Muhasebe  

Maliye

Vergi

İletişim

Vergi Takvimi

  MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  04 Ağustos 2009

   Ana sayfa

   2009 Çalışmaları

   2009 Pratik Bilgiler

   Staj - Stajyer Rehberi

   Kanun-Mevzuat Rehberi

   Sosyal Güvenlik Rehberi

   Muhasebe Bilgi Rehberi

  Tekdüzen Hesap Planı

 

 

 


 

Gecikme faizleri insin kazanan devlet olsun

 

Esnafın, tüccarın birikmiş SSK ve Bağ-Kur ile vergi borçları 130 milyar TL'yi buldu.

Faizin tek haneye indiği bu dönemde, devlet bu borçlara yüzde 30'luk faizi işletmeye devam ederse kimse borcunu ödeyemez. Gelin bu faizi indirip esnafa taksitli ödeme kolaylığı getirelim İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş: Böyle bir kaynak sayesinde IMF'ye gerek kalmayacak
ESNAF ve tüccarın devlete olan borcuna uygulanan bu faiz oranları elbette çok yüksek. Bu oranların aşağı çekilmesi gerektiği de doğru. Bu konuya iki farklı açıdan bakmak gerekiyor. Bunun bir af gibi yapılmaması lazım. Çünkü af dediğiniz zaman adalete bağlı, kanunlara uygun davranan insanlara haksızlık yapılmış olur. Dolayısıyla bu kararı verirken iyi düşünmek gerekiyor. Kriz nedeniyle zor duruma düşmüş ve bu nedenle borcunu ödeyememiş kişilere mutlaka bir kolaylık sağlanmalı. Bu asla borçlarının silinmesi anlamına gelmemeli, uygun faiz oranı ve uygun vadelerle bu sorun çözülmüş olur. İkinci nokta ise kriz nedeniyle ülke ve hükümetin gündeminde sıkıntı var. Devletin buradan alabileceği para 130 milyar TL. Bugüne kadarki deneyimlerimizden görüyoruz ki vergi barışı sağlandığında devlet alacağının en az yüzde 50'sini tahsil ediyor. Yani nereden bakarsak bakalım en kötü durumda en az 50 milyar TL'lık bir kaynak sağlanacak. IMF ile yapılacak anlaşmadan gelecek kredinin ne kadar önemli olduğunu tartıştığımız şu günlerde bu ülke açısından çok önemli bir kaynak olur. Burada tek dikkat çekmek istediğim konu, bugüne kadar koşullarını zorlayarak borcunu ödemiş olan insanlara da kolaylık sağlanması gerekiyor. Onlara da gelecek dönemdeki verginizi taksitlendirerek ödeyebilirsin diyerek borcunu ödediği için cezalandırmamış oluruz.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş: AKŞAM'ı destekliyoruz yükümüz azaltılsın artık
TGSD olarak kriz başlamadan önce yani yaklaşık iki yıldır devletin mevcut işletmelerin yaşamasını sağlayacak önlemler alması gerektiğini dile getirdik. Bu nedenle mevcut yapıyı destekleyecek bir sistemin oluşturulması gerektiğini söyledik. Hükümet bizim bu söylemlerimizi dikkate almadan yeni bir teşvik yasası çıkardı, bir ülkede var olan şirketler yaşayamazken kim yatırım yapar? Bu da şirketlerin üzerindeki kamu yüklerinin azaltılmasıyla mümkün olabilir. Her ay bir işletmenin ödemesi gereken çok sayıda vergi, SSK, elektrik, doğalgaz, su gibi kalemler var. Ancak şu anda birçok firma üretimi devam ettirebilmek için bu yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Özellikle vergi borcu içindeki işletmelerin borçlarının yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu borcun üstüne bir de yüzde 30 faiz yükü binince ödenecek tutar gittikçe artıyor. Kamu yüklerinin en az iki yıl için yüzde 50 azaltılması gerekiyor. Bu nedenle AKŞAM'ın bu önerisini destekliyoruz.

