Vergideyiz
Kuşkusuz popüler gündemi
takip etmeyen bir gazete yazısını kimse kesip, bir
kitabın arasında saklamaz. O yüzden yazınızın sadece
kestane torbası olarak kullanılmasını değil,
okunmasını istiyorsanız; popüler gündemi yakalamanız
lazım. Bildiğiniz gibi şu sıra memleketimizin
popüler gündemi "Yemekteyiz" isimli yarışma
programı. Eğer bu programı hiç duymadıysanız, haddim
olmayarak benden size naçizane bir tavsiye: Zaten bu
yazıyı okumak yerine, en kısa zamanda saklandığınız
yerden çıkıp kendinizi sokaklara atın, sosyal
hayatınıza biraz özen gösterin, arkadaşlarınızla
görüşmelerinizi artırın, kafanızı o malum meseleye
(anladınız siz beni) bu kadar takmayın, ne olur.
Bizim Şakayık Sokak - Rumeli Caddesi ahalisinden
biliyorum, sırf bu program yüzünden son zamanlarda
yemekli misafirliklerde patlama yaşanıyor. Benim bu
programa dair en çok dikkatimi çeken şey şu oldu:
Eğer bir konuda hakikaten fazla bir bilgi veya
kişisel tecrübemiz yoksa o konuda başkalarını daha
kolay eleştirebiliyoruz. Yumurta kırmayı bilmeyen
bir adamın "tavuk göğsü böyle yapılmaz" gibi
yorumlarda bulunması veyahut hiçbir tıbbi birikime
sahip olmayan birinin gittiğiniz doktorun teşhisini
yanlış veya yetersiz bulması gibi. Vergi hukuku
dünyasında da bu böyle. Geçenlerde hiçbir yerde
bulunmayan "altı beden manşetli siyah bir gömlek"
bulmasına yardım edebilmek için Osmanbey'e
götürdüğüm bir arkadaşımla, saatler süren
uğraşlardan sonra, "altı beden manşetli siyah
gömlek" satan bir dükkânı tam bulmuştuk ki, "altı
beden manşetli siyah gömlek" satan gömlekçi kendine
göre müthiş bir gerekçe ile arkadaşıma fişini
vermeyi reddetti: "Kardeşim, olay basit, en büyük
şirketler, en zengin adamlar 250 dolara kuruyorlar
vergi cennetinde bir şirket, vergi filan
ödemiyorlar. Kimse gıkını çıkarabilir mi, ne
diyeceksin, adam her şeyi kalıbına uydurmuş. Ben
niye vergi vereyim?" "Altı beden manşetli siyah
gömlek" satan tek gömlekçi olan bu gömlekçi
kardeşime "Yok o öyle değil aslında" diye başlayıp
"kontrol edilen yabancı kurum"lara ilişkin yeni
kuralları açıklamaya çalışmamın beyhude bir çaba
olacağını idrak etmem fazla zaman almadı. Arkadaşıma
o gömleği aldırmadan o dükkândan çıktım. Arkadaşım
çıkar çıkmaz sordu tabii: "Abi anlıyorum senin de
hassasiyetlerin var ama altı beden manşetli siyah
gömleği nereden bulacağız şimdi? Üstelik adam haklı
değil mi? Kılıfına uydurmuyorlar mı yani?"
Kılıfına uydurmak kolay mı?
Soruyu farazi bir örnekle biraz açalım. Meteora
isimli ülkede, gömlek ticaretinden gelir elde eden
tam mükellefler vergilendirildiği halde dar
mükellefler (yabancılar) vergilendirilmiyor olsun.
Bu durumda, Meteora'daki bütün gömlek şirketleri
yurtdışında, mesela, vergi oranının ihmal
edilebilecek kadar düşük olduğu Ütopya isimli
ülkede, içi boş (gerekli ve yeterli sermayesi,
personeli, donanımı olmayan) bir şirket kurup,
satışlarını bu şirket üzerinden yaparak, hukuka
uygun bir şekilde, vergiden kaçınamazlar mı? Hayır,
kaçınamazlar. Bir kere Meteora vergi denetmenleri
Ütopya'daki şirketin gerçek bir varlığı olmayan,
fiktif bir "posta kutusu şirketi" olduğunu iddia
edebilirler. Bu durumda Ütopya'daki şirket yokmuş
addedilir. Elbette bu durumu ispat etmek vergi
denetmenleri için zor olacaktır. Ama yine de eğer
ispat edilirse Meteora'lı gömlekçilerin elde etmeyi
umdukları sonuca ulaşma şansları olmayacaktır.
