma Değer Vergisi Yasası'nın 9/2. maddesi
uyarınca "Fiili yada kaydi envanter sırasında belgesiz
mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın
alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziya
uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran
veya hizmet satın alan mükelleften" aranmaktadır.
Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları
tespit edilen mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait
alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren
on günlük süre verilir. Bu süre içinde size fatura
vermeyen firmadan alış faturasını talep etmeniz ve bu
konuda ısrarcı olmanız gerekmektedir.
Gerçekte Vergi Usul Yasası'nın 231/5. maddesi uyarınca
fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten
itibaren azami (en geç) yedi gün içinde düzenlenir. Bu
süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç
düzenlenmemiş sayılır.
Olayımızda sizin malı satın alırken fatura talep etmeniz
ve bu bağlamda da ısrarcı olmanız gerekirken, malı
faturasız olarak teslim almış olmanız ve yapılan
inceleme sırasında da söz konusu faturayı ibraz edememiş
bulunmanız hakkınızda ceza kesimine neden olmuştur.
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 9/2. maddesine göre
fatura ibrazı için mükellefe verilen on günlük süre
içerisinde alış belgelerinin ibraz edilmemesi halinde,
belgesi ibraz edilemeyen mal ve hizmetlerin teslim
tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma
değer vergisi, alışlarını belgelemeyen mükellef adına
re'sen tarh edilir. Bu tarhiyata ayrıca vergi cezası da
uygulanır.
Diğer yandan yapılan incelemeler sırasında belgesiz
alınan mal ve hizmetleri satanların belirlenmesi
halinde, bu satışlarla ilgili olarak, vergi inceleme
raporuna dayanılarak katma değer vergisi tarhiyatı
yapıldığı takdirde, ziya uğratılan vergi ve buna ilişkin
ceza ayrıca alıcılardan aranmamaktadır.
Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde size mal satanın
yapılan incelemeler sırasında bulunabilmesi halinde
satıcı nezdinde yapılacak incelemelere göre kendisine
fatura kesilmeyen ve bu nedenle bünyelerinde faturasız
mal bulunduran mükellefler, faturasız mal bulundurmaktan
dolayı kendilerine kesilmesi öngörülen cezadan
kurtulabilmektedirler. Bu bağlamda da faturasız mal
bulunduran mükellefin ayrıca kendisine fatura kesmeyen
satıcıdan kesilmeyen faturayı en azından fatura
düzenleme süresi içinde istemesi gerekir. (V. Seviğ).
YENİLEME FONUNUN KULLANILMASI
SORU: 2007 yılında satın almış bulunduğumuz bir vinci
banka borçlarımızı kapatabilmek için 2008 yılında
sattık. Ancak bu satıştan dolayı ayrılan amortismanları
da dikkate alarak bir kazanç doğdu. Bu kazancı
muhasebecimiz 2008 yılı beyannamemizi verirken "Yenileme
Fonu" hesabına aktardı.
2009 yılında bizim böyle bir vince ihtiyacımız var.
Çünkü şu anda demir ticareti ile uğraşıyoruz. Buna göre
biz yeni bir vinç alırsak, bu konuda yapacağımız
işlemlerden dolayı bir vergi problemi ile karşılaşır
mıyız?
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 328. maddesi hükmü gereği
olarak "satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin
mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi
idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş
olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kâr, yenileme
giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta
azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa
olsun bu süre içinde kullanılmamış olan kârlar, üçüncü
yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin
terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu kârlar
o yılın matrahına dahil" edilir.
Bu esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında
kullanılan kâr, yeni değerler üzerinden ayrılacak
amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan
sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin
amortismanına devam olunur.
Söz konusu yasa hükmü gereği olarak satış konusu olan
iktisadi kıymetin öncelikle;
* Yenilebilir nitelikte amortismana tabi bir duran
varlık niteliğinde olması,
* Satın alınacak duran varlığın daha önce satılan veya
elden çıkarılan varlıkla aynı özelliklere sahip
bulunması,
gerekmektedir.
