Anonim şirket
müdürlerinin ticaret hukuku açısından sorumlulukları
Anonim şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Türk
Ticaret Yasası'nda 342-346'ncı maddelerin konusunu
oluşturmaktadır. Sözü edilen yasanın 342'nci maddesi
uyarınca: "Şirket muamelelerinin icra safhasına taalluk
eden (ait olan) kısmı esas mukavele (ana sözleşme) veya
umumi heyet (genel kurul) veya idare meclisi (yönetim
kurulu) kararıyla idare meclisi azasından veya
ortaklardan olmayan bir müdüre tevdi edildiği takdirde;
müdür, kanun veya hiç yerine getirilmemiş olması halinde
idare meclisi azasının (yönetim kurulu üyesinin)
mesuliyetlerine ait hükümler gereğince şirkete, pay
sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı mes'ul olur."
Bu esasa aykırı bir şartın esas mukaveleye konması veya
müdürün idare meclisinin emri ve nezareti altında
bulunması mesuliyeti bertaraf edemez.
Dolayısıyla Türk Ticaret Yasası'nın 342'nci maddesinde
ana sözleşme, genel kurul veya yönetim kurulu kararıyla
atanan genel müdürün yasaya, şirket ile arasında mevcut
bulunan ve yönetim kurulu kararı ile belirlenmiş
sözleşmeyle veya iş görme koşullarını saptayan diğer
hükümlerle yüklenilen işleri gereği gibi veya hiç yerine
getirilmemesi halinde yönetim kurulu üyelerinin tabi
oldukları hükümler uyarınca ortaklığa, pay sahiplerine
ve ortaklık alacaklarına karşı sorumlu olacağı ilkesi
kabul edilmiştir.
Yasal düzenleme gereği, "Müdürler, çeşitli bazı muayyen
muameleleri ifaya mezun olmak üzere başkalarını tevkil"
edebilirler; fakat müdürlük vazifelerini devredemezler.
(TTK, madde: 345)
Ataması yapılan müdürler, yasa veya ana sözleşme yahut
iş görme koşullarının tespit edilen diğer hükümlerle
yükletilen mükellefiyetleri gereği gibi veya hiç yerine
getirmemiş olmaları halinde, yönetim kurulu üyelerinin
sorumluluklarına ilişkin hükümler uyarınca ortaklığa,
pay sahiplerine ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu
olurlar. Bu kurala aykırı bir koşulun ana sözleşmeye
konması veya müdürün yönetim kurulunun emri ve nezareti
(denetimi) altında bulunması sorumluluğu ortadan
kaldırmamaktadır.
Müdürler aksine esas mukavelede hüküm olmadığı takdirde
yönetim kurulu tarafından tayin ve azlolunurlar. Bu
bağlamda da müdürlerin atanması ve görevden alınmaları
yönetim kurulu tarafından tescil ve ilan edilir.
Diğer yandan aksine ana sözleşmede hüküm olmadığı
takdirde müdürler, yönetim kurulu üyelerinin görev
sürelerini aşan bir zaman için atanamazlar ve onlar gibi
her zaman görevden alınabilirler. Pay sahipleri
arasından seçilen müdür sebepsiz olarak görevden
alındığı gerekçesiyle tazminat isteminde bulunamaz. (TTK
medde: 344) Bu hüküm kamu düzenine yönelik değildir. Bu
nedenlerle anılan hüküm ile sözleşmenin buna paralel
hükmüne aykırı olarak yapılmış olan müdür atamalarına
ilişkin hizmet sözleşmesinin geçersizliği kabul
edilemez.
Türk Ticaret Yasası'nın 341'inci maddesinde hükme
bağlandığı üzere genel kurul; yönetim kurulu üyeleri
aleyhine dava açılmasına karar verirse yahut dava
açılmamasına karar verirse, esas sermayenin en az onda
birini temsil eden pay sahipleri dava açılması yönünde
rey kullanırsa, şirket bu karar veya talep tarihinden
itibaren bir ay içinde dava açmak zorundadır. Bu
müddetin geçirilmesiyle dava hakkı düşmez.
Şirket namına dava açmak, murakıplara (denetçilere)
aittir. Ancak azlığın oyuyla dava açılması halinde,
azlık murakıplar (denetçiler) bir vekil atayabilirler.
Dava açılması yönünde oy kullanan pay sahipleri, hisse
senetlerini şirketin zarar ve ziyanına karşı teminat
olarak davanın sonuna kadar muhafaza edilmek üzere
muteber bir bankaya yatırmaya mecburdurlar.
Müdürlerin Türk Ticaret Yasası'nın 342'nci maddesi
uyarınca ortaya çıkan sorumlulukları dolayısıyla
yargılanmaları farklı mercilerde olabilmektedir. Örneğin
müdürler aleyhine açılması söz konusu olan davalar
hizmet sözleşmesine dayandığı için iş mahkemelerinde,
murahhas müdürler ile ortaklık arasında vekâlet
ilişkisinin bulunması nedeniyle açılacak tazminat
davaları ise asliye ticaret mahkemelerinde, asliye
ticaret mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye
hukuk mahkemelerinde görülebilmektedir.
"Ortaklık genel müdürü, kanuna, ana sözleşmeye veya iş
görme koşullarını saptayan diğer hükümlere aykırı
davranması halinde, yönetim kurulu üyelerinin tabi
oldukları hükümlere göre ortaklığa, pay sahiplerine ve
ortaklık alacaklılarına karşı sorumludurlar. Ancak
davanın açılabilmesi için genel kuruldan karar alınması
ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir. Bu
durumdan, mahkemece bu eksiklerin tamamlanması için
davacı tarafa süre verilir." (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
E:2007/3690, K: 2008/5378)
Türk Ticaret Yasası'nın 346'ncı maddesi uyarınca yönetim
kurulu müdürlerin seçiminde özen göstermek ve onların
işlerini sürekli nezaret etmekle yükümlüdür. Ayrıca
yönetim kurulu müdürlere kendi yetkisini aşan konularda
görev veremez. (Poroy, Tekinalp, Çamoğlu "Ortaklıklar ve
Kooperatif Hukuku" 8. Baskı, Beta, Sf: 342) Aynı yasal
düzenleme gereği yönetim kurulu üyeleri ehil olmayan
müdürler atamak veya onların şirket için zararlı olan iş
ve işlemlerine karşı duyarsız olmak veya yönetim
kurulunun yetkili olmadığı konularda müdürleri
yetkilendirmek suretiyle vermiş oldukları zarardan
dolayı şirkete karşı sorumlu olmaktadırlar. Bu bağlamda
bu tür bir kusura katılmadığını kanıtlayan yönetim
kurulu üyesi hakkında sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
Veysi Seviğ
06.11.2009 |