TUSKON Başkanı Rızanur Meral: Bankalar bile indirirken devlet de adım atmalı
GAZETENİZİN gündeme getirdiği bu öneriye katılıyorum. Şu anda özel bankalar bile borçlularıyla pazarlık masasına oturduğunda faiz oranlarını inanılmaz düşürüyor, çünkü amacı hiç olmazsa ana parasını kurtarmak. Devlet, vergi ve diğer borçları olanlar için aynı yöntemi kullanabilir. İçinde bulunduğumuz günlerde birçok şirket devlete olan yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Dolayısıyla faizler makul bir seviyeye çekilip ödeme planı yapılırsa hem şirketler için hem de devlet açısından kazançlı bir durum ortaya çıkar. Ancak daha sonraki dönemlerde yani kriz bitip normal zamana döndüğümüzde bu tür borçların faizlerinin piyasa koşullarının üzerinde olması gerekiyor. Mükelleflerin bu durumu bir kredi olarak görmesinin önüne geçilmeli.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi : Biz bankalara kızıyorduk ama devletin faizi % 30
ENFLASYON ve faizleri bu kadar düştüğü bir ortamda devletin alacağına yüzde 30 faiz uygulaması doğru değil, gerçekten yüksek bir oranda. Biz Merkez Bankası'nın faiz indirimlerini yansıtmadıkları için bankaları suçlarken devletin yüzde 30 faiz uygulaması çelişkili bir durum yaratıyor. Özellikle krizle birlikte çok sayıda firma devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanıyor. Vergi ya da SSK borcunu ödemek için banka kredisi bile alan var, ancak bankalar teminat istiyor. Şirketler de teminat göstermekte zorlanıyor, bu da maalesef kısır döngü yaratıyor. Hükümet eğer gecikme faizlerini normal bir seviyeye çeker ve belirli vadelerde ödeme planları hazırlarsa şirketleri de rahatlatmış olur. 130 milyar TL'lık borcun da en az yarısını tahsil ederek bu zor dönemde yeni bir kaynağa kavuşur.

DEVLETİN SSK (4/a), BAĞ-KUR (4/b) ve VERGİ ALACAKLARI
l SSK primi, gecikme cezası ve gecikme zammı tutarı 18.2
l Bağ-Kur primi 31.7
l Bağ-Kur primi gecikme cezası ve zammı (tahmini) 26.0
l Vergi alacağı 29.2
l Vergi alacağı gecikme cezası ve zammı (tahmini) 25.0
TOPLAM 130.1
NOT: SSK alacağı Nisan 2009, Bağ-Kur prim alacağı da Mayıs 2009 itibarıyladır.
l Vergi alacağı, Haziran 2009 itibarıyla olup, tahakkuk-tahsilat farkıdır. Vergi alacağının
3 milyar TL'lik bölümü (MTV gibi) ikinci taksit ödemesi henüz hesaplara geçmemiş tutardır.
l Bağ-Kur ve vergilerle ilgili faiz ve gecikme zammı tutarı, açıklanmamıştır.
Tablodaki rakamlar kişisel tahminimiz olup, artı eksi 5-10 milyar TL sapma olabilir.
KAYNAK : www.sgk.gov.tr ve www.muhasebat.gov.tr

