Yurtdışına
gönderilen eşantiyon mala KDV iadesi alınabilir
SORU: Yurtdışına yapmakta bulunduğumuz ihracat konusu
mallarla ilgili olarak yeni ürünler geliştirdik. Ancak
bu ürünlerin tanıtımı için bazı müşterilerimize belli
miktarda bedelsiz olarak gönderiyoruz. Bu malların
üretimi ve satın alınması sırasında yüklenmiş
bulunduğumuz Katma Değer Vergisi'ni ihracat istisnası
kapsamında geri alabilir miyiz?
YANIT: 06.6.2006 gün ve 26190 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan "İhracat Yönetmeliği"nde yer alan tanımlamaya
göre "İhracat"; bir malın yürürlükteki ihracat mevzuatı
ile gümrük mevzuatına uygun şekilde Türkiye gümrük
bölgesi dışına veya Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından
ihracat olarak kabul edilen sair çıkışlardır. Diğer
yandan yine 12.7.2008 gün ve 26934 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan "Bedelsiz İhracat" ile ilgili
tebliğe göre "Gerçek veya tüzelkişiler tarafından
götürülen veya gönderilen hediyeler, miktarı ticari
teamüllere uygun numuneler ile reklam ve tanıtım
malları, yeniden kullanıma veya geri dönüşüme konu ithal
edilmiş mal ve ambalaj malzemeleri" de ihracat
sayılmaktadır.
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 12'nci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca bir teslimin ihracat teslimi
sayılabilmesi için aşağıdaki şartların yerine getirilmiş
olması gerekmektedir. Şöyle ki;
* Teslim yurtdışındaki bir müşteriye veya bir serbest
bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu
işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük
antrepo işleticisine tevdi edilmelidir.
* Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük
bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest
bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna
konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce
yurtdışındaki alıcı adına hareket eden yurtiçindeki
firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya
herhangi bir değerlendirilmesi durumu değiştirmez.
Aynı yasanın 32'nci maddesi gereği olarak "Mal ve hizmet
ihracatı ile diğer istisna konusu işlemlerle ilgili
fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer
Vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden
hesaplanan Katma Değer Vergisi'nden indirim konusu
yapılmaktadır. Bu bağlamda vergiye tabi işlemlerin
mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek
vergiden az olması hallerinde indirilemeyen Katma Değer
Vergisi Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilen
esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edilmektedir.
Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı 17 numaralı Katma
Değer Vergisi ile ilgili sirkülerde yönlendirici
nitelikte açıklama yapmıştır. Buna göre de Katma Değer
Vergisi Yasası'nın 11/1-c maddesi kapsamında ihraç
kayıtlı teslim edilen malların bedelsiz olarak
yurtdışına çıkarılması durumunda yüklenilen Katma Değer
Vergisi tecil, terkin konusu yapılabilmektedir.
Söz konusu sirkülerle yapılan açıklamalar çerçevesinde
Katma Değer Vergisi Yasası'nın 12'nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan koşullar çerçevesinde
gerçekleştirilen bedelsiz ihracatın gümrük beyannamesi
ile ilgili makamdan yani Gümrük İdaresi, İhracatçı
Birlikleri, Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan alınan izin
yazısı ile tevsik edilmesi (kanıtlanması) koşuluyla söz
konusu mallarda imalatçılar tarafından ihraç koşuluyla
teslim edilen mal olarak kabul edilmektedir.
Dolayısıyla yurtdışına reklam ve/veya tanıtım amacıyla
bedelsiz gönderilen (ihraç edilen) mallar için
yüklenilen Katma Değer Vergisi'nin de iade konusu
yapılması mümkündür.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş
bulunan bir özelgeye göre de "bedelsiz ihracat
dolayısıyla yüklenilen vergilerin nakden veya mahsuben
iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmaktadır." (Daha
fazla bilgi için bakınız: Özcan, Zekai. "Bedelsiz
İhracatta Katma Değer Vergisi İadesi" Diyalog Süryay
Yayınları, Sayı 258, Sf: 113-116) (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
İFLASIN ERTELENMESİ
1. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin E.2005/8068,
K.2005/12544 sayı ve 15.12.2005 tarihli kararı
"Daha öncesinde 1 yıl süre ile iflasının ertelenmesine
karar verilen şirket tarafından, şirketin kayyum heyeti
nezaretinde faaliyetine devam ettiği ve alacaklıların
iflasa nazaran daha fazla hakka sahip olma imkânına
sahip olduğu gerekçesiyle, iflas ertelemesinin 1 yıl
süreyle uzatılması talebi ile açılan davanın kabulüne
karar verilmiş ise de erteleme kararı şekli anlamda
kesinleşmeden erteleme süresinin uzatılmasına karar
verilemez. Mahkemece iflasın ertelenmesi talebinin
sonucunun beklenilerek karar verilmesi gerekirken
davanın kabulü yönündeki kararı yerinde ve hukuka uygun
görülmemiştir."
2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin E.2008/17246,
K.2008/21403 sayı ve 2.12.2008 tarihli kararı
"İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 179/b maddesi gereğince,
iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183
sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak
üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış
takipler de durur. Ancak, İİK'nın 206. maddesinin 1.
sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip
yapılabilir. İşçilerin, iş ilişkisine dayalı ve iflasın
açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar
ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas
nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş
oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, İİK'nın 206/1.
sırasında yer alan alacaklardandır. Bu sebeple varlığı
ihtilafsız olan kıdem tazminatı alacağının tahsili için
açılmış olan haciz yoluyla icra talebini, davalı şirket
hakkında iflasın ertelenmesine kararı verilmiş olduğu
gerekçesiyle reddeden yerel mahkeme kararında isabet
görülmemiştir."
ÖZELGELERDE
İFLASIN ERTELENMESİ
1. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın
23.7.2009 tarih ve 25281 sayılı özelgesi
"İflasın ertelenmesi, şirketi idare veya temsille
görevlendirilmiş olanlar ya da alacaklılar tarafından
iyileştirme projesinin hazırlanıp mahkemeye ibrazı ve
mahkemenin de bu projeyi inandırıcı bulması halinde söz
konusudur. Bu kararın verilmesi firmadan alacağı
olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan
kaldırmamakta, sadece icra takipleri engellenmektedir.
Erteleme kararı dava açsın açmasın tüm alacaklılar
bakımından sonuç doğuracağından alacaklıların dava
açmalarına ve icra takibi yapmalarına gerek yoktur. Bu
nedenle gerek alacaklı olunan şirket hakkında iflasın
ertelenmesi kararının verilmesi ile iflasa ilişkin
şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz
edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu
şirketin takibinin İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 179/b
hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte
değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil
edilemeyen ve kanunen takibine de imkân olmayan
alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin
kararın verildiği hesap döneminde şüpheli alacak
karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iflası
ertelenen borçlu şirketin daha sonra iflas veya iflastan
kurtulma halleri söz konusu olur ise ayrılan şüpheli
alacakların sonradan tahsil edilen miktarlarının tahsil
edildikleri dönemde kâr/zarar hesabına intikal
ettirileceği tabiidir."
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
11.11.2009 |