Ayrıca yenileme fonu ayrılabilmesi için aranan en önemli
koşul da satılan veya elden çıkarılan duran varlığın
yenilenmesinin zorunlu bulunması veya işletmeyi
yönetenlerce ilgili duran varlığın yenilenmesi konusunda
karar verilmiş ve bu konuda girişimde bulunulmasıdır.
Ancak söz konusu iktisadi kıymetin işletmece kullanımı
zorunlu bulunuyorsa bu takdirde böyle bir iktisadi
kıymetin edinimi için önceden karar alınmasına gerek
bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere
Vergi Usul Yasası'nın 328. maddesinde yer alan ilkeler
çerçevesinde gerçekleştirilen işlemler doğrultusunda bir
iktisadi kıymetin satışından doğan kazancın yenileme
fonu hesabına alınması ve bu hesabın yasada maddesinde
belirlendiği şekilde yeni satın alınan iktisadi kıymetin
amortisman giderlerine mahsup edilmesi mümkün
bulunmaktadır (V. Seviğ)
TEKLİFLE SATIŞ FATURASI ARASINDAKİ FARK
SORU: İnşaat malzemesi satışlarında bir firmaya vermiş
bulunduğumuz teklif mektubunda yer alan fiyatlarla bu
firmaya satmış bulunduğumuz mallar için düzenlendiğimiz
fatura fiyatları arasındaki fark vergi incelemeleri
sırasında tespit edilen matrah farkında ispat edici
unsur olarak dikkate alınabilir mi?
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 3/B maddesinde hükme
bağlandığı üzere "vergiyi doğuran olay ve bu olaya
ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her
türlü delille ispatlanabilir. Ancak bu bağlamda da
"vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya
ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır."
Teklif mektubunda yer alan fiyatlarla fatura üzerinde
gösterilen ve defter kayıtlarına intikal ettirilen satış
tutarları ve bu tutarları oluşturan birim mal bedelleri
arasında fark bulunuyorsa, bu takdirde inceleme
elemanının fatura üzerinde gösterilen fiyatların gerçeği
yansıtmadığı konusunu kanıtlayıcı ve dolayısıyla
iddiasını doğrulayıcı nitelikte ve hukuken geçerli
bulunan diğer belge ve bulgularla kanıtlanması
gerekmektedir.
Sadece teklif mektubunda yer alan fiyatlar esas
alınarak, fatura üzerinde gösterilmiş olan fiyatların
gerçeği yansıtmadığını iddia etmek ve buna göre matrah
farkı oluşturmak vergilendirme ilkeleri ile
örtüşmemektedir (V. Seviğ).
YARGI KARARLARINDA KANUNİ TEMSİLCİLERİN ÖDEVİ
Danıştay 4.Dairesi E.2005/1520 K.2005/2129 T. 17.11.2005
Ortağı ve müdürü olduğu X Ltd. Şti.'nin vadesinde
ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacının
aracı ve gayrimenkulü üzerine haciz tatbik edilmişse de;
X Ltd. Şti.'nin 1996 yılına ait defter ve belgelerinin
incelenmek üzere 21.6.2001 tarihinde tebliğ edilen
yazıyla istenilmesine karşın, ibraz edilmemesi nedeniyle
takdir komisyonu kararına dayanılarak tarhiyat yapıldığı
ve söz konusu vergi borçlarının şirketten tahsiline
olanak bulunmadığı belirtilerek şirket müdürü sıfatıyla
davacının mal varlığının haczi yoluna gidildiğinin
anlaşıldığı olayda, davacının defter ve belgelerin
ibrazına ilişkin yazının tebliğinden önce 21.2.1997
tarihli noter satış sözleşmesiyle şirketteki
hisselerinin tamamını devrederek şirketten ayrıldığının
anlaşılmış olması, VUK'un 10. maddesine göre ancak
şirkete ait yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen
kanuni temsilcilerin takip edilebilecek olması ve defter
ve belgelerin istenildiği tarihte veya vergi borçlarının
tahakkuk ve vade tarihlerinde şirketle bir ilişkisi
olmayan davacı adına kanuni temsilcisi sıfatıyla haciz
