Bilirkişilere
yapılan ödemelerin vergilendirilmesi
Gelir Vergisi Yasası'nın 61'inci maddesinde yapılan
tanımlamaya göre ücret; işverene tabi ve belirli bir
işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı
verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil
edilebilen menfaatlerdir.
Yasal düzenleme gereği olarak ücretin ödenek, tazminat,
kasa tazminatı, mali sorumluluk tazminatı, tahsisat,
zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider
karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya
bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile
kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş
bulunması onun mahiyetini değiştirmemektedir.
Aynı yasa maddesinin beşinci bendi uyarınca "Bilirkişi,
resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her
türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan
para, ayın ve menfaatler" de ücret olarak kabul
edilmiştir.
Gelir Vergisi Yasası'nın 94'üncü maddesinin birinci
fıkrasıyla kamu idare ve müesseseleri, sair kurumlar,
ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler,
vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,
kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest
meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai
işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler
aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak
ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada,
istihkak sahiplerinin Gelir Vergisi'ne mahsuben tevkifat
yapmaya mecbur oldukları hükme bağlandıktan sonra söz
konusu maddenin (1) numaralı bendinde yer alan "Hizmet
erbabına ödenen ücretler ile 61'inci maddede yazılı olup
ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar
hariç), 103 ve 104'üncü maddelere göre" hükmüyle
ücretler üzerinden yapılacak Gelir Vergisi tevkifatının
özelliği belirlenmiş bulunmaktadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın "Verginin Hesaplanması"
başlığını taşıyan 104'üncü maddesinde yer alan hüküm
gereği olarak "Yıllık Gelir Vergisi, vergiye tabi
gelirlerin yıllık toplamından 31'inci maddedeki
indirimler düşüldükten sonra 103'üncü maddedeki
nispetler uygulanmak suretiyle" hesaplanmaktadır.
Ücretlerin vergilendirilmesinde aylık vergi: Yıllık
vergi 12'ye bölünmek, gündelik vergi ise aylık vergi
30'a bölünmek suretiyle dikkate alınmaktadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 103'üncü maddesi uyarınca 2009
takvim yılı gelirlerine uygulanan tarife ise aşağıdaki
şekilde belirlenmiş bulunmaktadır.
* 8700 TL'ye kadar %15,
* 22000 TL'si için 1305 TL, fazlası %20,
* 50.000 TL'nin 22.000 TL'si için 3965 TL, fazlası %27,
* 50.000TL'den fazlasının 50.000 TL'si için 11.525 TL,
fazlası %35,
oranındadır.
Gelir Vergisi Yasası'nın 86'ncı maddesinin "1/b" bendi
uyarınca, tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle
vergilendirilmiş ücretler için birden fazla işverenden
ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden
aldıkları ücretlerin toplamı 103'üncü maddede yazılı
tarifenin ikinci diliminde yer alan tutarı (2009 yılında
22.000 TL) aşmayan mükellefler tarafından tamamı tevkif
suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil, yıllık
beyanname verilmeyecek, diğer gelirler için beyanname
verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil
edilmeyecektir. Söz konusu maddenin "1/c" bendi
gereğince de vergiye tabi gelir toplamının 103'üncü
maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan
tutarı aşmaması koşuluyla Türkiye'de tevkifata tabi
tutulmuş olan; birden fazla işverenden elde edilen
ücretler içinde yıllık beyanname verilmeyecek, diğer
gelirler için beyanname verilmesi halinde dahi bu
gelirler beyannameye dahil edilmeyecektir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda; farklı adliyelerde
çeşitli mahkemelerin kendi vezneleri ve icra-iflas
müdürlükleri tarafından bilirkişilik hizmeti
karşılığında yapılan ödemelerin, başka bir ifadeyle
farklı adliyelerin ayrı ayrı vezneleri ve icra-iflas
müdürlükleri tarafından tahakkuk ettirilerek yapılan
ödemeler ücret niteliğindedir.
Gelir Vergisi Yasası uygulaması açısından bilirkişilik
hizmetinin ifa edildiği adliyeler tarfından
"bilirkişilik hizmeti" karşılığında ödenen ücretler,
ilgili adliyelerin farklı birimlerinin kendi vezneleri
tarafından, bir başka anlatımla ayrı ayrı vezneler
tarafından tahakkuk ettirilip ödenmesi durumunda her bir
veznenin ayrı bir işveren olarak kabul edilmesi
gerekmektedir.
Söz konusu ödemeler üzerinden ödemeyi gerçekleştirenler
tarafından Gelir Vergisi Yasası'nın 94/1 maddesi hükmüne
göre Gelir Vergisi kesintisi yapılması, Gelir Vergisi
kesintisi uygulamasında da her bir işveren tarafından
ayrı ayrı yapılacak olan bilirkişi ödemelerinde aynı
nitelikte bulunan ve ödemelerin yapıldığı ilgili yılda
daha önceki ödemelerle birleştirilmesi suretiyle
hesaplama yapılması gerekmektedir.
Böyle bir durumda, birinci işverenden sonraki ücret
gelirleri toplamı 103'üncü maddede yazılı tarifenin
ikinci gelir diliminde yer alan tutarı 2009 yılında
22.000 TL'yi aşması halinde, birinci işverenden alınan
ücret dahil olmak üzere, ücret gelirlerinin tamamının
yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi
gerekmektedir.
Veysi Seviğ
Referans/06.10.2009 |