Bireysel emekliliğe hak kazanan yüzde 5 gelir vergisi
öder
Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik
hakkı kazananlar ile sistemden zorunlu nedenlerle
ayrılanlara yapılan ödemeler yüzde 5 gelir vergisi
kesintisi yapılır. Sistemden 10 yıl prim ödemeyenlere
yapılan vergi kesintisi ise yüzde 15 düzeyinde olur.
SORU: Bireysel emeklilik şirketleri tarafından sigortalı
adına değerlendirilen tasarrufların iadesi sırasında
yapılan gelir vergisi kesintisi, sisteme ödenen bedeller
de dahil nemaları toplamı üzerinden mi yapılacak, yoksa
sadece yapılan birikimlerin neması mı kesinti konusu
olacaktır?
Bazı hallerde tasarruf sahipleri çeşitli nedenlerle
sistemden çıkmak istemektedirler. Bu durumda yapılan
geri ödemelerin tümü vergilendirilecek mi?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 75. maddesinin 2.
fıkrasının 15. bendi uyarınca "Tüzel kişiliği haiz
emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve
sigorta şirketleri tarafından;
* On yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden
ayrılanlara yapılan ödemeler,
* On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte
bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı
kazanmadan ayrılanlar ile diğer sandık ve sigortalardan
on yıl süreyle prim veya aidat ödeyenlere ve vefat,
maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle
ayrılanlara yapılan ödemeler,
* Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı
kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya
tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan
ödemeler
menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiş olup, söz
konusu ödemelerin Gelir Vergisi Yasası'nın 94.
maddesinin 15. bendi uyarınca on yıl süreyle prim, aidat
veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan geri
ödemeler yüzde 15, on yıl süre ile katkı payı ödemiş
olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlara
yapılan ödemelerden yüzde 10 oranlarında gelir vergisi
kesintisi yapılması öngörülmüştür.
Yasal düzenleme gereği olarak bireysel emeklilik
sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden
vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle
ayrılanlara yapılan ödemeler ise yüzde 5 oranında gelir
vergisi tevkifatına tabi tutulmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken özellik Gelir Vergisi
Yasası'nın 75. maddesinin 2. fıkrasının 15. bendi
uyarınca, emeklilik ve sigorta şirketleri ile emekli ve
yardım sandıklarına yatırılan prim, aidat ve katkı payı
tutarlarının sağladığı "iratlar" değil, bu kurum ve
kuruluşlar tarafından katılımcılara yapılan ödemelerin
tamamının "menkul sermaye iradı" olarak dikkate alınması
ve tevkifata tabi tutulmasıdır.
Maliye Bakanlığı tarafından konuya ilişkin olarak
yayımlanan (3) numaralı Gelir Vergisi Sirkülerinden de
"Katılımcılardan toplanan katkı payı ve primlerin
nemalandırılarak hak sahibine geri ödenmesi esasına
dayanan bireysel emeklilik sistemi ve benzeri
nitelikteki birikimli şahıs sigortaları kapsamında elde
edilen gelirler Gelir Vergisi Yasası'nın 75. maddesinde
menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır."
Dolayısıyla söz konusu yasal düzenlemeler çerçevesinde
hak sahiplerine yapılan ödemelerin tamamı üzerinden
gelir vergisi kesintisi yapılmaktadır.(V. Seviğ)
NÜFUS KAĞIDININ KAYBOLMASI
SORU: Çalışmakta olduğum kuruma kimlik çıkartmak üzere
vermiş bulunduğum nüfus kağıdım kayboldu. Durum bana
aylar sonra bildirildi. Nüfus kağıdımın kaybolmasından
dolayı şimdi sorun yaşıyorum. Nüfus kimliğimin
kaybolması nedeniyle yapılması gereken nelerdir? Nüfus
kimliğimin kaybolması ile ilgili olarak çalıştığım
yerden bana herhangi bir belge verilmiyor.
