Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek, varlık
barışının önemli bir fırsat
olduğunu belirterek, ''Çember
daralıyor. Bana göre banka
gizliliği de geride kaldı.
İsviçre ve Avusturya'daki
hesapların istenmesi konusundaki
çalışmalar devam ediyor'' dedi.
THY'nin
Endonezya'nın başkenti
Cakarta'ya başlattığı ilk sefere
katılan Şimşek, basın
mensuplarının ekonomiye ilişkin
çeşitli sorularını da yanıtladı.
Dünya
ekonomisinde bir toparlanma
olduğunu kaydeden Şimşek, global
ekonomide resesyonun yerini
çıkışa bıraktığını, bunun ''dibi
bulmanın da ötesine geçtik''
şeklinde de algılanabileceğini
söyledi.
''HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ
KONUŞAMAYIZ''
Asya'da
toparlanma bir yana Çin'in
liderliğinde hızlı bir büyümenin
dahi gündemde olduğunu kaydeden
Maliye Bakanı, dünyadaki durumu
şöyle değerlendirdi:
''Bu
toparlanma başlangıçta belki
tahmin edilenden daha güçlü de
olabilir. Son dönemlerde
göstergelerde çok ciddi bir
toparlanma, yukarı doğru trend
söz konusu. Ancak global
ekonominin bu çıkışı güçlü bir
şekilde sürdürebilmesine ilişkin
ciddi kaygılarım var.
Toparlanmanın sürdürülebilirliği
ve gücü konusunda kafamda soru
işaretleri var. Global makro
dengesizlikler tamamen çözülmüş
değil. Halk diliyle aç gözlü
bankacılar bu krizi yaptı
denebilir. Bunlar konuşulabilir
ama o şartları sağlayan ABD'de
tasarrufların çok düşük olması
buna karşılık cari açık ve bütçe
açığının çok yüksek olmasıydı.
Çin,
yüksek dış ticaret fazlasıyla
büyümesini finanse ediyor.
Japonya'nın sağlığı, dünya
ekonomisinin sağlığına bağlı.
Avrupa'nın yapısal sıkıntıları
var. Emtiya fiyatları sorunu da
kökünden çözülmedi. Bana göre
toparlanma yavaş ve potansiyel
büyümeye erişim daha uzun zaman
alabilir. Hiçbir şey olmamış
gibi konuşamayız. Sorunlar
kökünden çözülmedi.
''MALİ DİSİPLİN İÇİN GEREKEN
ADIMLARI ATMAKTA KARARLIYIZ''
Bakan
Şimşek, Türkiye'nin de bütçenin
gelir-gider dengesinin rasyonel
patikaya oturtulması için bazı
tedbirler aldığını, yeni
tedbirlerin de alınabileceğini
bildirdi. Bunların hem gider,
hem de gelir ayağıyla
tartışılacak konular olduğunu
ifade eden Şimşek, şöyle
konuştu:
''Türkiye
ne durumda? Kendine özgü pozitif
dinamikleri, aynı zamanda
kırılganlıkları var. Bu krizi
bankacılık sektörü zayiat
vermeden atlattı. Krizde güçlü
bankacılık, reel sektöre
finansman sağlamadı. Ama dünya
normalleşmeye başlayınca paranın
turşusunu kurmayacaklarına göre,
para reel sektöre dönecek.
Görüyorsunuz faizler düşüyor,
neredeyse tek haneye indi. Biz
faizlerin tek hanede tutulması
ve mali disiplin için gereken
adımları atmakta kararlıyız.
Hükümet
olarak yoğun çaba içindeyiz.
Başbakan Yardımcımız Sayın
Babacan başkanlığında 1-2 aydır
çok yoğun günler geçiriyoruz.
Mikro düzeydeki birçok konuyu,
reform ayağını tartışıyoruz.
Türkiye'nin birçok meselesini
masaya yatırıyoruz. Somut
adımları attık, atacağız.
Türkiye'nin düşük büyüme ve
yüksek işsizliği hak etmediğini
düşünüyoruz, buna razı olamayız.
Bunun için hükümet olarak
gerekeni yapacağız. Peyderpey
somut adımlar da ortaya
konacak.''
AÇIKLAR ÖNCE KONTROL EDİLECEK,
SONRA AŞAĞI ÇEKİLECEK
Kamuya
çeki düzen verilmesinin bir
zorunluluk olduğunu da kaydeden
Şimşek, önümüzdeki dönemin gerek
finansman, gerek yapısal olarak
kamuya çeki düzenin verileceği
bir dönem olacağını belirtti.
''Artan
bütçe açıklarını başlangıçta
kontrol altına almaya, daha
sonra tedrici bir şekilde
azaltmaya yönelik çaba içinde
olacağız. Bu çok önemli'' diyen
Maliye Bakanı, Türkiye'nin
büyümesi için de özel sektörün
önünü açacaklarını anlattı.
