İnternette 'iş' yapmanın altın kuralları
İnternette açtığınız bir işyeri
sitesi aslında dünyaya açılan bir dükkan vitrinidir. Bir
bakıma gerçek dükkan açmaktan daha ucuz ve daha kolay
gibi gelse de internet sitesi yönetmenin de belirli
kurallarını bilmeden, ince noktalarına odaklanmadan
yapılacak bazı girişimlerin de büyük riskler
içerebileceğini akılda tutmak gerekir. İnternetle
yapılan ticarete verilen e-ticaret (commerce) isminin
yani sıra kullanılan e-iş (business), e-pazarlama
(marketing), gibi deyimler ayrıntıya girildiği zaman
farklılıklar gösterilse de uygulamada gelişigüzel
kullanılmaktadır. Türk iş yaşamında en fazla kullanılan
deyim ise e-ticaret olarak giderek öne çıkmaktadır.
Fazla sermaye gerektirmeden, bazen büyük hazırlıklar
yapmaya gerek duyulmadığı kanısıyla e-ticaret yapmak
üzere kurulan işyerlerinin sayısı bu yılın ilk üç ayında
geçen yıla göre yüzde 44'lük bir artış göstermiş başına
yansıyan bilgilere göre. Önce bu istatistiksel verilere
bir bakalım. Milliyet'ten aldığımız Türkiye İstatistik
Kurumu bilgileri söyle:
"Krizle birlikte Türkiye'de kapanan şirketler listesine
aydan aya binlerce yeni şirket girerken, maliyetlerin
daha az olduğu internette açılan online mağaza sayısında
ciddi artış yaşandı. Bankalararası Kart Merkezi (BKM),
krizin etkili olduğu 2009‘un ilk üç aylık döneminde
(ocak-şubat-mart) internet üzerinden satış yapmak üzere
47 bin mağazanın kurulduğunu açıkladı. Yayımlanan
bilgilere göre, Türkiye'de kayıtlı e-ticaret firması
sayısı 2009'un ilk çeyreğinde, bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 44 artarak 47 bine ulaştı."
E-ciro 2 milyar TL
"Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre küresel
krizin Türkiye'yi vurduğu eylül ayından bu yana 18 bin
897 adet şirket ve kooperatif ile ticaret unvanlı işyeri
kapanırken, en büyük darbe ticaret hayatına oldu. Toplam
harcamalar içinde hâlâ düşük bir oran olsa da, internet
üzerinden yapılan alışveriş miktarı, geçmiş dönemlere
göre artarak 2 milyar liraya ulaştı. Aynı dönem içinde,
online mağazalardan en çok elektronik eşya ve uçak
bileti satın alınırken, başta sigorta olmak üzere,
düzenli ödemelerin internet üzerinden yapıldığı
gözlendi".
Aslında sanal bir işyeri ile gerçek bir işyeri arasında
pazarlama bilgisi bakımından büyük bir fark yoktur. İlk
adımda her ikisinde de müşterinin ne istediğini,
anlamaya çalışmak niye bir malı veya hizmeti sizden
almalıdır gibi iki önemli soruya yanıt aramak gerekir.
Daha doğru bir deyimle müşteriyi sizin sanal işyerinize
çekebileceğini sandığınız bilgiyi, resmi, rengi, tıklama
ve sitede kolay dolaşımı sağlayacak teknik donanımı elde
etmek işin kolay yönüdür. Zorluk müşteriyi anlama
konusunda kendini göstermektedir.
"Content Management-İçerik Yönetimi" denilen konu ana
hatları ile işin teknolojisidir, yazılımıdır. İçerik
yönetimi; portal yapma, uyumlandırma (customization)
kişiselleştirme (personalization) ve dağıtılmış
yayınlama (distributed publishing) gibi ara başlıklar
taşısa da birçok şirketin internet sitesinin çoğu kere
kötü kaliteli, kötü organize edilmiş ve artık kendini
yenilemekten uzak acayiplikler de taşıyabileceği
gerçeğini akılda tutmak gerekir. Teknoloji her konuda
çözüm getiremez, her şeyi otomatiğe bağlayamazsınız.
Mesele teknoloji değil
İnternet sitesi yöneticilerinin en önemli görevlerinden
birisi internet müşterilerinin davranış, satın alış ve
tekrar geri dönüş ve yeniden alışveriş yapma
alışkanlıklarını anlayabilmek, farklılıkları
araştırabilmek, yeni ihtiyaçlarını saptayabilip ona göre
mal ve hizmet sunabilmektir. İnternet müşterisinin önem
verdiği konuların en önemlileri ise internet sitesinde
verilen sözün yerine getirilmesi, sitenin güvenliği,
virüs ve diğer gizli casus programlarından uzak
olmasıdır. İnternet sitesinden istenilen malın
zamanında, kalitesinde bozukluk olmadan, kırılıp
dökülmeden, mümkün olan en ucuz fiyata mümkün olan en
kısa zamanda adrese teslimidir.
Bütün bunlar iyi pazarlama bilgisi gerektirir. Teknoloji
işin kolay yanıdır, zor olan işin insan davranışlarını
ilgilendiren, bilgi ve beceri ve müşteriyi anlayabilme
yeteneğidir.
referans/11.05.2009 |