YANIT: Çalıntı nüfus kağıtlarının bazı kişilerce değişik
amaçlarla kullanıldığı gözlenmektedir. Bu nedenle söz
konusu nüfus kağıdınızın kaybolmuş olduğunu vergi
idaresine bildirmeniz gerekmektedir. Çünkü kayıp nüfus
kağıdı ile adınıza vergi mükellefiyeti tesis edilebilir,
şirket kuruluşu yapılabilir ve hatta kurulan bir anonim
şirketin yönetim kurulu üyesi veya başkanı olarak
gösterilebilirsiniz. Bu durumda adınıza kredi de
alınabilir.
Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından 2007/1
seri numaralı Vergi Kimlik Numarası İç Genelgesi ile
yapılan açıklamalar uyarınca nüfus cüzdanınızın
kaybolduğunu belirten bir dilekçe ile herhangi bir vergi
dairesine başvurarak adınıza yapılması muhtemel vergi
mükellefiyetinin önlenmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi
mükellefiyeti bulunmayanların herhangi bir vergi
dairesine başvurmaları yeterlidir. Bu konuda daha önce
herhangi bir şekilde potansiyel vergi mükellefi
olanlarda aynı şekilde herhangi bir vergi dairesine
başvurabileceklerdir.
Daha önce vergi mükellefiyeti bulunanların durumlarını
kontrol ettirebilmek için yine aynı şekilde vergi
dairesine başvurmaları gerekir.
Nüfus cüzdanlarını kaybedenlerin en kısa zamanda daha
açıkçası hemen bulundukları yer nüfus müdürlüğüne
başvurarak yeni nüfus kağıdı çıkartmaları gerekmektedir.
Nüfus kağıdının çıkartılmasında gecikilmesi halinde
başkası tarafından kullanılan nüfus kağıdı ile çeşitli
hukuki işlemlerin yapılması olasılığı bulunmaktadır.
Diğer yandan Vergi Kimlik Numarası İç Genelgesi
doğrultusunda işlem yapılabilmesi için nüfus cüzdanının
kaybolduğuna ilişkin kayıp ilanı yayımlanan gazete veya
emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin aslı ile
birlikte Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaranızı başvuruda
bulunduğunuz vergi dairesine ibraz etmeniz
gerekmektedir. (V. Seviğ)
AVM KAPICILARININ ÜCRETLERİ
SORU: Alışveriş merkezlerinde ve tamamı ticari amaçlı
kullanılan yerlerde çalıştırılan kapıcı ve benzeri
nitelikteki personel ücretleri gelir vergisine tabi
midir?
YANIT: Son yıllarda giderek sayıca artan alışveriş
merkezlerinde ve tamamı ticari amaçlı kullanılan
yerlerde istihdam edilen kapıcı ve benzer nitelikteki
elemanlara yapılan ödemelerin gelir vergisi kapsamında
ücret olarak değerlendirilmesi ve vergilendirilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede de
belirtildiği üzere "işyerlerinden oluşan, dolayısıyla
ticaret mahali olan iş merkezlerinde istihdam edilen
kapıcılara ödene ücretlerin "Gelir Vergisi Yasası'nın
94/1. maddesi uyarınca gelir vergisi kesintisine tabi
tutulması gerekmektedir." (V. Seviğ)
YARGI KARARLARINDA
TİCARİ KAZANÇ
Danıştay 4.Dairesi E.2003/1931 K.2004/922 T.27.4.2004
Davacı adına, ilgili yıl işlemlerinin incelenmesi
neticesinde, gayrimenkul alım satımı faaliyetinde
bulunup ticari kazanç elde ettiği halde bu gelirini
kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle cezalı
tarhiyat yapılmışsa da; 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu'nun 37. maddesinde, gayrimenkullerin alım satım
ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu
işlerden elde ettiği kazancın ticari kazanç olduğu
belirtilmiş olup, bu hükme göre, ticari kazançtan söz
edebilmek için belirli bir organizasyon çerçevesinde,
emek sermaye ilişkisi içerisinde ve devamlı olarak
gayrimenkul alım satımı yapılmasının gerekmesi, 1991 ve
1992 yıllarında alınan gayrimenkullerin 1997 ve
sonrasında satıldığının anlaşıldığı olayda bir
organizasyon ve devamlılıktan söz edilemeyecek olması ve
sadece gayrimenkul alımı ya da sadece gayrimenkul
satımının da tek başına bu madde kapsamında
değerlendirilemeyecek olması sebepleriyle, davacı adına
yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.