Türkiye'de
büyümenin omurgasını özel
sektörün oluşturduğunu kaydeden
Şimşek, yüzde 10'luk yatırım
artışının kamuda yüzde 0,4, özel
sektörde ise yüzde 2'nin
üzerinde büyüme yarattığını, bu
şekilde özel sektörün kamuya
göre reel büyümeyi 7 kat
desteklediğini vurguladı.
Yüksek
bütçe açıklarının, yüksek
borçlanma, dolayısıyla da özel
sektörün dışlanması anlamına
geldiğini de dile getiren
Şimşek, bu nedenle yüksek bütçe
açıkları ve borçlanmayla özel
sektörü sermayeye aç
bırakmayacaklarını ifade etti.
2008
yılında Hazinenin roll over
rasyosunun yüzde 78, bu yıl ise
yüzde 110 olduğuna da işaret
eden Şimşek, faiz dışı açık
verildiğini, bankaların kredi
hacminin de yerinde saydığını
söyledi. Şimşek, nominal yerinde
saymanın, reel anlamda düşme
olduğunun da altını çizdi.
EKONOMİYLE İLGİLİ YENİ ÖNLEMLER
Kamuda
harcama verimliliğinin çok
önemli olduğunu da belirten
Şimşek, yeni dönemde kamu
harcamalarında önceliklerde
direneceklerini bildiren Şimşek,
''Verimliliği ve rekabet gücünü
artıracak kamu harcamalarının
başımın üstünde yeri var'' dedi.
Maliye
Bakanı Şimşek, yeni dönemde
alınacak tedbirlerle ilgili
bilgi verirken de, sağlık
hizmetleriyle ilgili yeni
düzenlemelere gidileceğini,
mahalli idareler ve enerjiyle
ilgili de çalışma yapıldığını
ifade etti:
Şimşek, bu
çalışmalarla ilgili de şunları
söyledi:
''Sayın
Başbakanımız sağlık hizmetlerine
erişim ve verdiğimiz sağlık
hizmetinin kalitesinde bir
geriye gidiş olmaması koşuluyla
tabii ki bizim yaptığımız
çalışmalara destek veriyor.
Bence oradaki mesaj yanlış
anlaşıldı. Sayın Başbakanımız
bize o çerçevede destek veriyor.
Göreceksiniz sağlıkta çok ciddi
tasarruflar yapacağız. Sağlık
sektörü çalışmasını aşağı yukarı
bitirdik sayılır.
Mahalli
idareleri de kapsamlı
değerlendirmeye aldık. Enerji
sektörünü çalışıyoruz. Gelir
İdaresinin yeniden
yapılandırılması, vergi denetim
sistemi, denetim standartları...
Bunların hepsi peyderpey masaya
yatırılacak. Bu konularda bir
yol planı, bir tedbirler seti
ortaya konulacak ve bunlar
uygulanacak.''
BELEDİYELER AYLIK HESAP VERECEK
Bakan
Şimşek, mahalli idarelerden
mizan hesaplarının 3 ayda bir
alındığını, ancak kendisinin bu
süreyi çok uzun bulduğunu da
belirtti. Belediyelerin mizan
hesaplarını aylık olarak Maliye
Bakanlığına göndereceğini
vurgulayan Şimşek, ''Türkiye'de
38 milyon bağımsız ünite
gayrimenkul var. Ne kadar emlak
vergisi, kiradan ne kadar gelir
vergisi alıyoruz? Bunları çok
ciddi oturup, tartışmalıyız''
diye konuştu.
VARLIK BARIŞININ UZATILMA
İHTİMALİ VAR
Maliye
Bakanı, yurt içi ve yurt dışında
varlığı olanları varlık
barışından yararlanmaya da
çağırdı.
Kanuna
göre, varlık barışıyla ilgili
başvuruların 30 Eylül'de sona
ereceğini kaydeden Şimşek, şu
açıklamalarda bulundu:
''Ancak
Bakanlar Kuruluna da süreyi 3 ay
uzatma imkanı tanıdık. Uzatıp
uzatmama konusundaki karar bu
dönemdeki çalışmalara ve
gelişmelere bağlı olacaktır.
Böyle bir yetki var. Uzatılma
ihtimali var. Bir önceki varlık
barışına oranla bu defa daha
yoğun bir çalışma içindeyiz. Her
şeyden önce 100 bin tane
mükellefe mektup gönderdik.
Varlık barışının kendileri için
önemli bir fırsat olduğunu
ilettik.
Bu defa
Avrupa ayağını da harekete
geçirelim dedik. Türkiye'deki
değişik sivil toplum
kuruluşlarıyla koordineli
şekilde Avrupa'da kampanya
başlatacağız. Almanya'da
Düseldorf, Köln ve Manhaim'de
geçip vatandaşlarla bir araya
geleceğim. Kendilerine
Türkiye'deki yatırım
fırsatlarını, özellikle yeni
teşvik sistemini ve tabii ki
varlık barışını anlatacağım. Ay
sonunda Belçika ve Lüksemburg'a
gideceğiz. Yine Rusya var.
