İşe
iade davası sırasında işverenin
işçiyi
işe daveti
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 20.11.2006 gün ve 2006/22036
E. sayılı kararında işçinin açtığı işe iade davası
sürerken, işverenin fesih beyanını geri alarak işçiyi
işe davet etmesinin ve işçinin de davete icabet ederek
işe gelmesinin sonuçlarını değerlendirmiştir.
Yargıtay'ın bu kararı sonuçları itibari ile işe iade
davalarına yepyeni bir boyut kazandırabilecek
mahiyettedir. Bu açıdan büyük önem arz etmektedir.
İncelememize konu Yargıtay kararında davacı işçi,
geçerli neden bulunmadan yapılan fesihten ötürü feshin
geçersizliğinin tespitini ve işe iadesini talep
etmiştir. Davalı işveren ise savunmasında, davacının iş
sözleşmesinin 30.09.2005 tarihinde feshedildiğini, ancak
işe iade davasının derdest olduğu bir tarih olan
05.12.2005 tarihinde feshe ilişkin genel kurul kararının
geri alındığını, durumun davacıya bir ihtarname keşide
edilerek bildirildiğini, ihtarnamede ihtarnamenin tebliğ
alındığı tarihe kadar boşta geçen süre ücretlerinin de
ödeneceğinin belirtildiğini, davacının ihtarnameyi
tebliğ almamasına rağmen 02.02.2006'da bir gün için
işbaşı yaptığını, bu sebeple davanın konusuz kaldığını
belirterek ret talep etmiştir. Yerel mahkeme davacı
işçinin davasını kabul etmiştir. Yargıtay ise yerel
mahkemenin kararını bozmuştur. Yargıtay bozma
gerekçesinde davacı işçinin bir gün de olsa işe
başlatılmış olması halinde işe iade talebinin konusuz
kalacağını belirtmiş, olayda da işçinin bir gün dahi
işbaşı yaptığının tespiti halinde davanın işe iade
talebi yönünden reddine karar verilmesi gerekeceğini
söylemiştir. İncelememize konu Yargıtay kararında
değinilen bir diğer mesele ise usül hukukunu
ilgilendiren tanık dinletme meselesidir. Yargılama
içerisinde davalı işveren 28.12.2005 tarihli oturumda
tanık dinletmeyeceğini belirtmiştir. Daha sonra ise
davacı işçinin 02.02.2006 tarihinde işe başlatıldığına
yönelik savunmada bulunmuş ve bu iddiasını tevsiken
tanık dinletmek istemiştir. Davalı yanın isteği, davacı
muvafakati olmadığı için ret edilmiştir. Davalı yan
davacının işe başladığı tarihin, tanık dinletme
taleplerinin olmadığına dair beyandan sonraki bir
tarihte gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Yargıtay yerel
mahkemenin davalı yanın tanık dinletme talebini ret eden
kararını da bozmuştur. Gerekçe olarak da tanık
dinletilmesini gerektirecek vakıanın daha sonra ortaya
çıkmasını göstermiştir. İncelememize konu kararda, işe
iade davası açıldıktan sonra işçinin işe davet edilmesi
halinde bunun hangi şartlar altında davayı konusuz
kılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. En başta karara konu
olaydaki; işverence gönderilen, işçinin işe davetini
içeren ihtarda, ihtarnamenin tebliğine kadar geçecek
süreye dair ücretin boşta geçen süre ücreti olarak
verileceğinin belirtilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu
sayede işveren; işe iade davası sonucunda işe iade
kararı verilmesi ve işe iade talebinin işverence kabulü
halinde işçinin sağlayacağı yararı baştan vermiş duruma
gelmiştir. İkinci olarak dikkat edilmesi gereken husus
ise işçinin davete icabet edip bir gün çalıştığı
olgusudur. Yargıtay kararında işçinin bir gün için dahi
işe geri gelmesinin işe iade davasını konusuz kılacağını
açıkça belirtmiştir. Bir diğer deyişle Yargıtay işe iade
davasını konusuz kılan olgunun işçinin davete riayet
etmesi olduğunu vurgulamış, işverenin işçiyi işe davet
ederek, boşta geçen süre ücretini ödemeyi taahhüt
ettiğini bildirdiği ihtarnamenin tek başına işe iade
davasını konusuz kılıp kılmayacağı noktasında
değerlendirmede bulunmamıştır. Ancak Yargıtay'ın aradığı
şartın işçinin davete icabet edip işe başlaması olduğunu
söylemek mümkündür. Yargıtay işe iade davasının konusuz
kalması için işe davet ve boşta geçen süre ücretini
ödemeyi taahhüt beyanını içeren ihtarnameyi kafi
görseydi herhalde işçinin davete icabet edip etmediğinin
tespiti noktasında davalının tanık dinletme isteğinin
yerel mahkemece ret edilmesini tartışmazdı.
Av. Ali YÜKSEL /
YARGITAY KARARLARI
Dünya/07.05.2009
|