Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  10 Eylül  2009

   Ana sayfa

   2009 Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 


 

Maliye varlık barışında taktik değiştirdi

 

Kemal Abi'nin 'Allah aşkına getirin şu paraları' çağrısına, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan'ın 'Korkmayın inceleme yok! Paranızı getirin.' teminatına rağmen ilk varlık barışında hedeflenen başarı sağlanamamıştı.
Görünen o ki Maliye bu defa işi sıkı tutuyor.
Basına yansıyan haberlerden Maliye'nin taktik değiştirdiği anlaşılıyor. Kemal Abi'nin genele yaptığı adeta yakaran çağrısı yerine daha planlı, daha ciddi bir çalışma yapıldığı gözleniyor. Nokta atışlar yapılıyor. Hatta aba altından sopa gösteriliyor. Banka hesaplarındaki gizliliğinin ortadan kalkmasına yönelik gelişmeler tehdit unsuru olarak kullanılıyor.

TOPLANTI VE AFİŞLER
Daha önceki uygulamada meslek odaları toplantılarında ya da basına verilen demeçlerde yapılan çağrıların, konuya ilişkin özel toplantılarla ve afiş bastırılarak yapılmasının öngörülmesi, taktik değişikliği göstergelerinden sadece biri...  

YÜZ BİN MEKTUP
Bastırılan afiş ve broşürlerin yanı sıra yurt içinde 100 bin kişiye gönderilen mektupla, vatandaşların varlık barışından yararlanmaları isteniyor. Mektupta, 'varlık barışından faydalanmalarının menfaatlerine olacağı'na vurgu yapılıyor.
Mektup gönderilen 100 bin kişinin neye göre belirlendiğini bilmiyoruz ama rasgele seçilmiş olmasa gerek. Milyonun üzerindeki Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi arasından seçilmiş olmanın yaratacağı psikolojik baskıyı düşünebiliyor musunuz?
Hiçbir sıkıntınız olmasa da yapılan çağrıya uymamanın ne getirip ne götüreceğini kestirmek mümkün değil...

NAYLON FATURA UYARISI
Naylon fatura kullananlara da çağrıda bulunuyor.
Varlık barışından yararlanarak naylon fatura kullanımının tüm sonuçlarından kurtulmanın mümkün olup olmadığı tartışmasına girmeden, soruşturmaları halen devam eden kişi ve kurumlara mealen, 'Eğer geçmişte naylon fatura kullandıysanız gelin bizimle barışın. Yüzde 5 vergi ödeyerek kurtulun. Aksi halde yakalarsak onlarca kat fazlasını ödemek zorunda kalacaksın' dendiğini belirtelim.

TARZ DEĞİŞİKLİĞİNE TAVAN YAPTIRAN AÇIKLAMA
Maliye Bakanı'nın son açıklaması tarz değişikliğine tavan yaptırdı.
Başta İsviçre olmak üzere yurtdışındaki banka hesaplarının gizliliğinin ortadan kalkmasına yönelik gelişmeler, varlık barışına katılımı artırmak için tehdit unsuru olarak kullanılır oldu.
Her fırsatta varlık barışına katılmaları için mükellefleri uyaran Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, 'banka gizliliğinin geride kaldığı, yurtdışındaki parasını getirmemekte ısrar edenlerin sonucuna katlanacağı ve kanunda ne yaptırım varsa uygulanacağı'na ilişkin uyarısı! önceki gün gazetelerde yer aldı.
İsviçre'de parası olana neyin sorulup neyin sorulamayacağını 8 Eylül Salı günkü AKŞAM'da yazdığımız için burada tekrarlamıyoruz.
Dileriz bu çalışmalar ve tehdide varan uyarılar varlık barışına katılımda etkili olur.

Sel açılımı
TRAKYA'DA başlayıp Marmara Bölgesi'nde devam eden sel baskınını dehşetle izledik. Merak etmeyin, bir süre sonra unutulur. Her zaman öyle olmadı mı? Ortaya karışık birkaç magazin 'bombası', gündem değiştirmeye yönelik bazı demeçler derken unutulur, gider.
Bu filmi sürekli izliyoruz ve bu kafayla uzun süre izleriz. Altyapıdan sorumlu birimler, mesela belediyeler sapasağlam kaldırımlar için her yıl milyarlarca lirayı israf ediyor. Yapılan usulsüzlük, adam kayırma ve yolsuzluk bir tarafa, şu soru neden sorulamıyor: 'Kardeşim, böyle bir ihtiyaç yok, neden halkın parasını çarçur ediyorsun?'
Sorunun temelinde, uğramış olduğumuz ahlaki erozyonla birlikte kamu harcamalarının denetim mantığı yatıyor. Olayın ahlaki boyutu konumuzun dışında. Kamu harcamalarının denetimi konusuna gelince...
Harcama denetimi tamamen 'biçimsel' esaslara göre belirleniyor. Denetim yapılırken şu sorular soruluyor: 'Usule uygun karar alınmış mı, ihalesi yapılmış mı, belgeler ve imzalar tamam mı?' Yani, öz değil, biçim denetleniyor. Harcanan para, harcama kararı verenlerin parası değil. Harcamada hakim olan, 'ben yaptım, oldu' mantığı.
Göreceksiniz, 'Uzun yıllar ortalamasının üzerinde yağış gerçekleşti, dolayısıyla burada idari bir kusur yok' şeklinde açıklamalar yapılacak. Vatandaşımız da, 'Hakkat yahu, adamlar doğru söylüyor' diyecek. Peki, bu yağış sadece bizde mi oluyor? Neden bu tür manzaralara AB ve gelişmiş ülkelerde rastlanmıyor? Cevap son derece basit: Bu ülkelerde kamu harcamalarında 'etkinlik denetimi' uygulanıyor. Ha... bir de, sistemlerinin tüm sömürgeci ve acımasız yapılarına rağmen, yetkililer gerektiğinde istifa edecek kadar 'onurlu' davranmayı tercih ediyor. Bizde etkili ve yetkililer için istifa etmek yerine, 'istifade etmek' daha revaçta...

Metin Taş-Sezgin Özcan

Akşam/10.09.2009

  
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.