Danıştay 7.Dairesi E.2001/1959 K.2004/592 T.4.3.2004
Davacı adına kayıtlı gayrimenkullerin satışından doğan
ticari kazancın katma değer vergisine tabi olduğundan
bahisle, vergi inceleme raporuna dayanılarak ilgili
dönem için cezalı KDV tarhiyatı yapılmışsa da; davacının
1984 yılında satın aldığı arsa üzerinde 1985 yılında
başladığı inşaatı 1991 yılında tamamladığı ve bu şekilde
elde ettiği dört daire ve bir dükkanı 1998 yılında
sattığı hususlarının anlaşıldığı olayda, bu satışların
davacının gayrimenkul alım satım işiyle devamlı olarak
uğraştığını göstermemesi ve söz konusu satışların ticari
bir nitelik kazandığı yolunda başka bir tespitin de
bulunmaması sebepleriyle, davacı adına yapılan
tarhiyatta yasal isabet yoktur.
Danıştay 3.Dairesi E.2000/4290 K.2002/1662 T.17.4.2002
Hediyelik eşya, saat, oyuncak ve altın ticareti yapan
adi ortaklığın ilgili yıla ilişkin işlemleri incelenerek
bir kısım hasılat ile döviz cinsinden verilen borç para
karşılığı elde edilen kur farkı gelirinin kayıt ve beyan
dışı bırakıldığından bahisle davacı adına davacının payı
oranında cezalı tarhiyat yapılmışsa da; tarhiyatın
davacının işlerinde ele geçen el defterine
dayandırıldığı olayda, 4 kişiye yapılan satıştan elde
edilen ve kayıt dışı bırakıldığı ileri sürülen hasılatla
ilgili olarak el defteri dışında bu satışın
gerçekleştiğine ilişkin hiçbir tespitin olmaması, tek
yanlı incelemeyle hesaplanan matrah farkında hukuka
uygunluk bulunmaması, el defterinden hesaplanan kur
farkı gelirinin ise hizmet karşılığı elde edilmiş bir
gelir olmaması, alım satım tarihleri arasında oluşan
farkın faiz olmayıp Türk parasının yabancı paralar
karşısında değer kaybetmesinden kaynaklanan fiktif bir
artış olması ve bu nedenle beyan dışı bırakılmış
hasılattan bahsedilemeyecek olması sebepleriyle davacı
adına yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
HARÇLAR
1. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 29.2.2008 tarih ve
476 sayılı özelgesi;
"Harçlar Kanununun 42. Maddesi düzenlemesi gereğince,
menkul ve gayrimenkul mallar hakkında alım, satım,
taahhüt ve rehinle ilgili her nev'i mukavele, senet ve
kâğıtlarda değer gösterilmesi gerekir. Kanuna ekli 2
sayılı tarifenin I/1 pozisyonunda da; muayyen bir
meblağı ihtiva eden her nevi senet, mukavelename ve
kâğıtlardan ise her bir imza için binde 0,90 oranında
harç alınır. Bununla beraber, alınacak toplam harç
tutarı (01.01.2008 tarihinden itibaren uygulanmak üzere)
28,90 YTL'ndan az 14.745,40 YTL'ndan ise çok olamaz. Bu
hükümler gereğince, (…) A.Ş. ile arsa sahipleri arasında
düzenlenen''Düzenlenme Şeklinde Dubleks Mesken Karşılığı
İnşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi''nin ayrıca kefillerin
de imzasının olması yani müşterek borçlu ve müteselsil
kefil şeklinde kefalet şerhi olması halinde bu
sözleşmenin noter tarafından tasdik edilmesi işleminde,
her bir imza için binde 0,90 nispetinde harç tatbik
edilmesi gerekir."
2. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 16.1.2009 tarih ve
105 sayılı özelgesi;
"Harçlar Kanununun 123. Maddesinde diğer istisnai haller
beraberinde, bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve
uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin
temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine
ilişkin işlemlerin kanunda yazılı harçlardan istisna
olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca, 5569
sayılı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Mali
Sektöre Olan Borçlarının Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun'un "Vergi İstisnaları Ve Teşvik
Belgeleri"başlıklı 4. Maddesinde de finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları hükümleri kapsamında
düzenlenecek finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri
ve bu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlemlerin ve
düzenlenecek kâğıtların Harçlar kanuna göre ödenecek
olan harçlardan istisna olduğu düzenlenmiştir. Bu
hükümler gereğince, (...) Banka AŞ ile (...) A.Ş.
arasında düzenlenen ve anılan şirketin söz konusu
bankaya olan kredi borçlarının yeniden
yapılandırılmasına ve ilave kredi tesisi amacına yönelik
protokol kapsamında tapuda yapılacak devir işlemleri
harçlardan istisnadır."
3. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 17.5.2008 tarih ve
969 sayılı özelgesi;
"Harçlar Kanununa ekli 4 sayılı tarifenin 13/a
maddesinde, arsa ve arazi üzerine yeniden inşa olunacak
bina ve sair tesislerin tescilinde emlak (bina) vergisi
değeri üzerinde binde 15 oranında harç alınacağı, aynı
tarifenin son paragrafında ise bu tarifenin 13/a ve c
maddeleri gereğince emlak vergisi bildirimi verilmesi
gerektiren durumların Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine
göre bildirim verme süresi sonuna kadar tapuda
gösterilmemesi halinde, harcın %50 fazlasıyla tahsil
edileceği belirtilmiştir. Emlak Vergisi Kanununun 23.
Maddesinde ise; bu Kanunun 33. maddesinde (8 numaralı
fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin
bulunması halinde emlak vergisi bildiriminin
verilmesinin zorunlu olduğu, yeni inşa edilen binalar
için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden
evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın
kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde emlakin
bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verileceği
düzenlenmiştir. Bu hükümler gereğince, arsa üzerine inşa
edilen fabrika binası, idari bina ve sığınak bölümleri
ile ilgili cins tashihi işleminin Emlak Vergisi
Kanununda belirlenen bildirim verme süresi içerisinde
gerçekleştirilmesi gerekmekte olup, 26.12.2007 tarihinde
inşası tamamlanan bağımsız bölümlerin cins tashihi
işleminin yapılabilmesi için 26.03.2008 tarihine kadar
(...) Kadastro Müdürlüğüne müracaat edilmesi gerekirken,
bu süre dolduktan sonra 04.04.2008 tarihinde müracaat
edilmiş olması sebebiyle, cins tashihi işleminin
süresinde gerçekleştirilmemesi nedeniyle % 50 oranında
harç fazlası aranılması yerinde bir işlemdir"
4. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 20.10.2008 tarih
ve 1424 sayılı özelgesi;
"Anonim şirket adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümlerin
diğer anonim şirkete ayni sermaye olarak konulması
süresince tapu sicil müdürlüğü tarafından yapılacak
tescil işlemlerinin, Harçlar Kanununun 123. maddesi
düzenlemesi gereğince harçlardan istisna tutulması
gerekir."
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz
Referans/11.02.2009 |