Son zamanlarda
çok sayıda şirket Maliye fobisi
yaşıyor. Maliye Bakanlığı, daha önce
de kullandığı 'Kod' uygulamasını
yaygınlaştırınca binlerce şirket KDV
şoku yaşamaya başladı. Maliye
Bakanlığı, defterlerini ibraz
etmeyen, sahte fatura kullanan
kısaca vergi yasalarına aykırı
davranan şirketleri 'Kod' adını
verdiği kara listeye alıyor ve
şirketlerin faaliyetlerini izliyor.
Uzmanlar bunun tüm çağdaş ülkelerde
yapılan bir uygulama olduğunu
belirtiyor ancak Türkiye'de durum
biraz farklı işliyor. Kod listesinde
bulunan şirketlerle ticari ilişkide
bulunan, mal ve hizmet alan
şirketlerin KDV indirimi
uygulamasından yararlanmasına izin
verilmiyor. Geçmiş tarihli bir
işlemse ve KDV indiriminden
faydalanılmışsa da Maliye o tutarı
yasal faiziyle birlikte ödemesini
istiyor. Maliye'nin geriye dönük bu
işlemleri artırması nedeniyle
binlerce firma ne yapacağını bilemez
bir halde muhasebecilerin kapısını
çalıyor. Vergi uzmanları bu konunun
bir zincir gibi uzayacağını ve
kayıtlı çalışan binlerce firmayı
etkileyebileceğini söylüyor.
Ekonomik kriz nedeniyle binlerce
firmanın zor durumda olduğunu
belirten uzmanların görüşü şöyle:
Daha önce düzgün çalışıyor olsa bile
krizle birlikte birçok firma
yükümlülüğünü yerine getiremiyor.
Maliye de bu firmaları izliyor ancak
bunlar ticari ilişkide bulunan
şirketlerin sorumlu tutulması
dünyanın hiçbir yerinde görülmez. Bu
tüm şirketleri suçlu ilan etmek
anlamına gelir. Bir hizmeti ya da
alım satımı yok saymak mümkün değil.
Maliye ya KDV indiriminden vazgeç,
bu faturayı kayıtlarından çıkar
diyor ya da daha önce almış olduğun
KDV indirimini faiziyle birlikte
yatır...
İşte bir örnek
OLAYI bir örnekle açıklamak
gerekirse: A firması, Türkiye'nin
önde gelen bir market zincirine mal
satmış. Maliye'den bir yazı geliyor:
X firmasına 2005-2006 yılları
arasında mal satmışsınız ve KDV
indiriminden yararlanmışsınız. Bu
şirket, kod listesinde bulunuyor,
KDV indirimini cezasıyla birlikte
iade edin.
X firmasıyla ticari ilişkisi olan
binlerce şirkete bu yazı gidiyor,
eğer talep edilen miktar
yatırılmazsa o şirket de kara
listeye alınıyor. Bir perakende
zincirine yüzlerce firmanın mal
sattığı düşünüldüğünde tüm firmalar
aynı uygulamayla yüz yüze kalıyor.
Birçok firma batabilir
l Tanıl Küçük-İstanbul Sanayi Odası
Başkanı: Son dönemde mükellefler
arası faturaların geriye dönük
olarak çapraz kont- rolle
incelenmesi uygulaması yaygınlaştı.
Çapraz inceleme sonunda, Kod
listesine giren şirketlerle yapılan
tüm işlemler şüpheli kabul edilmekte
ve o işleme ait KDV'nin faizi ile
birlikte yeniden ödenmesi isteniyor.
Yaşadığımız ağır ekonomik kriz
ortamında pek çok şirket faaliyetine
ara vermek zorunda kalmıştır. 4-5
yıl önce olağan koşullarda yapılan
bir işlemin, bugün, karşı tarafın
işlerinin bozulması veya başka bir
nedenle alıcıyı da şüpheli konuma
getirmesi ve daha önce ödenen
KDV'nin, faizi ile birlikte tekrar
tahsili yoluna gidilmesi kabul
edilemez. Bu, birçok firmayı
sıkıntıya sokacak hatta iflasa
götürebilecek bir uygulamadır.
