Gecikme faizleri insin kazanan
devlet olsun
Esnafın, tüccarın
birikmiş SSK ve Bağ-Kur ile vergi
borçları 130 milyar TL'yi buldu.
Faizin tek haneye indiği bu dönemde,
devlet bu borçlara yüzde 30'luk
faizi işletmeye devam ederse kimse
borcunu ödeyemez. Gelin bu faizi
indirip esnafa taksitli ödeme
kolaylığı getirelim İstanbul Ticaret
Odası Başkanı Murat Yalçıntaş: Böyle
bir kaynak sayesinde IMF'ye gerek
kalmayacak
ESNAF ve tüccarın devlete olan
borcuna uygulanan bu faiz oranları
elbette çok yüksek. Bu oranların
aşağı çekilmesi gerektiği de doğru.
Bu konuya iki farklı açıdan bakmak
gerekiyor. Bunun bir af gibi
yapılmaması lazım. Çünkü af
dediğiniz zaman adalete bağlı,
kanunlara uygun davranan insanlara
haksızlık yapılmış olur. Dolayısıyla
bu kararı verirken iyi düşünmek
gerekiyor. Kriz nedeniyle zor duruma
düşmüş ve bu nedenle borcunu
ödeyememiş kişilere mutlaka bir
kolaylık sağlanmalı. Bu asla
borçlarının silinmesi anlamına
gelmemeli, uygun faiz oranı ve uygun
vadelerle bu sorun çözülmüş olur.
İkinci nokta ise kriz nedeniyle ülke
ve hükümetin gündeminde sıkıntı var.
Devletin buradan alabileceği para
130 milyar TL. Bugüne kadarki
deneyimlerimizden görüyoruz ki vergi
barışı sağlandığında devlet
alacağının en az yüzde 50'sini
tahsil ediyor. Yani nereden bakarsak
bakalım en kötü durumda en az 50
milyar TL'lık bir kaynak sağlanacak.
IMF ile yapılacak anlaşmadan gelecek
kredinin ne kadar önemli olduğunu
tartıştığımız şu günlerde bu ülke
açısından çok önemli bir kaynak
olur. Burada tek dikkat çekmek
istediğim konu, bugüne kadar
koşullarını zorlayarak borcunu
ödemiş olan insanlara da kolaylık
sağlanması gerekiyor. Onlara da
gelecek dönemdeki verginizi
taksitlendirerek ödeyebilirsin
diyerek borcunu ödediği için
cezalandırmamış oluruz.
Türkiye Giyim
Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet
Nakkaş: AKŞAM'ı destekliyoruz
yükümüz azaltılsın artık
TGSD olarak kriz başlamadan önce
yani yaklaşık iki yıldır devletin
mevcut işletmelerin yaşamasını
sağlayacak önlemler alması
gerektiğini dile getirdik. Bu
nedenle mevcut yapıyı destekleyecek
bir sistemin oluşturulması
gerektiğini söyledik. Hükümet bizim
bu söylemlerimizi dikkate almadan
yeni bir teşvik yasası çıkardı, bir
ülkede var olan şirketler
yaşayamazken kim yatırım yapar? Bu
da şirketlerin üzerindeki kamu
yüklerinin azaltılmasıyla mümkün
olabilir. Her ay bir işletmenin
ödemesi gereken çok sayıda vergi,
SSK, elektrik, doğalgaz, su gibi
kalemler var. Ancak şu anda birçok
firma üretimi devam ettirebilmek
için bu yükümlülüklerini yerine
getiremiyor. Özellikle vergi borcu
içindeki işletmelerin borçlarının
yeniden yapılandırılması gerekiyor.
Bu borcun üstüne bir de yüzde 30
faiz yükü binince ödenecek tutar
gittikçe artıyor. Kamu yüklerinin en
az iki yıl için yüzde 50 azaltılması
gerekiyor. Bu nedenle AKŞAM'ın bu
önerisini destekliyoruz.