yapılamayacak olması sebepleriyle, davacı adına tesis
edilen hacze yönelik işlemde yasaya uyarlık yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2002/3485 K.2005/2409 T.12.10.2005
X A.Ş.'nin ilgili dönemlere ait KDV, kaçakçılık cezası
ve gecikme faizi borcunun tahsili amacıyla, kanuni
temsilcisi sıfatıyla davacı adına tanzim ve tebliğ
edilen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmışsa da;
Şirket adına yapılan tarhiyata karşı açılan davanın
Mahkemelerince reddedildiği, anılan karar üzerine
idarece 2 No'lu ihbarnamenin düzenlenerek tebliğ
edildiği, vadesinde ödenmeyen ve bu sebeple kesinleşen
amme alacağının tahsili amacıyla Şirket adına
düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali
istemiyle açılan davanın da, amme alacağının
kesinleştiğinden bahisle reddedildiği, Şirket hakkında
yapılan mal varlığı araştırması sonucunda adına kayıtlı
herhangi bir mal varlığının tespit edilememesi üzerine
aciz fişi düzenlendiği ve amme alacağının Şirketten
tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine de Şirketin
kanuni temsilcisi olan davacı adına ödeme emri
düzenlendiği hususlarının anlaşıldığı olayda, Şirketten
tahsil olanağı bulunmayan alacağının davacıdan tahsili
amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabetsizlik
olmadığından, davanın reddi gerekmektedir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2002/395
K.2002/491 T.13.12.2002
Y Ltd. Şti.'nin müdürü olan davacı adına şirketin vergi
borçlarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmişse
de; VUK'un 10. maddesi uyarınca, kanuni temsilcilerin
şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulabilmeleri
için, kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinden tahsil
olanağı kalmadığının saptanması, bunun içinde önce asıl
kamu borçlusu şirketin takip edilmesi gerekmekte, şirket
tüzel kişiliği adına ödeme emri düzenlenip
düzenlenmediği belirlenmeden şirketin borcu nedeniyle
kanuni temsilcinin takibi mümkün değildir. Şirketin
ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket
hakkında bankalar ve belediyeler nezdinde menkul ve
gayrimenkul mal araştırması yapıldığı ve herhangi bir
mal varlığına rastlanılmadığının saptanması üzerine söz
konusu kamu alacağının tahsili için kanuni temsilci olan
davacı adına ödeme emrini düzenlediğinin anlaşıldığı
olayda, alacağın şirketten cebren tahsili için önce
şirket adına ödeme emri düzenlenmesi gerekirken bu
hususa uyulmadan davacı adına düzenlenen ödeme emrinde
yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE EMLAK VERGİSİ
1- İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 11.2.2008 tarih ve
335 sayılı özelgesi;
"Medeni kanunun 403. maddesi hükmünce, kayyımlar belirli
işleri görmek veya malvarlığını yönetmek üzere atanan
kişiler olup, Kanunda aksine hüküm olmadığı süreceler
vasiler hakkındaki hükümler kayyımlar hakkında da
uygulanır. Yine Medeni Kanunu'nun 426. maddesi hükmü ve
Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun
hükümleri uyarınca, kayyım tayin edilen kişiler kayyım
olarak tayin edildikleri mallar bakımından, bu malların
idaresinden malik adına sorumludurlar. Gerek söz konusu
maddeler gerekse Emlâk Vergisi Kanununun (EVK)
mükellefiyete ilişkin 3. maddesi düzenlemesi uyarınca,
kayyımların yönetimlerini üstelendikleri gayrimenkulle
ilgili emlâk vergisi bildirimi vermeleri ve tahakkuk
eden vergiyi de süresi içinde ödemeleri gerekir."