www.muhasebenet.net
Maliye geri adım atmalı
l ŞÜKRÜ Kızılot-Vergi Uzmanı:
Türkiye'de 600 bin şirket, 2 milyona
yakın vergi mükellefi var, Maliye bu
yaklaşımında ısrar ederse tüm
şirketlerin Kod'a girmesi kaçınılmaz
bir son olur. Vergi Kanunu'nda böyle
bir durum olmamasına karşın Maliye
inisiyatif kullanarak Kod'a girmiş
şirketlerle iş yapanları da zor
durumda bırakıyor. Bu yaklaşımından
geri adım atması kaçınılmaz. Ben
bunun adını 'Kod Gribi' koydum,
çünkü domuz gribinden daha tehlikeli
ve hızla yayılıyor. Türkiye'nin önde
gelen, kayıtlı çalışan büyük
firmaları da dahil olmak üzere en
küçük firmaya kadar yayılan bir
virüs gibi bu. Bu durumla karşı
karşıya olan mükellefler dava
açsalar kazanma olasılıkları çok
yüksek, yani yargıdan döner bu
uygulama. Ancak şirketler, Maliye
ile karşı karşıya kalmak istemiyor.
Davanın en az bir yıl sürdüğünü
düşündüğümüzde mükellef o dönemde
kara listeye alınırsa ticari
itibarını kaybeder ve dava bitene
kadar varlığını devam ettiremez.
Konuyla ilgili olarak kısa bir süre
yaşadığım bir olayı paylaşayım.
Bayramdan önce İstanbul'da önde
gelen inşaat şirketlerinden birinin
sahibiyle sohbet ediyorduk. Kod
olayını anlattım ve 'İyi ki biz
böyle sorunlar yaşamıyoruz' dedi. 5
dakika sonra muhasebecisi geldi.
Şirket sahibi benim söylediklerimi
anlatınca muhasebeci 'Aman efendim
biz de aynı durumdayız; aylardır
Maliye'den yazı geliyor, yıllar önce
iş yaptığımız firmalarla ilgili. Ne
yapacağımızı şaşırdık' dedi.
MAĞDUR FİRMALARIN İSYANINI AKŞAM
YAZIYOR
Biz polis miyiz?
17 ÇALIŞANIMIZ
var ve ne yapacağımızı şaşırmış
durumdayız zaten, ekonomik kriz ve
iş sıkıntısı ile personel
ihtiyaçlarını bile karşılayamaz
durumdayız, bir de başımıza kod
komedisi geldi.
Aslında bu zamanda iş yokluğunda ve
krizde bir tek eleman çıkarmadan
çalışmaya uğraşmaktan bizi tebrik
etmeleri gerekirken bunlar ile
muhatap oluyoruz. Nasıl öderiz ne
yaparız bilen yok. Tüm bunlar
aslında kaçak çalışmaya itiyor
işletmeleri farkında mısınız?
Sayın Başbakanımız ve yetkililer bas
bas bağırıyor eleman istihdam edin
diye.
Bunları mı hak ediyor eleman
istihdam eden bizler?
Geçen gün Maliye'den gelen bir yazı
ile araştırdık ve öğrendik ki 2007
yılında ve 2008 yılında alım
yaptığımız 4 firma yerinde
bulunamamış veya yanıltıcı belge
düzenlemiş olduğundan bizden bu
firmalara ödediğimiz faturaların
KDV'leri isteniyor. Biz polis miyiz?
Nasıl araştıralım mal aldığımız
işletmeyi veya mal ya da hizmet
alırken ne diyelim firmalara veya
desek ne olur ki? Adam batmış,
kaçmış veya terk etmiş başkalarına
devretmiş işletmesini sonrasını
bilemez ki! Lütfen bir şeyler yapın
en azından dürüst işletmeler
kurtulsun bu komediden, inanın
çoğumuz da bu yüzden batacağız.
Aziz Nesinlik bir hikaye!
2 YIL önce bir reklam firmasından
tanıtım hizmeti aldık. 10 ay boyunca
her ay 11.800 TL bankadan ödeme
yaptık ve faturamızı aldık. Hizmeti
aldığımız firmanın inceleme
sırasında naylon fatura kullandığı
Maliye tarafından tespit edilmiş.
Maliye şimdi bizden yaptığımız
ödemelerin KDV'sini faizi ile
birlikte istiyor. Söylenecek bir söz
bulamıyoruz. Yaşasaydı bu maili
Sayın Aziz Nesin'e gönderirdik.
Devletteki şirketin bile faturası
problem oldu!
BU örnek çok
daha ilginç. Mağdur olan vergi
mükellefinin gönderdiği mail şöyle:
Grup firmalarımızdan birine iş
yaptığımız bir firmanın kodda olduğu
bilgisi geldi. Bu şirket Telsim...
