|
|
|
Hizmetçi, dadı ve bakıcılar
sigortalı olur mu?
-Sürekli ve ücret karşılığı çalışan evlerdeki dadı,
bakıcı, uşak, hizmetçi bunların sigortaları üzerinde
makaleler okudum. Size birkaç sorum olacak:
-Hizmetçi, dadı, bakıcı veya uşakların çalıştıkları
evleri iş yeri gibi görebilir miyiz?
-SGK aylık prim ve hizmet belgelerini asmaları gerekiyor
mu?
-Bu nitelikte çalışan kişi sigortaya şikayet ederse
kontrol memurları hizmet belgesinin asılı olup
olmadığını kontrol eder mi veya idari para cezası
uygular mı?
-Basında gündelikçi olarak çalışan temizlikçi kadınlar
için Fransız modeli üzerinde çalıştığı yönünde haberler
çıkıyor. Gerçekten böyle bir çalışma var mı?
Cevap: Sosyal güvenlik sisteminin tartışmalı
konularından birisi hiç şüphesiz ev hizmetlerinde
çalışan kişilerin sigortalılık durumu olarak karşımıza
çıkıyor. Daha doğrusu bu bir sorun olmaktan çok yanlış
anlama veya yorumlardan kaynaklanıyor. Şöyle ki:
Ev hizmetlerinde çalışan kişilerin çoğunlukla her gün
işe gelmiyor olmalarından dolayı sigortalı olmayacakları
yönünde yanlış bir inanış vardır.
Diğer yandan ev hizmetlerinde çalışanların İş Kanunu
kapsamı dışında bırakılmış olması Sosyal Güvenlik Kanunu
kapsamı dışında da kaldıkları şeklinde yorumlanmaktadır.
Yine okuyucumuzun sorduğu manada bunları çalıştıranların
işverenlik sıfatı taşımadığı, ikametgah olarak
kullanılan evin iş yeri sayılamayacağı gibi değişik
yanlış değerlendirmelerden dolayı sorunlu bir alan
olarak karşımıza çıkıyor.
Ev hizmetleri ile ilgili sorunun temel nedenlerinden
birisi de yabancı uyruklu kişilerin bu işlerde
çalıştırılmasından kaynaklanmaktadır...
Bu tespitlerden sonra işin hukuki olarak nasıl doğru
olarak yorumlanacağı konusuna gelince;
Ev hizmetlerinde çalışan hizmetçi, dadı, uşak ve bakıcı
gibi kişilerin çalışmaları ücretle ve sürekli olması
halinde sigortalı yapılmak zorunluluğu vardır. Konu ile
ilgili olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ev hizmetlerinde ücretle ve
sürekli çalışanların kanun kapsamına alınacağını hükme
bağlamıştır. Hatırlanacağı üzere aynı düzenleme mülga
506 sayılı Kanunda da mevcuttu.
Ev hizmetlerinde ücretle çalışmadan ne kastedildiği
malumlarınızdır. Ancak sürekli çalışma ne anlama
geliyor? Asıl bu noktada sorun yaşanmaktadır. Sürekli
çalışma çalışanın işe sürekli olarak gidip gelmesini
ifade eder. Hukuk dilinde açıklamamız gerekirse, sürekli
çalışma iş sözleşmesinin devam etmesi demektir.
Sürekli çalışmadan her gün işe gidip gelme
anlaşılmamalıdır. Haftanın veya ayın belli günlerinde
çalışma yapılması süreklilik ifade eder. Örneğin;
haftada bir gün ev hizmetine gelen ama her hafta bir gün
gelen işçinin çalışmasında süreklilik vardır. Ayda bir
gün ve her ay bir gün çalışma olması halinde süreklilik
şartı yerine gelmiş olacaktır.
Ev hizmetlerinde çalışanların çalışması ücretle ve
süreklilik arz ettiği zaman sosyal sigorta kapsamında
değerlendirilecektir. Daha açık bir ifade ile ev
hizmetlerinde çalışan kişiler mutlaka sigortalı yapılmak
zorundadır. Ayda tam gün çalışmayan kişilerin kısmi
istihdam sözleşmesine göre değerlendirilmesi gerekir...
Yukarıdaki örneğimize dönecek olursak haftada bir gün
çalışan işçi ayda dört gün işe gelmişse dört gün
üzerinden sigorta bildiriminin yapılması gerekir.
Ev hizmetlerinde çalışma 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı
dışında tutulmuştur. Ev hizmetlerinde çalışan kişilerin
işverenleri ile olan iş ilişkilerinde ortaya çıkan hak
ve yükümlülükler Borçlar Kanununa göre düzenlenecektir.
İş Kanunu kapsamı dışında kalan ev hizmetlerinde çalışan
kişilerin kıdem ve ihbar tazminatı gibi İş Kanunundan
kaynaklanan hakları mevcut değildir.
Hizmetçi, dadı, uşak veya bakıcı gibi kişilerin
çalıştıkları evleri sosyal sigortacılık anlamında “iş
yeri” olarak değerlendirmemiz gerekir. Kanunun iş yeri
olarak tanımladığı sıfata uymaktadır. 5510 sayılı Kanun
4-a sigortalılarını çalıştıran kişileri işveren,
çalıştıkları yerleri de iş yeri olarak tanımlamıştır.
4-a sigortalısı çalıştıran işverenler çalıştırdıkları
sigortalılara ait aylık prim ve hizmet belgelerini iş
yerinde sigortalıların görebilecekleri bir yere asmak
zorundadırlar. Sosyal Güvenlik Kurumu Kontrol Memurları
da söz konusu bildirgelerin asılıp asılmadığını kontrol
etme yetkisine sahiptirler...
Son olarak gündelikçi çalışanlar için SGK’nın getirmeyi
düşündüğü model ile ilgili kamuoyuna açıklanmış net bir
çalışma benim bilgim dahilinde değildir.
SGK yetkililerinin dikkatine
Geçen hafta isteğe bağlı sigorta ile ilgili sizlerden
gelen şikayetler üzerine ortaya çıkan sıkıntıları dile
getirmiştik. Kurumdan bugüne kadar tarafımıza herhangi
bir açıklama gelmemiştir. Sorun geçen hafta kadar olmasa
bile sizlerden gelen şikayetlerden anladığım kadarıyla
devam ediyor. Bunlardan birisini kurum yetkililerinin
dikkatine sunmak istiyorum:
Bugün prim ödemeye gittiğimizde bir şok ile karşılaştık.
SGK’dan ödediğimiz isteğe bağlı primlerimizi bankaya
ödeyemedik, çünkü artık Bağ-Kur’lu oldunuz dediler.
Ben Abdullah Öztürk sigorta numaram: 13599580 doğum
tarihim: 04.06.1963 işe giriş tarihim 15.01.1981
sigortalıyım. 5030 iş günüm var 2 ay sonra kasım ayında
emeklilik başvurusu yapıp emekli olmam gerekiyordu halen
isteye bağlı ödemekteydim.
SGK’nın Bağ-Kur’a geçişi beni etkiler mi? Yardımlarınız
için teşekkürler.
Cevap: 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı prim
ödeyenler 4-b (bağ-kur) statüsüne geçtikleri için
emekliliğine üçbuçuk yıldan az olanların emeklilik
planlarında herhangi bir değişiklik olmayacaktır: Siz
iki ay sonra emekli olacağınız için endişe etmenizi
gerektirecek bir durum yoktur.
Şerif Akcan
Türkiye/01.11.2009 |
|
|
|