TUSKON Başkanı Rızanur
Meral: Bankalar bile indirirken
devlet de adım atmalı
GAZETENİZİN gündeme getirdiği bu
öneriye katılıyorum. Şu anda özel
bankalar bile borçlularıyla pazarlık
masasına oturduğunda faiz oranlarını
inanılmaz düşürüyor, çünkü amacı hiç
olmazsa ana parasını kurtarmak.
Devlet, vergi ve diğer borçları
olanlar için aynı yöntemi
kullanabilir. İçinde bulunduğumuz
günlerde birçok şirket devlete olan
yükümlülüklerini yerine getiremiyor.
Dolayısıyla faizler makul bir
seviyeye çekilip ödeme planı
yapılırsa hem şirketler için hem de
devlet açısından kazançlı bir durum
ortaya çıkar. Ancak daha sonraki
dönemlerde yani kriz bitip normal
zamana döndüğümüzde bu tür borçların
faizlerinin piyasa koşullarının
üzerinde olması gerekiyor.
Mükelleflerin bu durumu bir kredi
olarak görmesinin önüne geçilmeli.
Türkiye İhracatçılar
Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi :
Biz bankalara kızıyorduk ama
devletin faizi % 30
ENFLASYON ve faizleri bu kadar
düştüğü bir ortamda devletin
alacağına yüzde 30 faiz uygulaması
doğru değil, gerçekten yüksek bir
oranda. Biz Merkez Bankası'nın faiz
indirimlerini yansıtmadıkları için
bankaları suçlarken devletin yüzde
30 faiz uygulaması çelişkili bir
durum yaratıyor. Özellikle krizle
birlikte çok sayıda firma devlete
karşı yükümlülüklerini yerine
getirmekte zorlanıyor. Vergi ya da
SSK borcunu ödemek için banka
kredisi bile alan var, ancak
bankalar teminat istiyor. Şirketler
de teminat göstermekte zorlanıyor,
bu da maalesef kısır döngü
yaratıyor. Hükümet eğer gecikme
faizlerini normal bir seviyeye çeker
ve belirli vadelerde ödeme planları
hazırlarsa şirketleri de rahatlatmış
olur. 130 milyar TL'lık borcun da en
az yarısını tahsil ederek bu zor
dönemde yeni bir kaynağa kavuşur.
DEVLETİN SSK (4/a),
BAĞ-KUR (4/b) ve VERGİ ALACAKLARI
l SSK primi, gecikme cezası ve
gecikme zammı tutarı 18.2
l Bağ-Kur primi 31.7
l Bağ-Kur primi gecikme cezası ve
zammı (tahmini) 26.0
l Vergi alacağı 29.2
l Vergi alacağı gecikme cezası ve
zammı (tahmini) 25.0
TOPLAM 130.1
NOT: SSK alacağı Nisan 2009, Bağ-Kur
prim alacağı da Mayıs 2009
itibarıyladır.
l Vergi alacağı, Haziran 2009
itibarıyla olup, tahakkuk-tahsilat
farkıdır. Vergi alacağının
3 milyar TL'lik bölümü (MTV gibi)
ikinci taksit ödemesi henüz
hesaplara geçmemiş tutardır.
l Bağ-Kur ve vergilerle ilgili faiz
ve gecikme zammı tutarı,
açıklanmamıştır.
Tablodaki rakamlar kişisel
tahminimiz olup, artı eksi 5-10
milyar TL sapma olabilir.
KAYNAK :
www.sgk.gov.tr
ve
www.muhasebat.gov.tr
İzmir Ticaret Odası
(İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş-3
başkan, Bakanlar'a mektup yazdık
İZMİRLİ işadamları olarak uzun
süredir bu konuyla ilgileniyoruz.
Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir
Ticaret Borsası ve İzmir Ticaret
Odası olarak Devlet Bakanı Ali
Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek'e mektup yazdık. Sizin de
manşetinize taşıdığınız konuyu
mektubumuzda aynen dile getirmiştik.
Mektupta 'Tüm vergi borçlarının 36
aylık azami süreye yayılması ve bu
vade süresince vergi borçlarına faiz
uygulanmamasının ekonomik durgunluk
ile mücadele eden üyelerimiz
açısından son derece gerekli olduğu
ve bu gerçekleştiği takdirde özel
sektörde yaşanacak canlanmanın tüm
ekonomiye domino etkisi yapacağı
düşünülmektedir' görüşlerini dile
getirmiştik.