2-Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanlığı'nın Eylül 2006 tarih
ve 1312006 sayılı özelgesi;
"EVK'un 9. maddesinde, yanan, yıkılan, tamamen
kullanılmaz hale gelen veya vergiye tabi iken muaflık
şartlarını kazanan binalardan dolayı mükellefiyetin, söz
konusu olayın gerçekleştiği tarihi takip eden taksitten
itibaren sona ereceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme
gereğince, 20 Mart 2006 tarihinde yanan deponun 2006
yılı emlâk vergisinin 1. taksitinin Mayıs 2006 tarihinde
ödenmesinin ardından, 2006 yılına ilişkin emlâk vergisi
2. taksitinin ödenmesine gerek yoktur. Ancak, söz konusu
bina yandıktan sonra binalar arazi vasfını
kazanacağından yine EVK'nun 19., 23. ve 33. maddeler
gereğince arazi vergisi mükellefiyetinin doğacağı
tabiidir."
3- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın
27.9.2007 tarih ve 18981 sayılı özelgesi;
"Bina, arsa ve arazilerin gerçek alış bedelinin, gerçek
inşa değerinin veya maliyet bedelinin ve de tapuda yazan
değerinin vergi değerinin tespitinde dikkate alınması
mümkün değildir. EVK'nın 29. maddesinin 2002 yılından
itibaren geçerli düzenlemesi uyarınca, arsa ve arazilere
ait vergi değerinin takdir komisyonlarınca yeniden
takdir edilmek suretiyle kesinleşen arsa ve arazinin m²
değeri ile mükellef tarafından belediyelere en son
verilmiş bulunan Emlak Vergisi Beyannamesinde yer alan
arsa ve arazinin yüzölçümünün (hisseli ise hisseye
isabet eden kısmının) çarpılması suretiyle; binalara ait
vergi değerinin ise, takdir komisyonlarınca yeniden
takdir edilmek suretiyle kesinleşen arsa ve arazi m²
birim değerleri ve m² normal inşaat maliyet bedelleri
esas alınmak suretiyle belediyelerce tespiti
gerekmektedir.
4- Konya Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 13.10.2006 tarih
ve B.07.1.GİB.4.42.16.02/EVK sayılı özelgesi;
"EVK'nun bina vergisinden daimi muafiyete ilişkin 4.
maddesinin e bendi ve arazi vergisinden daimi muafiyete
ilişkin 14. maddesinin c bendi uyarınca, kamu yararına
çalışan derneklere ait bina ve arazilerin söz konusu
muafiyetlerden yararlanmasının genel şartı, kiraya
verilmemesi ve ayrıca derneklerin kurumlar vergisine
tabi işletmelerine ait olmamaları veya bunlara tahsis
edilmemiş olmalarıdır.
5- Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 6.9.2005 tarih ve
B.074.DEF.0.16.1239805 sayılı özelgesi;
"EVK'nın ‘vergi değerini tadil eden sebepler' başlıklı
33. maddesinin 6. bendi uyarınca, bir bina veya arazinin
taksim veya ifraz edilmesi (bölünmesi /parsellenmesi)
veya mükellefiyetinin değişmesi ile vergi değerinin
değiştiği kabul edilir. EVK'nun 23. maddesince
değişikliğin gerçekleştiği bütçe yılı içersinde emlâk
vergisi bildiriminin verilmesi gerekir. Ayrıca, söz
konusu taşınmazın satılmış olması halinde EVK'nun 30/son
hükmü uyarınca, işlemin yapıldığı yıl ile geçmiş yıllara
ait ödenmemiş emlâk vergilerinin tamamından devreden ve
devralan müteselsilen sorumludurlar. Devralanın rücu
hakkı saklıdır."
SÖZÜN ÖZÜ
Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine
izin verme
SENTIUS
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
referans/13.05.2009 |