Rehberlerin
gelirleri nasıl vergilenir? Bunlara yapılan ödemeler
nasıl belgelenir?
Bilindiği gibi, rehberlerin elde etmiş oldukları
gelirin niteliği "serbest meslek kazancı"dır. Serbest
meslek kazançlarında ise, esas olan, defter tutulması ve
verilen hizmet bedelleri için "serbest meslek makbuzu"
düzenlenerek hizmetten yararlananlara verilmesidir.
Serbest meslek kazancının vergilendirilmesine ilişkin
temel vergisel düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu'nun
(GVK) 65-69. maddelerinde yapılmıştır. GVK'nın 65.
maddesinde; her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan
kazançlar serbest meslek kazancı sayılmış, serbest
meslek faaliyeti ise; "sermayeden ziyade şahsi mesaiye,
ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve
ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi
olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve
hesabına yapılmasıdır" şeklinde tanımlanmıştır. Anılan
kanununun 66. maddesinde; serbest meslek faaliyetini
mutat meslek halinde ifa edenlerin "serbest meslek
erbabı" olduğu belirtilmiş ve bu maddenin uygulanmasında
5 bend halinde sayılan işlerle uğraşan kişilerin bu
işleri dolayısıyla serbest meslek erbabı sayılacağı
ifade edilmiştir. Anılan maddenin 5 no'lu bendinde;
Vergi Usul Kanunu'nun155. maddesinde belirtilen
şartlardan en az ikisini taşıyan "rehberler"in serbest
meslek erbabı sayılacağı (ve dolayısıyla defter tutup,
serbest meslek makbuzu düzenleyecekleri), VUK'nın 155.
maddesindeki şarlardan en az ikisini taşımayanların ise
gelir vergisinden muaf oldukları belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanunu'nun 155. maddesinde serbest meslek
erbabında "işe başlama" halleri sayılmış olup, bu
şartlar şunlardır:
1. Muayenehane, yazıhane, atölye gibi özel işyerleri
açmak,
2. Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette
bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak,
3. Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki
faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak,
4. Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere
mesleki teşekküllere kaydolunmak.
Dolayısıyla, rehberler yukarıdaki koşullardan en az
ikisini taşıyor ise, serbest meslek erbabı sayılacak ve
Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 210. maddesi hükmü uyarınca
serbest meslek defteri tutacaklar ve yaptıkları
hizmetlerin bedeli için VUK'nın 236. maddesi hükmü
gereği serbest meslek makbuzu vereceklerdir.
Ancak, uygulamada rehberlerin bu koşullardan en az
ikisini taşıyıp taşımadığı kendisine iş yaptıran turizm
işletmeleri ya da seyahat acenteleri tarafından
bilinememektedir. Çoğu zaman, rehberler vergi dairesine
kayıtlı olmamakta ve yaptıkları hizmetin bedeli için
serbest makbuzu vermemektedirler. Zaten, rehberlerin
büyük bir bölümü mesleki teşekküle üye olsa bile işe
başlama hali olarak sayılan diğer şartlara sahip
olmamakta, dolayısıyla da gelir vergisinden muaf
olmaktadırlar ki bu durumda defter tutmamakta ve serbest
meslek makbuzu verememektedirler.
Öte yandan, Gelir vergisi Kanunu'nun 94. maddesi hükmü
uyarınca, yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla
bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (nakden veya
hesaben yapılan ödemelerden), ödeme yapılan kişinin
gelir vergisine mahsuben, gelir vergisi kesintisi
yapılmak zorundadır. Bu kesintinin oranı; GVK'nın 18.
maddesinde belirtilen ve "telif kazançları istisnası"
olarak bilenen işlerle ilgili yapılan ödemeler için %
17, diğer serbest meslek işleri için yapılan ödemelerden
ise % 20 oranındadır. Bu vergi tevkifatı, devamlı olarak
yapılan serbest meslek faaliyetlerinden kaynaklanan
kazançlar üzerinden yapılmak zorunda olduğu gibi, arızi
olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri ile ilgili
kazançlar üzerinden de yapılmak zorundadır.
İstanbul Vergi Dairesi'nce konuyla ilgili olarak
verilmiş mukteza bazındaki görüşlerde; "rehberlik
faaliyeti dolayısıyla Vergi Usul Kanunu'nun 155.
maddesinde yazılı şartlardan en az ikisinin taşınmaması
halinde rehberlerin gelir vergisinden muaf tutulacağı,
ancak Gelir Vergisi Kanunu'nun 94.maddesinde sayılın
kişi ve kurumlar tarafından rehberlik faaliyetinden
dolayı rehberlere yapılacak ödemelerden % 20 oranında
gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği" ifade
edilmektedir. Verilen bu görüşler VUK'nın 155.
maddesindeki şartlardan en az ikisini taşımayan
rehberlerin gelir vergisinden muaf olacağı yönüyle doğru
olmakla birlikte, kanımızca, vergiden muaf bu rehberlere
yapılacak ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılması
gerektiği görüşü yasal düzenlemelere aykırıdır. Çünkü;
GVK'nın 94. maddesi uyarınca, anılan maddede sayılan
ödemelerden yapılacak tevkifat bu geliri elde eden
kişilerin gelir vergisine mahsup edilmek üzere
yapılmaktadır. Halbuki gelir vergisinden muaf olan
rehberlerin ödemeleri gereken gelir vergisi yoktur.
