Mali
müşavirlik stajı için bir servet gerekiyor
Mali müşavirlik,
ülkemizde köklü geçmişi olan ve geldiği aşamaya ciddi
merhaleler geçirerek varan bir meslek. Mükelleflerin
defterlerini kaydedip hesaplarını tutan eski
meslektaşlarına kıyasla günümüz mali müşavirlerinin çok
daha kompleks iş tanımları bulunuyor.
Günümüzde defter belge kayıtlarından danışmanlık
hizmetlerine, Maliye ve SGK'daki işlerin takibinden
sürekli değişen mevzuatı takip etmeye kadar çok çeşitli
ve kapsamlı faaliyetler bu meslek mensuplarından
bekleniyor. Faaliyet alanı bu kadar kapsamlı olunca
meslek mensupları mecburen yoğun çalışmanın yanında
eleman çalıştırmak ve teknolojik imkanlardan faydalanmak
üzere büroya bilgisayar, fotokopi makinesi, faks,
tarayıcı gibi birçok araç ve makine almak zorunda
kalıyor. Mükellefler de teknik konu olan mali ve sigorta
mevzuatını takip edemediği ve basit ihmaller,
bilgisizlik gibi sebeplerle yüksek cezalara maruz
kalmaktan korktukları için bu işlerinin mali müşavirler
tarafından takip edilmesini istiyor.
Üniversite mezunu işsiz sayısının artması ve özellikle
mali müşavir olma şartlarını taşıyan bölüm mezunu
sayısının fazla olması sebebiyle bu mesleğe de ilgi üst
seviyede. İlgi ve talebin fazlalığı mesleğe girişin daha
zorlu ve çetin bir sürece bağlanmasına yol açtı. Artık
mesleğe girmek için birçok şart taşımak aranıyor. Bu
şartları taşıyanlar üç yıl staj yaparak meslek
sınavlarına girebiliyor. Ancak staja başlamak için de
sınava girmek gerekiyor. Staj başlatma sınavını
geçtikten sonra çoğu zaman ücret alamadan, alınıyorsa
bile karın tokluğuna çalışarak üç yıl pratik yapan
stajyerler, zorlu sınavlara girmek ve bu sınavları iki
yıl içinde geçmek zorunda. İki yıl içerisinde tüm
sınavların verilmemesi halinde geçilen derslerden baştan
girmek ve sınav sürecini sıfırdan başlatmak gerekiyor.
Tabii tahmin edileceği üzere bu süreçte her başvuru ve
sınav için ayrı ayrı başvuru parası, sınav harcı,
gidiliyorsa kurs parası, sınavlar Ankara ve İstanbul'da
yapıldığı için sınav merkezlerine gidiş geliş ve
konaklama masrafları ödenmek durumunda. Bu sınavı
geçenlerin de ruhsat parası, odaya kayıt parası, aidat,
fonlara yapılan bağışlar derken yaklaşık 3 bin lira
ödeme yapılması gerekiyor. Bundan sonra da işyeri
tutmak, gerekli tefrişatı yapmak, eleman çalıştırmak
gibi ihtiyaçları gidermek için küçük çaplı bir sermayeye
ihtiyaç duyuluyor. Daha yolun başındaki stajyerler için
bu tutarlar gerçekten çok yüksek ve üstesinden gelinmesi
zor rakamlar. Odaların bu ağır yükü görmesi ve ruhsat
ücretlerini, aidatları ona göre belirlemesi lazım. Hiç
olmazsa taksitli ödemenin kabul edilmesi bir çözüm
olarak görülebilir.
Kıran kırana rekabet müşavirlerin hayatını zorlaştırıyor
Sınavları geçip büro açmak, sıkıntıların bitmesi
anlamına gelmiyor. Mesleğin asıl problemleriyle bu
aşamadan sonra tanışılıyor. Bir kere bu meslekte mesai
sınırsız. Çünkü mükellefin birçok işini takip etmesi
gereken mali müşavirler her an aranmak durumunda. Tatil
yapmak, izin kullanmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Bizzat
işbaşında bulunmayınca oluşacak bir ihmal sebebiyle
mükellefler ceza yiyebilir ve bu da mali müşavire
yansıtılabilir. Mesela herhangi bir beyannamenin veya
Mali müşavirler bu yüzden mükellefleriyle karşı karşıya
kalmak istemediğinden kendi işlerini bizzat takip etmek
ve bayram, tatil dinlemeden çalışmak zorunda kalıyor. Bu
tempo zamanla sağlık sorunlarına ve aile ilişkilerinin
zedelenmesine sebep oluyor. Diğer bir önemli mesele de
meslek mensuplarının aralarındaki acımasız rekabet.
Müşteri bulmak için acımasız bir fiyat rekabeti
yapılıyor. Müşteri, alacağı hizmetin kalitesini
sorgulamadan düşük fiyat veren müşavire gidiyor. KDV
açısından meslek odasının belirlediği tarifenin altında
bir fiyata anlaşıldıysa bile tarifeye göre serbest
meslek makbuzu düzenlenmek zorunda. Ayrıca serbest
meslek mensupları, tahsil edemedikleri bedeller için de
makbuz düzenlemek ve bunu beyan ederek vergisini ödemek
zorunda kalıyor. Mükellefler mali müşavire verilecek
ücreti çok acil görmedikleri için çoğu zaman ödemeyi
geciktiriyor. Bu yüzden meslek mensupları sürekli
işlerin yoğunluğundan, fakat ücret tahsil edememekten
şikayet ediyor. Yeminli mali müşavirlik de mükelleflerin
hesaplarının tasdik edilmesi, iade raporlarının
yazılması, muhtelif konularda danışmanlık hizmeti
verilmesi gibi yarı kamusal işlevi olan bir meslek.
Burada da ücret ödeyecek mükellefe hesaplarını
düzelttirme, daha fazla vergi çıkacak şekilde muhasebe
işlemi yaptırma, az iade çıkartma gibi teklifler sunmak
cesaret istiyor. Çünkü bu alanda da haksız rekabet
bulunuyor ve mükellefler istenileni daha ucuza yapacak,
itiraz etmeyecek meslek mensubu bulabileceğinin
farkında.
Noterliğe benzer bir uygulama, meseleleri çözer
Devlet ile vatandaş arasında aracılık vazifesi gören
mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerin problemlerini
meslek kanunlarında yapılacak değişikliklerle çözmek
mümkün.
Mali müşavirlik için noterliğe benzer bir uygulama
getirilebilir. Mükellefler müşavirlere Maliye veya
meslek odaları tarafından paylaştırılabilir.
Ücretler Maliye ve odalar tarafından toplanıp mali
müşavirlere verilen hizmetin niteliğine göre
paylaştırılabilir.
Artık mükellef gözündeki az vergi ödeten mali müşavir
iyi mali müşavirdir anlayışının kırılması gerekiyor.
Ahmet Yavuz
Zaman/09.11.2009 |