Çalışma paketi
geliyor
Biri Avrupa Birliği (AB) diğeri Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO)...
İkisi de Türkiye'yi eleştiriyor.
ILO, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu
İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun değiştirilmesini
istiyor. AB, ILO'nun eleştirilerini dikkate alarak
'sosyal politika ve istihdam' müzakere başlığını açmakta
direniyor.
Hatırlarsınız, haziran ayında ILO'nun Cenevre'de yapılan
toplantısında konu gündeme gelmişti. ILO çifte barajın
değiştirilmesi konusunda ısrar ediyor. İşkolu
seviyesinde yüzde 10, işyeri seviyesinde yüzde 50+1
barajını eleştiriyor. ILO, tek barajı kabul ediyor. AB
işkolu barajının kaldırılmasının yanında işyeri
barajının da düşürülmesini talep ediyor. Hatta böyle
uygulamaların hiçbir AB ülkesinde olmadığı gerekçesiyle
baskı yapıyor.
Dinçer çözüm istiyor
Meclis'te bir düzenleme bekliyor. Yasal düzenleme
konusunda işçi sendikaları arasında görüş ayrılığı var.
Daha önceki bakan Faruk Çelik bir ara üzerinde epeyce
durdu. Şimdi de konu yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer'in gündeminde... Önceki gün Üçlü
Danışma Kurulu toplandı. Duyduk ki, Ömer Dinçer konuyu
çözmekte hem iyi niyetli hem de ısrarlı... Eğer işçi ve
işveren kesiminde uzlaşma sağlanamazsa Bakan Dinçer
'inisiyatifi' ele alacakmış.
Yıl sonuna kadar yasalaşabilir
Öğrendiğimize göre, Üçlü Danışma Kurulu'nda Çalışma
Bakanı Ömer Dinçer'in yıl sonuna kadar işçi ve işveren
sendikalarının merakla beklediği üç yasal düzenlemenin
bir paket halinde çıkabileceğini söylemiş. Hem
Sendikalar Kanunu, hem Toplu İş Sözleşmesi Grev ve
Lokavt Kanunu hem de Kıdem Tazminatı Fonu konusunda
adımları hızlandıracakmış. Eğer yasalar çıkarsa Türkiye
hem ILO'da eleştirilmekten kurtulur hem de AB'nin
benchmark dediği düzenlemeler yasalaşınca müzakare
başlığı açılır.
Konunun başka boyutu da şu:
ILO'nun Cenevre toplantısında bir heyetin Türkiye'de
inceleme yapacağı belirtilmişti. Heyet önümüzdeki
dönemde gelecekmiş. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)
ve ILO'dan yetkililer işçi ve işveren sendikalarının
durumunu yerinde inceleyecekmiş. Rapor hazırlayıp,
ILO'ya sunacakmış. Bu raporun 'olumlu' çıkması için bu
yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Aksi halde
Türkiye, bu yıl girmediği 'özel paragraf' müeyyidesine
tabi tutulur. ILO'da 'özel paragraf'a girildiğinde
yargılanma ve suçlu bulunma ihtimali var.
Bir de hatırlatmada bulunalım...
ILO'nun haziran ayı toplantısından sonra Türkiye'nin
temel sendikal hakları ihlal ettiği gerekçesiyle kara
listeye alındığı yönündeki haberleri okumuşsunuzdur. Bir
bilene sorduk, işin aslı öyle değilmiş... İLO'da 'kara
liste' diye bir kavram yok. Teşkilatın Aplikosyon
Komitesi ülkelerin sözleşmeye uyup uymadığını inceliyor.
Bu incelemeyi de şikayetlere göre yapıyor. Türkiye'den
her yıl 300'e yakın şikayet gidiyormuş, dolayısıyla
Türkiye'de bu şikayetlerden dolayı gündeme gelmiş. Bu
yıl komitede özel paragraf diye bir uygulama da olmamış
bile.
Duyurulur!
Perde Arkası...
Bu da Ziraat'in GAP açılımı
Bu ara en moda sözcük 'açılım'...
Herkes bir açılım derdine düştü. Valisinden, emniyetine,
partisinden, sivil toplum örgütüne kadar açılım üzerine
açılım yapılıyor.
Geçen gün Ziraat Bankası'nın bir bilgi notu elimize
ulaştı. Veriler Ziraat'in tam bir GAP açılımı yaptığını
gösteriyor.
Nasıl mı?
Banka, bölgede 79 şube, 5 özel işlem merkezi, 2 büro
olmak üzere toplam 86 noktada...
Bin 27 personel, 181 ATM ile hizmet veriyor. Bölgedeki
44 ilçede tek banka. GAP Bölgesi'nde tüm bankalar
tarafından kullandırılan tarımsal kredilerin yüzde 74'ü,
bireysel kredilerin yüzde 18'i Ziraat tarafından
kullandırılmış.
Kredileri 8 yılda 31 kat artırmış
Verilere bakılınca 'açılım' dememizin boş olmadığı
anlaşılıyor. Çünkü, 2002'ye göre banka bölgede dağıttığı
kredileri öyle bir artmış ki... Mesela, tarımsal
kredileri 50 kat, ticari kredileri 11 kat, bireysel
kredileri 51 kat artmış. 2002'de toplam 32 milyon lira
kredi dağıtılmış. 2009'un ilk 7 ayında rakam neredeyse 1
milyar liraya ulaşmış durumda... Yani, toplamda 31 kat
artış olmuş. 3 bine yakın üreticiye 154 bin dekar için
70 milyon lira damla-yağmurlama kredisi kullandırılmış.
GAP Bankacılık Okulu'nda toplam 174 personel eğitilmiş.
2009 yılı sonuna kadar 150 personel daha eğitilecekmiş.
Uzun lafın kısası, banka hükümetin açılım paketi
öncesinde kendi paketini açmış da uyguluyor...
Duyduklarımız…
Hükümet bu sese kulak versin!
Yine açılımdan gidelim. Geçenlerde Van Ticaret Borsası
Başkanı Feridun Irak ile konuşuyorduk. Irak, bölgede 30
işadamıyla birlikte Türk hayvancılığı için model olacak
önemli bir proje yürütüyor. 'Organize Tarım İşletmeleri
Projesi'...
Ramazan Bayramı sonrasında projede bazı gelişmeler
olacakmış. Toplam 40 bin metrekare kapalı alana sahip
olacak olan işletmenin ilk etabı olan 14 bin 750
metrekarelik kapalı kısım ekim ayı sonuna doğru
tamamlanacakmış. Proje tamamlandığında 250 kişiye iş
kapısı olacakmış. Ama kriz ciddi anlamda projeyi
etkilemiş. Hayvan getirilecek, para yok. Kredileri
erteletmek istiyorlarmış.
Irak'ın hükümete bir mesajı var: "Doğru yerde doğru bir
proje yürütüyoruz. Kriz nedeniyle bir ara yatırımı
durdurmayı planladık, ama başladığımız işi bitirmek için
gayret ediyoruz. Şimdi bölge için açılımdan
bahsediliyor. Biz elimizi değil, vücudumuzu taşın altına
koyduk. Kamunun da projenin bir tarafından tutmasını
istiyoruz".
Kürt sorununun çözümü için öne sürülen başlıklardan
birinin istihdam olduğunu düşünüldüğünde, acaba
hükümetin bu sese kulak vermesi gerekmez mi?
Dilek GÜNGÖR
dilek.gungor@dunya.com
04.09.2009
|