Ayrıca bu konuyu 8 Temmuz 2009'da
yapılan Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nin Konsey Toplantısı'nda da
ele aldık. 5 konsey başkanı sizin de
dikkat çektiğiniz başlıkları önce
kendi aramızda tartıştık, ardından
da bakanlarla yapılan toplantıda
ekonomiden sorumlu yedi bakana
anlattık.
Kredi kartları, tarım, teşvik
paketiyle farklı kesimlerin
sorunlarına çözüm bulmaya çalışan
hükümet, varolan işletmeleri
rahatlatacak bu önlemi henüz gündeme
almış değil. Şu anda herkesin
önceliği cari borçlarını ödemek,
ikinci sırada ise banka borçları
geliyor. Dolayısıyla devlet bir
kolaylık sağlarsa hem mükellefi
rahatlatır hem de yaptığımız
hesaplara göre her ay ortalama 2
milyar dolar kaynak yaratmış olur.
Kriz sona erip, ekonomi rayına
girdikten sonra elbette gecikme
faizleri caydırıcı etki yaratması
için yeniden piyasanın üstünde bir
rakama yükseltilir.
Ankara Sanayi Odası
Başkanı Nurettin Özdebir: Ölmüş eşek
kurttan korkmaz!
EKONOMİNİN normal olduğu dönemlerde
cezaların artırılıp borçların
ödenmesini sağlamak yerinde bir
karar ama kriz dönemlerinde bunun
yapılması hem borçlu sayısını hem de
devletin alacağını artırıyor.
Örneğin, krizin başladığı,
ekonominin bir ayda yüzde 15
küçüldüğü bir dönemde hükümet sicil
affı çıkardı. Oysa krizin
ortasındaydık, sicili bozulacak
firma sayısının artacağı ortadayken
bunu yapmanın anlamı nedir? Ülke
olarak zor günlerden geçiyoruz,
insanlar ellerindeki 2-3 kuruşu da
götürüp devlete olan borcunu ödemek
için kullanmaz, yani ölmüş eşek
kurttan korkmaz. Bu kriz bitip
ekonomi normale döndüğünde faizler
yine artırılıp borcun zamanında
ödenmesi sağlanabilir ama hükümetin
bugün borç faizini piyasanın biraz
daha altına çekmesi gerekiyor.
Yüzde 30 zaten akıl alır bir rakam
değil. Bu, insanlara 'şirketini
kapat, git' demenin başka bir yolu.
Devlet, mükellefi karşısına alacak
gerekli açıklamalarda bulunacak ve
kendine de ek bir yük getirmeyecek
şekilde planlamasını yapacak.
İstisnalar vardır ama vatandaşların
çoğu borcunu ödemek istiyor. Sen bu
kolaylığı sağladıktan sonra da
ödemiyorsa bulup cezalandırmak
devletin görevi. Üretim ve
istihdamın devam etmesini istiyorsak
bunu yapmamız gerekli.
Ege Bölgesi Sanayi Odası
Başkanı Ender Yorgancılar: Faiz
makul olsa herkes borcunu öder
İZMİRLİ işadamları olarak bu konuyu
uzun zamandır hükümetin gündemine
getirmeye çalışıyoruz. Hükümetin bu
kriz ortamında SSK ve vergi
borçlarının yeniden yapılandırma
konusunda adım atması gerekiyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve
Devlet Bakanı Ali Babacan'a konuyu
anlatan mektuplar yazdık ancak henüz
olumlu ya da olumsuz bir yanıt
alabilmiş değiliz. Türkiye'de
faizler şu anda ortalama yüzde 8
düzeyinde,
devlet ise alacağına yüzde 30 faiz
istiyor. Bu oran, borcun ödenmesinin
önündeki en büyük engel. Borcunu
ödemek isteyen varsa dahi bu kadar
yüksek faizi ödeyemeyeceği için adım
atmıyor. Biz hükümetin diğer
konularda yaptığı gibi sanayici,
tüccar ve çiftçiyi rahatlatacak bir
paket açıklamasını bekliyoruz. Faiz
makul bir seviyeye çekilip vadeler
belirlendiğinde birçok kişi borcunu
rahatlıkla ödeyebilecek, hükümet de
kaynak yaratmış olacak.
