Kamu borçlarında mal
bildirimi
Kamu borçlarını süresinde ödemeyenler hakkındaki
cebri takip, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun'a göre yapılmaktadır ve kamu alacaklısı
kurumun borçluyu bu kanuna göre takibi, kural olarak
ödeme emrinin tanzim ve tebliği ile başlar. Ödeme emri
tebliğinin borçluya yüklediği en önemli görev veya yük,
hiç şüphesiz borcu 7 gün içinde ödemektir. Ancak borcun
7 gün içinde ödenmeyecek olması halinde, borçlunun mal
bildiriminde bulunması gerekmektedir.
Mal bildirimi konusunu daha önce de yazmıştım. Ancak bu
aralar bu konuda çok sayıda soru gelince, konuyu tekrar
irdeleyelim istedim.
6183 sayılı kanunun 59'uncu maddesine göre mal
bildirimi, "kamu borçlusunun, kamu alacağını
karşılayacak miktarda, gerek kendi elindeki, gerekse
üçüncü şahıslar elindeki taşınır ve taşınmaz malları ile
alacak ve haklarının; nev'ini, mahiyetini ve miktarını
veya malı olmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim
kaynakları ile buna nazaran borcunu ne şekilde
ödeyebileceğini tahsil dairesine yazılı veya sözlü
olarak beyan etmesidir".
Mal bildirimi ile kamu görevlileri ve kamusal işlerde
çalışanların belli aralıklara ve/veya belli koşullarda
yapmak zorunda oldukları mal beyanı (servet beyanı) ile
karıştırılmaması gerekir. Mal beyanında tüm mal, hak ve
alacakların beyanı zorunluluğu söz konusu iken, mal
bildiriminde asıl olan borcu karşılayacak miktarda mal
bildiriminde bulunmaktır. Borçlu hiçbir zaman, kamu
borcunu karşılayacak olandan fazla mal, hak veya alacak
beyanına zorlanamaz.
Bildirimin kapsamı
Mal bildirimi mutlaka bir malın bildirilmesini ifade
etmez. Haczi kabil malı olmayan borçluların malları
olmadığını bildirmeleri de mal bildirimi hükmündedir.
Mal bildiriminde borçlu, malın değerini de göstermekle
birlikte, bildirilen malın borcu karşılayıp
karşılayamayacağının takdiri alacaklı kamu idaresine ait
bulunmaktadır. Alacaklı kamu idaresince, beyan olunan
malların borcu karşılayamayacağına veya haciz ve
satışının çok güç olacağına kanaat getirilmesi halinde,
borçludan ek bildirimde bulunması istenebilir.
Mal bildiriminde bulunmuş olması, alacaklı idare
tarafından alacağın mutlaka beyan olunanlardan tahsil
edileceği anlamına gelmemektedir. Alacaklı idare, mal
bildirimi dışında kendisi tarafından tespit edilen
malları da mal bildirimindeki mallarla birlikte veya
onlara tercihen haczedebilir.
Maliye Bakanlığı, A/1 sayılı Tahsilat Genel Tebliği'nde,
59'uncu maddede yer alan borçlunun "her türlü
gelirlerini" ve "yaşayış tarzına göre geçim
kaynaklarını" ve "buna nazaran borcunu ne suretle
ödeyebileceğini" bildirme yükümlülüğünün borca yetecek
kadar mal bildiriminde bulunmayanları kapsadığını,
borcuna yetecek kadar mal bildiriminde bulunan
borçluların, bu hususları da bildirme zorunluluklarının
olmadığını açıklamıştır.
Ancak kanunun 114. maddesinde, mal bildiriminde malı
olmadığı yönünde bildirimde bulunanlara ayrıca son
adreslerini, varsa devamlı mükellefiyetlerinin bulunduğu
dairelerin listesini, nüfus suretlerini verme
yükümlülüğü getirilmiştir.
Kamu borçlusunun bir tüzel kişi olması halinde, mal
bildiriminde bulunma yükümlülüğü kanuni temsilcisine
aittir.
Dava açmanın etkisi
Kamu borçlusunun ödeme emriyle istenen alacağın tamamına
karşı dava açması halinde, mal bildiriminde bulunma
süresi, vergi mahkemesinin kararına kadar uzamaktadır.
Buna karşılık, borcun bir kısmının dava edilmesi halinde
mal bildiriminde bulunma süresi sadece dava konusu
yapılan kısım için uzar.
Mahkeme kararının davanın reddi yönünde olması halinde
(kısmen reddi yönünde olması halinde reddedilen kısım
için), borçlunun ayrıca bir bildirimi beklemeksizin, ret
kararının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün
içinde ret olunan tutar kadar mal bildiriminde bulunması
gerekmektedir.
Öte yandan davanın devamı sırasında, yürütmenin
durdurulması kararı verilmediği müddetçe takip işlemleri
süreceğinden, borcu karşılayacak değerde mal haczi
yapılmış olması halinde, borçlunun dava sonucunda ayrıca
mal bildiriminde bulunmasına gerek bulunmamaktadır.
Cezalandırılan fiiller
Ödeme emrine karşı mal bildiriminde bulunulmaması (md.
60) veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunulması (md. 111)
yahut yetersiz mal bildiriminde bulunanların yaşayış
tarzlarının mal bildirimi ile uyumlu olmaması (md. 111)
veyahut yeterli mal bildiriminde bulunmayanların
sonradan edindikleri mal ve gelir kaynaklarını
bildirmemeleri (md.112), malı olmadığını bildirenlerce
114. maddede yazılı ek bilgilerin verilmemesi filleri
için hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.
Doğru mal bildiriminde bulunan ya da haczi kabil mal
veya gelirinin bulunmadığını doğru olarak beyan eden
borçlulara bu cezaların uygulanması söz konusu değildir.
Anayasamızın 38. maddesinde ekonomik suça ekonomik ceza
ilkesi benimsenmişse de burada yaptırıma bağlanan
fiiller, borcun ödenmemesi fiili olmayıp, kanundan
kaynaklanan şekli yükümlülüklerin süresinde yerine
getirilmemesinden veya yanıltıcı şekilde yerine
getirilmesinden kaynaklı fillerdir. Öte yandan idarenin
hürriyeti kısıtlayıcı ceza uygulama yasağı (Anayasa md.
38/11) dolayısıyla bu cezalara sulh ceza veya icra
hâkimliklerince hükmedilmektedir.
Bumin Doğrusöz
referans/08.10.2009 |