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş-3 başkan, Bakanlar'a mektup yazdık
İZMİRLİ işadamları olarak uzun süredir bu konuyla ilgileniyoruz. Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve İzmir Ticaret Odası olarak Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e mektup yazdık. Sizin de manşetinize taşıdığınız konuyu mektubumuzda aynen dile getirmiştik. Mektupta 'Tüm vergi borçlarının 36 aylık azami süreye yayılması ve bu vade süresince vergi borçlarına faiz uygulanmamasının ekonomik durgunluk ile mücadele eden üyelerimiz açısından son derece gerekli olduğu ve bu gerçekleştiği takdirde özel sektörde yaşanacak canlanmanın tüm ekonomiye domino etkisi yapacağı düşünülmektedir' görüşlerini dile getirmiştik.
Ayrıca bu konuyu 8 Temmuz 2009'da yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Konsey Toplantısı'nda da ele aldık. 5 konsey başkanı sizin de dikkat çektiğiniz başlıkları önce kendi aramızda tartıştık, ardından da bakanlarla yapılan toplantıda ekonomiden sorumlu yedi bakana anlattık.
Kredi kartları, tarım, teşvik paketiyle farklı kesimlerin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan hükümet, varolan işletmeleri rahatlatacak bu önlemi henüz gündeme almış değil. Şu anda herkesin önceliği cari borçlarını ödemek, ikinci sırada ise banka borçları geliyor. Dolayısıyla devlet bir kolaylık sağlarsa hem mükellefi rahatlatır hem de yaptığımız hesaplara göre her ay ortalama 2 milyar dolar kaynak yaratmış olur. Kriz sona erip, ekonomi rayına girdikten sonra elbette gecikme faizleri caydırıcı etki yaratması için yeniden piyasanın üstünde bir rakama yükseltilir.

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir: Ölmüş eşek kurttan korkmaz!
EKONOMİNİN normal olduğu dönemlerde cezaların artırılıp borçların ödenmesini sağlamak yerinde bir karar ama kriz dönemlerinde bunun yapılması hem borçlu sayısını hem de devletin alacağını artırıyor. Örneğin, krizin başladığı, ekonominin bir ayda yüzde 15 küçüldüğü bir dönemde hükümet sicil affı çıkardı. Oysa krizin ortasındaydık, sicili bozulacak firma sayısının artacağı ortadayken bunu yapmanın anlamı nedir? Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz, insanlar ellerindeki 2-3 kuruşu da götürüp devlete olan borcunu ödemek için kullanmaz, yani ölmüş eşek kurttan korkmaz. Bu kriz bitip ekonomi normale döndüğünde faizler yine artırılıp borcun zamanında ödenmesi sağlanabilir ama hükümetin bugün borç faizini piyasanın biraz daha altına çekmesi gerekiyor.
Yüzde 30 zaten akıl alır bir rakam değil. Bu, insanlara 'şirketini kapat, git' demenin başka bir yolu. Devlet, mükellefi karşısına alacak gerekli açıklamalarda bulunacak ve kendine de ek bir yük getirmeyecek şekilde planlamasını yapacak. İstisnalar vardır ama vatandaşların çoğu borcunu ödemek istiyor. Sen bu kolaylığı sağladıktan sonra da ödemiyorsa bulup cezalandırmak devletin görevi. Üretim ve istihdamın devam etmesini istiyorsak bunu yapmamız gerekli.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar: Faiz makul olsa herkes borcunu öder
İZMİRLİ işadamları olarak bu konuyu uzun zamandır hükümetin gündemine getirmeye çalışıyoruz. Hükümetin bu kriz ortamında SSK ve vergi borçlarının yeniden yapılandırma konusunda adım atması gerekiyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Devlet Bakanı Ali Babacan'a konuyu anlatan mektuplar yazdık ancak henüz olumlu ya da olumsuz bir yanıt alabilmiş değiliz. Türkiye'de faizler şu anda ortalama yüzde 8 düzeyinde,
devlet ise alacağına yüzde 30 faiz istiyor. Bu oran, borcun ödenmesinin önündeki en büyük engel. Borcunu ödemek isteyen varsa dahi bu kadar yüksek faizi ödeyemeyeceği için adım atmıyor. Biz hükümetin diğer konularda yaptığı gibi sanayici, tüccar ve çiftçiyi rahatlatacak bir paket açıklamasını bekliyoruz. Faiz makul bir seviyeye çekilip vadeler belirlendiğinde birçok kişi borcunu rahatlıkla ödeyebilecek, hükümet de kaynak yaratmış olacak.

