Belirli süreli işçiye iş güvencesi yok
İş güvencesi, işçinin işinde devamlılığın sağlanması
olarak tarif edilebilir. İş güvencesi, işçinin objektif,
ekonomik, sosyal veya başka bir haklı neden olmadıkça
işten çıkarılmayacağı anlamına gelmektedir. İş
güvencesinde işçinin işine son verilmesi tamamen
yasaklanmış değildir. Sadece, keyfi ve objektif olmayan,
haklı bir nedene dayanmayan işten çıkarmalar
engellenmektedir.
Gerçek anlamda iş güvencesi ülkemizde ilk defa 4773
sayılı yasa ile yapılmıştır. 09.08.2002 tarihinde
TBMM'de görüşülerek 4773 sayılı kanun 15.03.2003
tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmişti.
4857 sayılı İş Kanunu'nun feshin geçerli sebebe
dayandırılması başlıklı 18. maddesine göre;
. 30 (otuz) veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerleri
ile
. 51'den (51 dahil) fazla işçi çalıştırılan tarım
işlerinin yapıldığı işyerleri iş güvencesi kapsamına
girecektir.
Burada, işçi sayısının hesabında iş güvencesi kapsamına
dahil olmayan, en az altı aylık kıdemi olan işçi ve
işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve
yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden
ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan
işveren vekilleri ile belirli süreli hizmet akdiyle
çalışan işçilerin dikkate alınıp alınmayacağı sorunu
ortaya çıkmaktadır.
İşçi sayısının hesabında, yukarıda belirtilen işçilerin
de dikkate alınması, ancak işyerindeki, öğrenci, çırak
ve stajyerlerin ise dikkate alınmaması gerekmektedir.
İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin
bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu
işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre
belirlenecektir.
Yasanın işyerindeki taşeron işçilerini 30 kişinin
hesabında dikkate alıp almadığı konusu da açıkça
düzenlenmemiştir. Kanımızca, taşeron işçileri ile asıl
işveren işçilerinin ayrı ayrı değerlendirme konusu
yapılması gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun feshin geçerli sebebe
dayandırılması başlıklı 18. maddesinde, otuz veya daha
fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık
kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini
fesheden işverenin, işçinin yeterliliğinden veya
davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin
gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak
zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesinde,
o Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde
belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıp en az altı
aylık kıdemi olan ve işletmenin bütününü sevk ve idare
eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin
bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten
çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili niteliğinde
olmayan işçiler,
. Sendika üyeliği veya sendikal faaliyetlerden dolayı iş
sözleşmesi feshedilen işçiler,
. Belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışan işyeri
sendika temsilcileri,
. Tarım işlerinden sayılan ve 51'den fazla işçi
çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan
ve belirsiz süreli hizmet akdiyle çalışan işçiler ve,
. 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında çalışan
gazetecilerin,
4857 sayılı İş Kanunu'nun iş güvencesine ilişkin 18-21.
maddeleri kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. İşçinin
işyerindeki altı aylık kıdemi, aynı işverene bağlı
işyerlerinde geçen süreler ile aynı işyerinde iş
sözleşmesinin kesintili olarak devam ettiği süreler
birleştirilerek hesaplanacaktır.
İş sözleşmelerinde, sözleşmenin ne zaman sona ereceğinin
belirtilmesi halinde "süresi belirli iş sözleşmesi",
sözleşmenin ne zaman sona ereceğinin belirtilmemesi
halinde de "süresi belirsiz iş sözleşmesi" söz
konusudur.
4857/11. maddede, "Belirli süreli işlerde veya belli bir
işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya
çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak"
yapılmasından söz edilmiştir. İlk iki durum esas
itibariyle geçici iş gücü gereksinimi doğuran halleri
ifade etmekte olup, belirli süreli iş sözleşmelerinin
kurulmasını haklı kılan nedenlerin başında gelir.
Belirli süreli iş, sözleşmenin yapılması sırasında işin
sona erme anının bilindiği veya öngörülebildiği
işlerdir.
4857 sayılı kanunun 18. ve devamındaki maddelerden
işçinin yararlanabilmesi için hizmet sözleşmesinin
belirsiz süreli olması gerekir. Belirli süreli hizmet
akdi ile çalışanların işe iade hükümlerinden
yararlanması mümkün değildir.
Resul KURT /
İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK
08.05.2009
|