İş
Sağlığı ve Güvenliği Haftası
Bugün 4 Mayıs, 2009 yılı "İş
Sağlığı ve Güvenliği Haftası"nın ilk günü. Bilindiği
üzere ülkemizde her yıl 4-10 Mayıs ta-rihleri arasında
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlanıyor. Bu
etkinliklerle tüm işçi ve işverenlerimizin “İş Sağlığı
ve Güvenliği Kültürü” edinmelerini, işyerlerinde bu
kültürü uygulamaya dönüştürmelerini sağlamaya
çalışıyoruz. Böylece yüksek oranlarla yaşamaya devam
ettiğimiz iş kazalarından kurtulmayı amaçlıyor;
Avrupa'da ve dünyada ön sıralarda yer aldığımız iş
kazaları ve kayıplarımızın azalmasını umuyoruz.
İstatistikler gösteriyor ki, her yıl ortalama 70 bin
civarında iş kazasında 800 civarında insanımız yaşamını
yitiriyor, 1500 civarında insanımız sürekli işgöremez
duruma düşüyor, 400 civarında insanımız da meslek
hastalığına yakalanıyor. Sözkonusu iş kazaları sonucu
toplam 2 milyon gün civarında geçici iş görmezlik
oluşuyor ve çalışanlar 100 binden fazla günü hastanede
geçiriyorlar. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de iş
kazaları ve meslek hastalıkları, önemli bir sorun.
Sanayileşmenin gelişimi ve iş sağlığı ve güvenliğine
ilişkin gerekli düzenleme ve yatırımların yapılmaması,
bu sonuçları doğurmaktadır. Çalışılan ortamın ve üretim
süreçlerinin yetersiz ve olumsuz koşulları, çalışanların
en temel hakkı olan sağlıklı yaşama ve çalışma hakkını
tehdit etmektedir. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği
konusunda gerekli önlemlerin alınması bir zorunluluk
olmaktadır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının
ortadan kaldırılması, bilimsel ve teknolojik
gelişmelerin sağladığı olanakların bu alana yönelik
olarak geliştirilmesi, bilimsel araştırmaya dayalı
riskin doğru tanımlanması, planlı çalışma ve üretim
sürecindeki gelişmelerin bilimsel yöntemlerle
incelenmesi ve nihayet güvenlik önlemlerinin
arttırılmasıyla sağlanabilir.
Üretim sürecine giren her yeni madde, her yeni makine,
araç ve gereç, insan sağlığı, işyeri güvenliği, çevre
sağlığı ve çevre güvenliği için tehdit oluşturmakta ve
bir bakıma yükselen refahın fa-turası, insanlığa iş
kazaları, meslek hastalıkları ve çevre kirlenmesi olarak
kesilmektedir. Sağlıklı çalışma ortamı ve çevresi, iş
barışının, hızlı ve sağlıklı kalkınmanın da ön şartıdır.
İş kazaları ve meslek hastalıkları, sonuçları itibariyle
insan hayatını ve sağlığını tehdit etmesinin yanında,
işletmeler için de önemli bir maliyet unsuru olarak
işyerinde verimliliği ve kârlılığı da doğrudan
etkilemektedir.
Yıllardır içtenlikli – içerikli kutlama programları
yapan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası MESS gibi
kuruluşların düzenlediği “İş Sağlığı ve Güvenliği
Haftası” etkinliklerine mutlaka katılınmalıdır.
Ulusal Bayram ve Genel Tatil Çalışması
Ulusal Bayram ve genel tatil günleri, 5892 sayılı Kanun
ile değişik 2429 sayılı “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanun”da belirtilmiştir. 5892 sayılı Kanun,
27.04.2009 tarih, 27212 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Artık 1 Mayıs günü
“Emek ve Dayanışma Günü Tatili” kabul edilmiştir. Diğer
bir ifadeyle 1 Mayıs günü, İş Kanunu'nun, 47'nci maddesi
kapsamında genel tatil günüdür. Böylece bir takvim yılı
içerisinde 13,5 gün olan ulusal bayram ve genel tatil
günü sayısı, 14,5 gün olmuştur.
Ulusal bayram ve genel tatil olarak kabul edilen
günlerde çalışmayan, yani tatil yapan işçilere, işveren
tarafından bir iş karşılığı olmaksızın bir gündelik
tutarında ücret ödenir. İşçiler tatil yapmayarak
çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük
ücret daha ödenir. Bu ücrete genel tatil ücreti denir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 44. maddesine göre, ulusal
bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp
çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri
ile kararlaştırılabilecektir. Sözleşmelerde hüküm
bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için
işçinin onayı gereklidir. Toplu iş sözleşmesi veya iş
sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel
tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve
yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu kanunla tanınan
haklarına aykırı hükümler konulamaz. Bu hususlarda
işçilere daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan
kanun, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesi veya
gelenekten doğan kazanılmış haklar saklıdır.
Bu yıl, 1 Mayıs, Cuma gününe denk gelmiştir. Bay Ahmet,
bir alışveriş merkezinde faaliyet gösteren bir giyim
mağazasında çalışmaktadır. Mağaza işyeri tatil günleri
de açıktır. Günlük net ücreti 25 TL'dır. 1 Mayıs günü
izinlidir. Çalışmadığı için o günün ücreti, bir iş
karşılığı olmaksızın ödenecektir. Aynı işyerinde çalışan
Bayan Belgin ise 1 Mayıs günü çalışmıştır. Günlük net
ücreti 30 TL'dir. Bayan Belgin'e 1 Mayıs günü çalışması
için günlük net ücreti kadar ilave bir günlük ücreti
yani 30 TL daha ödenecektir. Bay Ahmet'e 1 Mayıs günü
çalışmadığı için normal ücreti olan 25 TL; Bayan
Belgin'e ise 1 Mayıs günü çalıştığı için 30 TL (Normal
ücreti) + 30 TL (Bayram Çalışması Ücreti) = 60 TL
ödenecektir.
2 Mayıs 2009 Cumartesi günü, genel tatil günü
olmadığından bu şartlara tabi değildir.
29 Ekim'de özel işyerlerinin kapanması zorunludur.
Mahiyetleri itibariyle sürekli görev yapması gereken
kuruluşların özel kanunlarındaki hükümler saklıdır.
Ancak, 29 Ekim günü özel işyerlerinin kapatılması
gerekirken buna uymamanın müeyyidesi kanunda
gösterilmemiştir. Yargıtay da “kanunsuz suç ve ceza
olmaz” prensibinden hareketle buna ilişkin davaları
reddetmiştir.
Tahsin Sınav
y.şafak/04.05.2009 |