Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  11 Ağustos 2009

   Ana sayfa

   2009 Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


 

Re'sen vergi tarhiyatı
 

Vergi sistemimizde temel olarak matrah mükellefin beyanı üzerine belirlenmektedir. Bununla birlikte beyan edilen rakamların kontrol edilerek doğruluğunun araştırılması da gerekmektedir. Böylece hem diğer mükelleflerin haklarının korunması sağlanabilecek, hem de devletin vergi alacağının tam olarak yerine getirilmesi mümkün olabilecektir. Mükellef beyanında kanunen bildirmesi gerekenleri bildirmez ya da eksik bildirirse bu sefer idare, mükellef adına hareket ederek vergi matrahını belirleyebilecektir. Bu durumda Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri kapsamında ikmalen veya re'sen vergi tarhiyatı sözkonusu olacaktır.

Re'sen vergi tarhı tanımı ve sebepleri VUK'nun 30. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, "vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması" re'sen vergi tarhıdır. Tarhiyat sebepleri tahdidi olarak şöyle belirlenmiştir:

1. Vergi beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmemesi,

2. Vergi beyannamelerinin kanuni veya ek süreleri içerisinde verilmekle birlikte beyannamede matraha ilişkin bilgilere yer verilmemesi,

3. Kanunen tutulması zorunlu defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olması veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi,

4. Defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine yer vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması,

5. Tutulması zorunlu defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına ilişkin delil bulunması

6. 3568 sayılı kanuna göre yetkili meslek mensuplarına imzalattırılması zorunluluğu getirilen beyanname ve eklerinin imzalattırılmaması veya tasdik kapsamına alınan konularda yeminli mali müşavir raporunun zamanında ibraz edilmemesi.

Re'sen tarhiyat kanun hükümleri çerçevesinde inceleme elemanı veya takdir komisyonu çalışmalarıyla ortaya çıkan ve vergi mükellefinin ödeyeceği tahmini bir rakamı yansıtmaktadır. Matrahın saptanması sırasında kanun hükümleri temel alınmak suretiyle hukuka uygun bir araştırma yapılacaktır. Burada idarenin yetkileri yanında mükelleflerin de sahip olduğu çeşitli haklar bulunmaktadır. Bu nedenle hazırlanacak raporlarda şahsi fikir ve düşünceler değil, somut olarak ortaya konulan, ispatlanabilen durumlar yer almalıdır. Oysa, bazı inceleme raporlarında yer alan ifadelerde "…yapıldığı anlaşılmaktadır", "Bu amaçla davranıldığı açıktır", "…niyetiyle hareket etmiştir" gibi hiçbir somut olay veya bilgi ve belgeye dayanmadan sadece soyut ifadelere dayanılmaktadır.

Esas olarak Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında ispat yükü idarede bulunmaktadır. İdare re'sen vergi tarhiyatı ve/veya vergi cezası konusunda bir öneride bulunuyorsa bunu delilleriyle göstermelidir. Aksi halde yargı yolunda bu durum ortaya çıkmakta ve yapılan tarhiyat sebebiyle gönderilen vergi/ceza ihbarnameleri iptal edilmektedir.

Bu durum Danıştay kararlarında da açık olarak ortaya konulmaktadır. Örneğin, Danıştay 4. Dairesi re'sen tarhiyat sebeplerinin gerçekleştiğinin bir karineye dayanılarak değil, açık ve kesin olarak ortaya konulması gerektiğini vurgulamıştır. Aynı daire daha sonraki kararlarında da varsayıma dayalı tarhiyat yapılamayacağını matrahın somut bilgi ve belgelerle ortaya konması gerektiğini belirterek idarenin varsayıma dayalı işlemine itibar etmemiştir. Daire kararlarında gerekli araştırmaların yapılması suretiyle veya bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluyla matrahın bulunması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Danıştay 7. Dairesi de çeşitli kararlarında re'sen vergi tarhı ile yükümlülerin vergiye tabi kazançlarının gerçeğe en yakın şekilde tespit edilmesinin amaçlandığını belirterek konuyla ilgili gerekli hususların araştırılarak sonucuna göre matrah takdir edilmesi ve takdir kararında takdirin dayanağının gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir. Aksi halde hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, genel ve soyut ifadelerle matrah takdir edildiği ve dayanağının gösterilmediği hallerde tarhiyatın tamamen kaldırılması gerekir.

Ayrıca Danıştay, daha önceden mükellef tarafından vergi idaresine defter ve belgeler ibraz edilmemiş olsa bile mükellef tarafından sözkonusu işlemlerle işlemlerle ilgili olarak temin edilecek bilgi ve belgeleri dikkate almaktadır. Bunun yanında Danıştay daha önce mükellef tarafından inceleme sürecinde ibraz edilmemiş defter ve belgelerin mahkemeye ibraz edilebileceğini belirtmektedir. Mahkemeye ibraz edilecek defterlerin incelemesinin vergi idaresi mi, yoksa mahkemeler tarafından mı yapılacağı konusunda daireler arasında farklı kararlar bulunmaktadır.

Bu şekilde, gerekli araştırma ve belgelendirme sonucunda, yapılan tarhiyatlar yargı tarafından da doğal olarak onaylanmaktadır. İdarenin gerekli araştırma ve belgelendirme çalışmalarını yapmamış olması durumunda ilk derece mahkemeleri bu hususu özellikle dikkate alarak karar vermelidir. Bu durum bilirkişi raporlarıyla da ortaya konabilmektedir. Fakat yargının gereksiz şekilde meşgul edilmemesi için bu konuda asıl görev idareye düşmektedir. İdare hukuk kuralları içerisindeki matrah tespitleri yaptığında vergi gelirleri de artacaktır.

Hakan ÜZELTÜRK / VERGİ ve HUKUK
huzelturk@superonline.com
11.08.2009

 

  
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.