Dernek sandıklarının
borcunda sorumluluk paylaşımı nasıl olur
Dernek sandığı için çıkarılan vergi borçlarında,
kanuni yöneticiler kendi dönemlerinden sorumlu tutulur.
Temsilcinin değişmesi durumunda yeni yöneticinin mal
varlığından geçmiş dönem borcunun tahsiline gidilemez.
SORU: Bizim (X) Üniversitesi çalışanları olarak bir
derneğimiz var. Bu derneğin de alt kuruluşu olan bir
sandık. Bu sandık belirli dönemlerde üyelerine faizle
kredi vermiş, repo yapmış, ancak bu gelirlerden dolayı
vergi dairesine bir ödeme yapmamış. Vergi dairesi borcu
tespit etmiş, ödeyin demiş, ancak sandık yönetimi
uzlaşmaya yaklaşmamış ve borcu da ödememiş. Daha sonra
vergi dairesi bunlara icra işlemi başlatmış, davayı
kazanmış, maaşlarından icra işini devam ettirmiş, ancak
sandık yönetimi Danıştay'a gitmiş ve orada kazanmış.
Danıştay'ın gerekçesinde "parasal işlemleri yapan
sandıktır, ancak üst kurul dernek olduğu için vergi
borcundan dernek sorumludur" diye karar almış. Buradaki
vergi mahkemesi karara direnmemiş ve onaylamış. Bunun
üzerine vergi dairesi bu kez borcu dernek yönetiminden
alma yoluna gitmiş, şu an dava vergi mahkemesinde. Benim
sorum bundan sonra başlıyor.
Ben 22.12.2001- 20.1.2002 tarihlerinde yaklaşık bir ay
dernek başkanı olarak görev aldım. Ancak işlerim
nedeniyle biraz önce bahsettiğim gibi 20.1.2002
tarihinde bütün görevlerimden ve üyelikten istifa ettim.
İstifam karar defterinde ve dernekler müdürlüğü
kayıtlarında işli. Ancak vergi dairesi benim bir ay
görev yaptığım süreye bakmaksızın 2001 yılına ait 90
(doksan) milyar eski Türk Lirası dönemsel vergi borcu
bildirmiş. Şu an maaşımın dörtte birini kesinti olarak
elden ödüyorum.
Dava vergi mahkemesinde, burada bilgi aldığım bir kısım
kişiler "sen sorumlu değilsin" diyor ama buna rağmen bir
kısmı da "sorumlusun" ya da "görev yaptığın süre kadar
sorumlusun" diyor. Burada benim öğrenmek istediğim bu
olay da benim sorumluluğum ne, bir yıl öncesinin bütün
borçları mı, yoksa bir aylık süre mi? Ben istifa edince
yerime yeni dernek başkanı seçildi. Bildiğim kadarıyla
beyanname verme dönemi nisan ayı. Ben ocak ayında istifa
ettim. Beyan zorunluluğum var mı? Bir de en kötü durumda
bu vergiyi ben ödeyeceksem, o dönemde dernek üyesi dört
bin kişi vardı, onların sorumluluğu ne, bu borcu rücu
etme imkânımız var mı?
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 10. maddesi gereği olarak
"Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve
cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin
mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara
düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan
teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların
temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda
yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri
yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının
varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna
bağlı alacaklar, kanuni ödevlerini yerine
getirmeyenlerin varlıklarından alınır."
Türk Medeni Kanunu'nun 85. maddesi hükmü gereği olarak
dernek yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil
organıdır. Dolayısıyla derneği temsil görevi yönetim
kuruluna aittir.
Kanuni temsilciler kendi dönemlerindeki vergi
borçlarından sorumludurlar. Bu bağlamda da kanuni
temsilcinin vergi ödevlerini yerine getirmediği ortaya
çıkarıldığında bazen kanuni temsilci değişmiş
olmaktadır. Bu tür (ödenmesi gereken vergi
tüzelkişiliğin mal varlığından tahsil edilemediği)
durumlarda, vergi ödevlerinin ilişkin olduğu
dönemlerdeki kanuni temsilci muhatap olacaktır. (Özyer,
M.Ali "Vergi Usul Kanunu" Uygulaması HUD yayınları 4.
Baskı sf:58 ) Gerek gelir idaresinin uygulamaları gerek
yargının görüşü bu yöndedir.
Örneğin bir Derneğin 1998-1999 yılı hesaplarının 2001
yılında incelenmesi sonucunda bulunan ikmalen tarhiyat
konusu matrah farkı ile buna ilişkin cezanın şirketin
mal varlığından tahsili mümkün olmamıştır. 30.11.2002
tarihinde düzenlenen ödeme emri şirketin yönetim kurulu
üyelerine tebliğ edilmiş ancak bu kişiler tarhiyatın
ilgili olduğu dönemde idareci olanların başkaları olduğu
gerekçesi ile ödeme emrine itiraz etmişlerdir.
Bu durumda kanuni temsilcilerin değişmiş olması halinde
tüzel kişilikten alınmayan vergi ve cezaların yeni
idarecilerin mal varlığından tahsili cihetine gidilemez.
Burada vergi dairesinin (ödeme emrine) ilişkin tebliği
tarhiyatın ilgili olduğu dönemde idareci olanlar adına
yenilenmesi gerekmektedir.
Gerçekte sizin yaklaşık bir aylık dernek başkanlığı
döneminde eğer herhangi bir vergi kaybına neden olacak
bir karara imza atmanız veyahut da bir olayın
gerçekleşmesine yönelik alınmış bir kararı imzalamanız
söz konusu değilse, derneğin vergisel sorunlarından bu
bağlamda sorumlu olmanız da hukuken mümkün olamaz.
Bir başka açıdan "Kanuni temsilcinin takibi için,
öncelikle asıl borçlu adına ödeme emri tebliği
gerekmektedir. Kaldı ki, tüzel kişiliğin, vergi
borçlarının kanuni temsilciden tahsili için, öncelikle
alacağın tüzel kişilikten tahsil imkanı kalmadığının
saptanması gerekir. (Danıştay 4. Daire E. NO:2005/ 991,
K.No:2005/2133)
Veysi Seviğ
07.01.2009 |