Yaklaşık 1
hafta boyunca gündeme damgasını
vuran IMF-Dünya Bankası
Toplantıları’nın başrolünde hiç
kuşkusuz IMF Başkanı Dominique
Strauss-Kahn vardı. Soruları
yanıtlayan Kahn, IMF’nin
dünyadaki rolü ve Türkiye ile
görüşmelerde vergi maddesi ve
krizden çıkışta teşvik
paketlerinin önemini
değerlendirdi.
İstanbul’daki zirveden çıkan
sonuçlar için neler
söyleyebilirsiniz?
IMF açısından daha geniş bir
yönetime karar verildi.
Pittsburgh’da da bu
görüşülmüştü, ancak net bir
karar verilmedi. IMF gelecekte
önceki
dönemlere göre faydalı olmaya
çalışacak. Bazen
eleştiriliyoruz, bazen söylemler
daha sert olabiliyor. Çünkü
insanlar bize kötü çocuk olarak
davranıyorlar. Sanki bize mali
politikaları düzenlemeye
çalışan, mali politikaları
etkilemeye çalışan kötü çocuk
olarak davranıyorlar.
Ancak sorunlu olan ülkelerde
polis değil doktor gibi
çalışıyoruz. Bu ülkelere ilaç
vereceğiz, para vereceğiz, daha
sağlıklı olmanız için yapmanız
gerekenleri
söylüyoruz. Nezleyseniz ya da
bacağınızı kırdıysanız, aynı
ilacı vermiyoruz. Bu
yüzden farklı sonuçlar alınıyor.
Küresel büyüme
beklentilerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İyileşme söz konusu olunca, en
kötünün geride kaldığını
söyleyebiliriz. Belli başlı
riskler var elbette, senaryo
geçmişe göre daha net. 12 aylık
dönemde istihdam artsa da
sorunlar devam edebilir.
IMF ile
Türkiye’nin anlaşmamasının
nedenlerinden biri Gelir
İdaresi’nin vergi yetkilileri.
Görüşümü soracak olursanız Türk
ekonomisi hâlâ gelişmekte olan
ülkelerden birisi, bu çerçevede
Türkiye’nin vergi sistemini
modernize etmesi gerekiyor.
İnanıyorum ki, zaman içinde
geliştikçe hükümetin bu vergide
özerklik stratejisini hız lan dı
ra cak - sı nız. Bu çerçevede
Türkiye yardım
istediğinde yardım edemezsek
mutsuz oluruz elbette. IMF Batı
ülkelerinde
hükümet harcamalarının artmasını
istiyor. Ancak Türkiye’de bunu
istemiyoruz.
İşsizlik azalmaya başlayacak
dediniz. Peki çıkış stratejileri
eş güdümlü olarak mı gelişecek?
Çıkış stratejilerinin eşgüdümlü,
aynı içerikle yapılması mümkün
olmuyor
tahmin edersiniz. Biraz
asimetrik oluyor. Teşvik
paketleri başladığında her yerde
aynı şekilde yapılması
gerekiyor. Çıkış stratejisi bu
bağlamda ülkenin durumuna bağlı,
bazıları daha erken bazıları
daha geç çıkacak. Herkes çıkış
stratejileri çerçevesinde
komşularına da dikkat etmeli.
Sizce dolar rezerv para olma
özelliğini ekonomik krizden
sonra da koruyacak mı?
10 yıl
boyunca doların rezerv para
olacağını söyleyebilirim ama 40
yıl
sonra kim bilebilir ki! Dolar
para birimi olarak krizden sonra
değerini
kaybedeceğini sanmıyorum. İki
yıl önce bu soruyu sorsaydınız,
herkesin
görüşleri farklı olurdu. Pek çok
kişi doların gerileyeceğini
çökeceğini
söylerdi. Dolar bence gelecekte
değerini kaybetmeyecek.
Özlem
DALGA
Habertürk/08.10.2009