Dolayısıyla, bu kişilere bu işleriyle ilgili olarak
yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı da
yapılamaz. Bir an için, GVK'nın 18. maddesi kapsamındaki
işlerden elde edilecek serbest meslek kazançlarının da
gelir vergisinden istisna olduğu, bu nedenle bu
kazançlar üzerinden de gelir vergisi tevkifatı
yapılmaması gerektiği düşünülse bile, anılan maddede bu
kazançlardan tevkifat yapılmasını sağlayacak özel hüküm
konulmuştur. Keza, benzer bir düzenleme, vergiden muaf
esnaflardan alınan mal ve hizmet bedelleri için yapılan
ödemelerde de öngörülmüştür. Bu özel düzenleme
nedeniyle, vergiden muaf olmasına rağmen, muafiyetten
yararlanan esnaflara yapılan ödemelerden de gelir
vergisi tevkifatı yapılmaktadır. Halbuki, vergiden muaf
olan rehberlere yapılan ödemelerden gelir vergisi
tevkifatı yapılmasını gerektirecek özel bir hüküm
kanunda yer almamaktadır.
Vergi kanunlarımızda, vergiden muaf serbest meslek
erbabı niteliğindeki rehberlerden alınacak hizmetlerin
ne şekilde belgelendirileceği konusunda yasal düzenleme
yer almamakta ve boşluk bulunmaktadır. Bu gibi
durumlarda, hizmeti alan turizm müesseseleri ya da
seyahat acentelerince genel olarak yapılan ve vergi
idaresince de genel olarak benimsenen uygulama; bu
ödemeler için "gider pusulası" düzenlenmesidir. Gider
pusulası ile ilgili yasal düzenlemeye bakıldığında,
gider pusulasının Gelir Vergisi Kanunu'ndaki esnaf
muaflığından yararlanan kişilerden alınan mal ve
hizmetler için, malı alan ya da işi yaptıran mükellefin
düzenlemesi gereken bir belge olduğu görülür. Bize göre
de; yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar,
rehberlere yapılan ödemelerin gider pusulası ile
belgelendirilmesinde fayda vardır.
Gider pusulası ile belgelendirme yapıldığında,
uygulamada bu ödemeler üzerinden farklı oranlarda gelir
vergisi tevkifatı yapıldığı görülmektedir. Bunun da
nedeni; GVK'nın 94.maddesinin 13 no'lu bendinde
belirtilen ve hizmet alım bedelleri üzerinden % 10
oranında tevkifat yapılmasını gerektiren yasal
düzenlemedir. Dolayısıyla, uygulamada rehberlerden
alınan hizmet bedellerinin belgelendirilmesinde gider
pusulası kullanıldığı için bu hizmet bedelleri üzerinden
% 10 oranında gelir vergisi kesintisi yapılabilmektedir.
Halbuki, GVK'nın 94. maddesinin 13 no'lu bendindeki bu
tevkifat oranı sadece vergiden muaf esnaftan alınan
hizmet bedelleri için geçerli olup, vergiden muaf
serbest meslek erbabı niteliğindeki rehberleri
kapsamamaktadır. Uygulamada bu tür rehberlerden alınan
hizmet bedelleri için rehberlerce serbest meslek makbuzu
verilmediği durumlarda çoğunlukla tercih edilen yöntem
ise; gider pusulası düzenlenmesi ve vergisel
sorumluluklardan yana bir eleştiri ile
karşılaşılmamasını teminen, GVK'nın 94. maddesinin 2
no'lu bendi uyarınca % 20 oranında gelir vergisi
tevkifatı yapılması şeklindedir. Bu tür uygulama,
vergisel sorumluluk riskini ortadan kaldırabilecek
olmasına rağmen, rehberlerin vergiden muaf olması
durumunda, yasal olmayan bir şekilde vergi ödemiş
olmaları sonucunu doğurmaktadır.
www.muhasebenet.net
Öte yandan, rehberlerden alınan hizmet bedellerinin
katma değer vergisine tabi tutulup tutulmaması konusunda
da farklı uygulamalar görülmektedir. Şayet rehberler,
yukarıda açıklanan ve VUK'nun 155. maddesindeki
şartlardan en az ikisine sahip değillerse, gelir
vergisinden muaf serbest meslek erbabı sayıldıklarından,
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-b maddesi hükmü
uyarınca, bunların ifa ettikleri hizmetler katma değer
vergisinden müstesna olacaktır. Dolayısıyla vergiden
muaf serbest meslek erbabı olan rehberlere yapılacak
hizmet bedeli ödemeleri katma değer vergisine tabi
olmayacak ve sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi
tevkifatına da konu yapılmayacaktır. Ancak uygulamada,
vergisel risklerini ortadan kaldırmaya çalışan turizm
müesseseleri ve seyahat acentelerinin, rehberlere
yaptıkları hizmet bedelleri üzerinden sorumlu sıfatıyla
katma değer vergisi tevkifatı da yaptıkları
görülmektedir.
Kanımızca, yasal düzenleme yapılmasını da gerektirmesine
rağmen, bu düzenlemeler yapılıncaya kadar, konunun tüm
yönleriyle açıklanacağı bir tebliğ ya da sirküler ile
uygulamada birlik sağlanması faydalı olacaktır.
Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK
akif.akarca@alfaymm.com
Dünya/11.06.2009
www.muhasebenet.net |