Muhtemelen Ekim ayında bu
aktiviteler devam eder diye
düşünüyorum. Diğer bir takım
ülkelere gitmemiz de söz
konusu.''
İSVİÇRE VE AVUSTURYA'DAKİ
HESAPLAR İSTENECEK
Uluslararası alanda bilgi
değişimiyle ilgili politikalarda
çok önemli değişiklikler
olduğunu, İsviçre ve Avusturya
gibi ülkelerin OECD'nin vergi
anlaşmasına koydukları şerhleri
geri çektiklerini anlatan
Şimşek, bu şekilde daha önce
bilgi verme konusunda isteksiz
davranan bazı ülkelerin, bilgi
değişim anlaşmalarıyla bilgi
vermeye başladıklarını
vurguladı.
İsviçre'nin en büyük bankası UBS
ile ABD Gelir İdaresi IRS
arasında imzalanan bilgi değişim
anlaşmasıyla ABD vatandaşlarına
ilişkin 4450 hesapla ilgili
bütün bilgilerin IRS'e teslim
edildiğine işaret eden Şimşek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Mali
şeffaflık anlamında uluslararası
işbirliğine yanaşmayan ülkelere
karşı ciddi müeyyideler
gündemde. Bana kalırsa banka
gizliliği çağı geride kaldı.
Şimdi tabii ki biz de bu ülkeler
nezdinde çeşitli girişimlerde
bulunacağız. Buna ilişkin
hazırlıklarımızı yapıyoruz. Biz
de girişimde bulunacağız.
Vatandaşı
korkutma niyetim yok ama bu
varlık barışı çok önemli bir
fırsattır. Biz bunları bulursak
ne yapacağız? Vergisini
alacağız, gecikme faizini
alacağız, kaçakçılık cezası söz
konusu olacak. 3 boyutlu bir
riskle karşı karşıyalar. Buraya
getirirlerse yüzde 2 ile
kurtulacaklar. Öncelikle bilgi
istenecek ülkeler İsviçre ve
Avusturya. Diğer bazı ülkelerde
de yeni gelişmeler olmasını
bekliyoruz.
Çember
daralıyor. Varlık barışı bir
fırsat. Şu ana kadar vergi
cennetleri ve bazı ülkelerin
vergi bilgi değişimi konusunda
ketum davranmaları tabii ki bir
rahatlık sağlıyordu. Ama şartlar
değişiyor. Burada bu fırsattan
yararlanırlarsa, bunun maliyeti
çok cüzi ve mütevazi bir
maliyet. Ama vatandaşımız
getirmemekte ısrar ederse
sonuçlarına katlanır.''
MEVDUAT GARANTİSİ ENGEL DEĞİL
Şimşek,
Türkiye'de mevduat garantisinin
sınırlı olmasının bu paraların
yurda geri getirilmesine engel
teşkil edip etmeyeceği sorusu
üzerine de, ''Türkiye'de
bankacılık sistemi 8-9 aydır da
gördük birçok Avrupa bankacılık
sisteminden daha güçlü, daha
güvenli. Risk görseydik yetki
almıştık, bu yetkiyi
kullanırdık. Kullanmaya gerek
görmedik. Mevduatta bir çıkış
yaşanmadı. Bence o bir engel
değil'' diye konuştu.
MALİ KURAL
Maliye
Bakanı, mali kuralla ilgili
değerlendirme yaparken de,
global bütçelemenin de bir mali
kural olduğunu belirterek,
şunları söyledi:
''Mesela
sağlıkta. Özel sektör sağlık
hizmeti sunanlara (Arkadaş şu
anda bir bütçe var. Biz bu
bütçeyi baz alıyoruz, gelecek
sene deflatör kadar artıracağız)
dersek, bu bir mali kuraldır.
Son
yıllarda kamu sağlık harcamaları
9 milyar liradan neredeyse 38
milyarlara çıktı. Ciddi bir
artış yaşandı. Aynı şekilde ilaç
harcamaları. Bana kalırsa bu
mikro düzeyde bir mali kuraldır.
Hazineden
sorumlu devlet bakanıyken bir
çalıştay yapmıştık. O konuda
yine bir çalışma var. Ekonomi
Koordinasyon Kurulu'nda bir
sistem üzerinde bir noktaya
geldiğimiz zaman çıkar
açıklarız.''
Şimşek,
açıklanacak mali kuralın
piyasalar tarafından gerçekçi
bulunmaması halinde ne olacağı
sorusu üzerine de, ''Geçmişten
hepimiz ders çıkarmamız lazım.
Bu dönemde daha gerçekçi,
kredibilitesi yüksek bir
çerçeveyle ortaya çıkacağız.
Maliye politikalarına güven çok
önemli. Ortaya bir mali kural
koymak yetmez. Onun altını
dolduracak gerekli reformları ve
idari yapılanmayı yapmadıysanız
bu sorgulanabilir. iyi
tasarlanmış bir mali kural, kriz
zamanları da olsa sonuç verir''
dedi.
HABERTÜRK
07.09.2009