Prof.  Dr. Şükrü Kızılot: Kulüplere sağlanan kolaylık esnafa da
pekala sağlanabilir

EKONOMİK kriz nedeniyle; banka kartı borçlarını, tüketici kredisi borçlarını, bankalardan kullandıkları ticari kredileri ve satın aldıkları malların senet ve çeklerini ödeyemeyen milyonlarca esnaf, sanatkar, tüccar ve diğer vatandaşlar ile yüz binlerce şirket; vergi, SSK, Bağ-Kur borçlarını da ödeyemedi. Vergi, SSK, Bağ-Kur borçları faizi ile birlikte 130 milyar TL'ye ulaştı. Bu insanlar bir çözüm bekliyor. Ülkemiz zor günlerden geçiyor. İlk çeyrekte yüzde 13.8 küçülmemiz, reel sektörün ne kadar zor durumda olduğunun somut göstergesi.

- Yaklaşık 850 bin kredi kartı borçlusu için borç yapılandırılması ve faiz indirimi kararı alındı.
- Merkez Bankası faizleri yüzde 8.25’e indi.
- Bankalar mevduata yüzde 9-11 arasında faiz uyguluyor.
- Hazine yıllık yüzde 12 ile borçlanıyor.
n Enflasyon, TÜFE'de yıllık yüzde 5'lere indi, ÜFE'de sıfırın altındayız.


Durum böyle iken, devlet SSK, Bağ-Kur prim borçları ve vergilerden gecikme zammı oranını yıllık yüzde 30 olarak uygulanmaya devam ediyor. Devletin paraya, borçlu vatandaşın da şirketlerin de nefes almaya ve ayakta durmaya ihtiyacı var. Yüksek faizler, borçları iyice ödenemez hale getiriyor.

DEVLET DE ZOR DURUMDA
- 2009'da bütçe 10 milyar TL açık verecek denildi. Daha haziran sonunda 23 milyar açık oldu.
- Küresel kriz nedeniyle, yurtdışından borç para bulunamıyor.
- IMF ile yapılmış bir anlaşma da yok.
- Devletin paraya ihtiyacı var.
- Son 7 ayda önceki 37 aydan daha fazla iç borçlanma oldu.
- Temmuz-Ağustos'Ta bu çok daha fazla olacak.
- Sadece Ağustos'ta 20 milyar TL iç borç ödemesi var. Borç, borçla
karşılanıyor....

Bu nedenle AKŞAM'ın dünkü 'İşte Size Kaynak' başlığıyla verdiği manşeti çok olumlu buluyorum. Bu paradan tahsilat yapılmaya başladığı an, hem devlete kaynak sağlanacak hem de milyonların rahat bir nefes alması sağlanacaktır.

Yapılacak iş de çok basit. Adaletsizlik almasın, kredi alıp vergi borcunu ödeyen mağdur olmasın diye sistem şöyle uygulanabilir. 

- Ana paraya dokunulmaz.
- Faizler, gecikme cezaları ve enflasyona göre aşağı çekilir. 
- 24, 30 ay ya da 36 ay vade yapılır.
- Futbol kulüplerine 10 yılda (120 ayda) yıllık yüzde 4 faizle ödeyin diye kanun çıkmıştı.

Esnafa, sanatkara, tüccara, şirketlere de bunun dörtte biri civarında ödeme vadesi sağlanır. TESK, TOBB, ticaret ve esnaf odaları, kampanyayı desteklerse hem devlet hem vatandaş hem de Türkiye kazanır. Hatta bu olay belediyelere olan borçları da kapsayacak şekilde genişletilebilir. Ben bu olayın büyük ilgi göreceğine inanıyorum.

AKŞAM

04.08.2009

 

  
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght © 2005 -2009  www.muhasebenet.net- www.muhasebenet.com - Türkiye'nin muhasebe rehberi. Her hakkı saklıdır.