Telsim'in 2005 yılı aralık döneminde
gelen telefon faturaları için
düzeltme istediler. Şirketin usulsüz
fatura kullandığı, bizim de
ödemeleri banka aracılığıyla değil,
tahsilat bürosu aracılığıyla
yaptığımız için 7 bin liralık KDV'yi
ödememizi istediler. Ancak Telsim'in
bize telefon faturası kestiği tarih,
çok ilginçtir TMSF yönetiminde yani
devlet tarafından yönetildiği tarih.
Bunu Vergi Dairesi'ne anlattık ancak
herhangi bir yanıt alamadık, ödemeyi
yaptık. Dava açsak en az iki yıl
sürecek o süre içinde de Maliye'nin
bizi listeye alma ihtimali olacaktı,
göze alamadığımız için parayı ödeyip
kurtulduk. Şimdi soruyorum T.C
Devleti'nin de koda girmesi mi
gerekir?..
www.muhasebenet.net
Batan bir şirket, bizi de vurdu
BİR başka çarpıcı örnek ise
Türkiye'nin en büyük perakende
zincirlerinden biriyle ilgili.
İstanbul'da kurulu bir firma, Migros,
Gima, Carrefour gibi zincirlere mal
satıyor. Maliye'den gelen bir yazı
ile 2006 yılında Gima ile yaptıkları
işlemlerden oluşan KDV'yi Maliye'ye
ödenmesi isteniyor. Maliye, söz
konusu şirkete Gima'nın 'kod'a
alındığını söylüyor. Gima 2005
yılında Sabancı Grubu tarafından
satın alındı ve Carrefoursa ile
birleştirildi. Şirket, bu gelişme
üzerine yetkililerle görüşüyor ve
yaklaşık 3 yıl önce Gima'nın yanı
sıra başka marketlere de mal satan
bir firmanın vergi kurallarına
aykırı davrandığı için listeye
alındığını öğreniyor. Maliye de bu
şirketle iş yapan tüm firmaları
incelemeye alıyor. Şirket yetkilisi
diyor ki; Bizim iş yaptığımız bir
firmayla iş yapan başka bir firma
batıyor ve biz mağdur oluyoruz. Bu
işin muhatabı neden biz olalım,
böyle davranılmaya devam edilirse
Türkiye'deki tüm şirketler listeye
girer? Söz konusu şirket batmamış
ama Maliye bizi de olaya katmaya
çalışıyor.
'Kayıtdışını
artıracaktır'
l Halil Başağaç-Ankara Yeminli Mali
Müşavirler Odası Başkanı: Maliye
Bakanlığı'nın son dönemde
yoğunlaştırdığı 'kod uygulaması”nın
iki temel sıkıntısı var. Birincisi
bu listelerin nasıl oluşturulduğu
konusu. Her ülkenin bir vergi
istihbaratı olması gerekir, Maliye,
bu listeye giren firmaları belirli
aralıklarla incelemelidir. Ancak bu
o işletmeleri izlemek için
kullanılır, o firmayla iş yapanları
da incelemek ya da suçlamak doğru
değildir. Örneğin, bir şirketin
naylon fatura düzenlediği tespit
edilmişse o şirket izlenir ama
onunla yasal koşullarda iş yapan
firmalara da suçlu muamelesi yapmak
doğru değil. İkinci sıkıntı konusu
da şu: Maliye, bir hizmet ya da mal
almış olan şirketten bunu yok
saymasını istiyor. Şirkete diyor ki
sen A firmasından mal almışsın ancak
bu firma listede, dolayısıyla ondan
aldığın malın karşılığında talep
ettiği KDV indirimini isteme yani
yok say. Bu yasal olarak mümkün
değil, böyle bir talep olamaz.
Diyelim ki firma un satın aldı, o
undan yaptığı ürünleri de yok
sayması gerekir. Bu durum doğal
olarak biz mali müşavirleri de yasal
yükümlülük altına sokuyor. Biz
hizmet verdiğimiz kişi ve şirketlere
ve İdare'ye karşı sorumluyuz var
olan bir işlemi yok saymamız mümkün
değil. Maliye'nin bir an önce bu
yaklaşımını değiştirmesi gerekir
evet istihbaratı olsun, bir listesi
olsun ama bu yasal ve çağdaş
standartlar içinde yapılsın. Bu
yaklaşım, kayıtlı çalışan firmaları
da kayıtdışına itiyor, bu nedenle de
dikkat edilmesi gerekiyor.
Esin GEDİK