Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  08 Eylül  2009

   Ana sayfa

   2009 Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 


 

Varlık Barışı hamlesi
 

Birinci Varlık Barışı hamlesi başarılı olamayınca ikinci Varlık Barışı hamlesi yapıldı. Şimdi bir yandan bu hamlenin sonucu beklenirken bir yandan da tanıtım atağına geçildi. Maliye çeşitli yurtiçi ve yurtdışı toplantılarla son günü 30 Eylül 2009 olarak belirtilen yeni Varlık Barışı çalışmasını anlatmaya çalışıyor. Bu çerçevede yurtiçinde yüz bin kişiye mektup gönderilerek kendilerinden uygulamaya katılmaları talep edildi. Bu kişilerden bir kısmı gönderilen mektupların tanıtımın daha ötesine geçerek aba altından sopa göstermeye dönüştüğünü belirtiyorlar. Mektuplarda vatandaşlara, ''Varlık Barışı'ndan faydalanmanız menfaatinize'' denilirken, bildirim veya beyana konu edilen varlıklar nedeniyle 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacağı da belirtiliyor. Dolayısıyla bildirim veya beyan dışındaki herhangi bir nedenle 19 Haziran 2009 tarihinden sonra, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması halinde, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden bulunacak matrah farklarından, kanun kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar mahsup edilecektir.

Varlık Barışı kapsamında mahsup imkânından yararlanılabilmesi için 10 Temmuz 2009 - 30 Eylül 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden verginin vadesinde, 22 Kasım 2008 - 2 Mart 2009 tarihleri arasında yapılan bildirim veya beyanlar nedeniyle tahakkuk eden ve süresinde ödenmeyen vergilerin de gecikme zammıyla birlikte 30 Eylül 2009 günü sonuna kadar ödenmesi şartı getirilmiştir.

Bilindiği üzere ilk uygulamada yurtiçi ve yurtdışından toplam 8.200 beyanname verilmiş, bu beyannamelerde 10.216 varlık için Maliye Bakanlığı'ndan ''Varlık Barışı'' istenmişti. Başvurularda, 10.748.737.982 lirası yurtdışından, 4.083.331.276 lirası da yurtiçinden olmak üzere toplam 14.832.069.258 liralık kaynak Varlık Barışına konu edilmişti. Bununla birlikte bu varlıkların önemli bir bölümü getirilmemiş, dolayısıyla da İdare beklediği vergi gelirini sağlayamamıştı. Yeni uygulamada ise parasını maliyeye bildirerek Varlık Barışından yararlanmak isteyenler, öncelikle vergisini ödeyeceklerdir. Yeni uygulamada ise İdare 6183 sayılı Amme Alacakları'nın Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun kapsamında beyanda bulunup vergisini ödemeyenler hakkında yasal takibe geçeceğini belirterek gereksiz başvuruları da önlemeye çalışmaktadır. Bu durumda ilk Varlık Barışı uygulamasındaki yüksek ama sonuçsuz rakamlar da gözükmemiş olacaktır.

İdarenin mükelleflere aba altından sopa göstermesi özellikle kod veya kara liste uygulaması kapsamında ifade edilmektedir. Maliye Bakanlığı çağrısında vatandaşlara: "Kod 5'e girmek istemiyorsanız gelin Varlık Barışı'ndan yararlanın, aksi halde Kod 5 olarak bilinen kaçakçı listesine girebilirsiniz" demektedir. Bilindiği üzere Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulan bu kodların hiçbir hukuki zemini bulunmamaktadır. Bununla birlikte uygulamada bu kara listelerin sürekli olarak mükellefler üzerinde bir baskı unsuru olduğunu gelen mektuplar anlatmaktadır. Bu nedenle şimdi de yeni bir Varlık Barışı çağrısında aynı üslubun bulunmaması yöntem olarak hatalıdır. Mükellefler bakımından öncelikle hukuki zeminin iyi oluşturulması daha sonra psikolojik olarak gerekli tanıtım ve açıklamaların yapılması gerekmektedir. Görünen her iki kısımda da ciddi eksikliklerin olduğu ve yine sonucun bu şartlar altında başarılı olamayacağıdır.

Hukuki zemin bakımından en önemli eksiklik özellikle yurtdışından getirilecek paralar bakımından 2008 senesinin de incelemeye tabi tutulmaması gereği olmuştur. Bu durum mevcut düzenlemede tercih edilmediği için yurtdışından getirilecek paralardan sağlanacak gelirin 2008 yılı gelir vergisi 2013 yılı sonuna kadar incelenebilecek, vergi ve ceza yanında aradan geçen zaman kapsamında gecikme faizi de talep edilebilecektir.

Bunun yanında çok önceki yazılarımızda da belirttiğimiz Türkiye'de, ekonomik kriz sonrasında da, mevduata uygulanan güvence 50.000 TL olup bu rakam yabancı ülkelere göre çok düşüktür. Sınırsız olarak mevduat güvencesi belirleyen bir ülkedeki paraların oradan alınıp Türkiye'ye getirilmesi çok zor görünmektedir.

Ayrıca, Varlık Barışı'ndan faydalanmak isteyenlerin dikkate almaları gereken bir başka husus da V.U.K. m.359'da yer alan kaçakçılık suçu kapsamında karşılaşabilecekleri hürriyeti bağlayıcı cezalardır. Bu durumda o kişinin Varlık Barışı'ndan faydalanmış olması ve vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ödenmiş olması hapse girmeye engel olmamaktadır.

Varlık Barışı uygulamasının sene sonuna kadar uzayıp uzamayacağı henüz belli değildir. Başvuruda bulunacaklar bakımından problemli bir durumu olan veya ileride oluşabilecek olumsuz durumları bertaraf etmek isteyenler bu uygulamada olumlu etkilenebilirler. Bununla birlikte parasını yurtdışından getireceklere en az orada kendisine sağlanan kadar güvence verilmediğinde ne kadar başvuruda bulunmamanın sonuçlarından bahsederseniz bahsedin bu paraların asıl yerinden oynaması mümkün değildir. Ayrıca geçmişe dönük inceleme riski de bu kişiler için bertaraf edilmemiştir. Oysa birinci Varlık Barışı'nın sonuçları dikkate alındığında daha iyi bir düzenleme beklentisi vardı. Artık bir başka bahara kaldı. Maliyenin beklediği mükellef hamlesi ise henüz yok. Bu da gayet doğaldır. Zira temel şart olan kurallar eksik bulunmaktadır. Bu nedenle de mükellef oyunda değildir.

Hakan ÜZELTÜRK

VERGİ ve HUKUK
huzelturk@superonline.com
08.09.2009

  
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.