Prof. Dr. Şükrü Kızılot:
Kulüplere sağlanan kolaylık esnafa
da
pekala sağlanabilir
EKONOMİK kriz nedeniyle; banka kartı
borçlarını, tüketici kredisi
borçlarını, bankalardan
kullandıkları ticari kredileri ve
satın aldıkları malların senet ve
çeklerini ödeyemeyen milyonlarca
esnaf, sanatkar, tüccar ve diğer
vatandaşlar ile yüz binlerce şirket;
vergi, SSK, Bağ-Kur borçlarını da
ödeyemedi. Vergi, SSK, Bağ-Kur
borçları faizi ile birlikte 130
milyar TL'ye ulaştı. Bu insanlar bir
çözüm bekliyor. Ülkemiz zor
günlerden geçiyor. İlk çeyrekte
yüzde 13.8 küçülmemiz, reel sektörün
ne kadar zor durumda olduğunun somut
göstergesi.
- Yaklaşık 850 bin kredi
kartı borçlusu için borç
yapılandırılması ve faiz indirimi
kararı alındı.
- Merkez Bankası faizleri yüzde
8.25’e indi.
- Bankalar mevduata yüzde 9-11
arasında faiz uyguluyor.
- Hazine yıllık yüzde 12 ile
borçlanıyor.
n Enflasyon, TÜFE'de yıllık yüzde
5'lere indi, ÜFE'de sıfırın
altındayız.
Durum böyle iken, devlet SSK,
Bağ-Kur prim borçları ve vergilerden
gecikme zammı oranını yıllık yüzde
30 olarak uygulanmaya devam ediyor.
Devletin paraya, borçlu vatandaşın
da şirketlerin de nefes almaya ve
ayakta durmaya ihtiyacı var. Yüksek
faizler, borçları iyice ödenemez
hale getiriyor.
DEVLET DE ZOR DURUMDA
- 2009'da bütçe 10 milyar
TL açık verecek denildi. Daha
haziran sonunda 23 milyar açık oldu.
- Küresel kriz nedeniyle,
yurtdışından borç para bulunamıyor.
- IMF ile yapılmış bir anlaşma da
yok.
- Devletin paraya ihtiyacı var.
- Son 7 ayda önceki 37 aydan daha
fazla iç borçlanma oldu.
- Temmuz-Ağustos'Ta bu çok daha
fazla olacak.
- Sadece Ağustos'ta 20 milyar TL iç
borç ödemesi var. Borç, borçla
karşılanıyor....
Bu nedenle AKŞAM'ın dünkü 'İşte Size
Kaynak' başlığıyla verdiği manşeti
çok olumlu buluyorum. Bu paradan
tahsilat yapılmaya başladığı an, hem
devlete kaynak sağlanacak hem de
milyonların rahat bir nefes alması
sağlanacaktır.
Yapılacak iş de çok basit.
Adaletsizlik almasın, kredi alıp
vergi borcunu ödeyen mağdur olmasın
diye sistem şöyle uygulanabilir.
- Ana paraya dokunulmaz.
- Faizler, gecikme cezaları ve
enflasyona göre aşağı çekilir.
- 24, 30 ay ya da 36 ay vade
yapılır.
- Futbol kulüplerine 10 yılda (120
ayda) yıllık yüzde 4 faizle ödeyin
diye kanun çıkmıştı.
Esnafa, sanatkara, tüccara,
şirketlere de bunun dörtte biri
civarında ödeme vadesi sağlanır.
TESK, TOBB, ticaret ve esnaf
odaları, kampanyayı desteklerse hem
devlet hem vatandaş hem de Türkiye
kazanır. Hatta bu olay belediyelere
olan borçları da kapsayacak şekilde
genişletilebilir. Ben bu olayın
büyük ilgi göreceğine inanıyorum.
AKŞAM
04.08.2009