Ayrıca Meteora vergi mevzuatına göre, eğer bir
şirketin işleri Meteora'da yerleşik kişi veya
kişiler tarafından yönetiliyorsa, şirketin yasal
merkezi Meteora dışında olsa bile, böyle bir şirket
vergi mevzuatı açısından Meteora'da yerleşik
sayılır. Başka bir deyişle Meteora vergi mevzuatı
bir şirketin dar mükellef (yabancı) sayılıp
sayılmayacağını belirlerken sadece "Şirket nerede
kurulmuş?" sorusunu sormakla kalmaz; ayrıca "Şirket
nereden yönetiliyor?" sorusunu da sorar. Bu
nedenledir ki, uluslar arası vergi hukuku
terminolojisinde şirketlerin yerleşikliği
belirlenirken "kuruluş merkezi" yanında "etkin
yönetim" kavramı üzerinde durulur. Diyelim ki,
Ütopya'daki şirketin yönetim kurulu Ütopya'da
yerleşik kişiler ve bu kişiler ile Meteoralı
gömlekçi arasında bir vekâlet ilişkisi de yok. Bu
durumda ne olur? Eğer Ütopyalı şirket satış
yapabilmek için Meteora'da bir işyeri (mesela,
Meteora'nın gözde alış veriş semti Meteortaşı
semtinde bir mağaza) açarsa, yine bu işyerinden elde
ettiği kazançlar üzerinden Meteora'da vergi ödemek
zorunda kalacaktır. İşyeri açmak yerine özüne,
sözüne güvendiği, satış yeteneği yüksek, Acentecan
isimli bir Meteora'lıya gömleklerini Meteora'da
satmak üzere yetki verirse, sonuç yine
değişmeyecektir. Bu satış temsilcisi aracılığıyla
Meteora'da elde ettiği kazançlar üzerinden vergi
ödemek zorunda kalacaktır. Eğer Acentecan mutaden ve
profesyonel olarak başkalarının mallarını satan
Meteora'lı gömlekçiden bağımsız bir aracı veya
komisyoncu ise durum değişir. Peki, Meteoralı
gömlekçi bunların tümünü dikkate alsa, yani
Ütopya'da yerleşik kişiler tarafından yönetilen,
personel, sermaye, donanım bakımlarından gerekli ve
yeterli varlığa ve gerçekliğe sahip bir şirket kursa
ve bu şirketin Meteora'da bir işyeri veya kendisini
temsilen satış sözleşmeleri yapan bağımlı bir
acentesi olmasa ne olur? Meteora vergi mevzuatına
göre, Meteora'da yerleşik kişi ve kurumların
doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da
birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma
hakkının en az yüzde 50'sine sahip olmak suretiyle
kontrol ettikleri yurtdışı iştiraklerinin kazançları
- bu kazançlar dağıtılsın veya dağıtılmasın -
başlıca şu şartların birlikte gerçekleşmesi halinde,
Meteora'da vergiye tabidir: a) İştirakin toplam
gayri safî hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet
ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman
istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya
serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı,
kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi
pasif nitelikli gelirlerden oluşması. b)
Yurtdışındaki iştirakin ticari bilanço kârı
üzerinden yüzde 10'dan az oranda gelir ve kurumlar
vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması (ki
Ütopya'da vergi oranı ihmal edilebilecek kadar
düşük). Görüldüğü üzere Meteoralı gömlekçilerin
vergi planlaması yaparken birçok etkeni göz önüne
almaları gerekmektedir. Vergi hukuku danışmanından
görüş almaya parası yeten, nispeten zengin Meteoralı
gömlekçiler için belki de hayat bu açıdan daha
kolaydır. Fakir veya her şeyi zaten en iyi kendi
bildiğini düşünen Meteoralı gömlekçiler içinse,
başarılı bir vergi planlaması hayal gibi
görülebilir.
Sürprizi az sonra açıklıyorum
Şimdi işin sürprizli kısmına gelelim: Bu farazi
örnekte adı geçen Meteora isimli ülkenin gerçek
ismiiiiii… AZ SONRA…
Hiç kuşkusuz bu açıklamalarım "altı beden manşetli
siyah bir gömlek" için yanıp tutuşan arkadaşımı
tatmin etmeye yetmedi. Bütün gün somurttu. Üstelik
akşam için özenerek yaptığım yemekleri de beğenmedi.
Neymiş efendim maydanoz yemezmiş, sofrada tuzluk
yokmuş.
Umurcan GAGO
ugago2001@yahoo.co.uk
Dünya/02.01.2009 |