|
Dönem sonu itibariyle borçlu ve alacaklı hesapları
Vergi Usul
Yasası'nın 281'inci maddesi hükmü gereği olarak
"alacaklar mukayyet (muhasebe kayıtlarında
gösterilen) değerleriyle değerlenir. Mevduat veya
kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme
gününe kadar hesaplanacak faizi ile birlikte dikkate
alınır."
Yasal düzenleme gereği olarak vadesi gelmemiş olan
senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine
icra olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti
açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamış ise
Cumhuriyet Merkez Bankası'nın resmi iskonto haddi
uygulanır.
Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri
alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi
iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz
haddi ile değerleme kıymetine irca ederler.
Örneğin bir bankaya vadeli hesap açtıran bir ticari
işletme yıl sonu itibariyle, söz konusu vadeli
hesabı için faiz hesaplaması yaparak dönem sonu
bakiyesini hesaplanan faizi ile birlikte dikkate
alacaktır. Aynı şekilde herhangi bir ticari
işletmenin herhangi bir banka nezdinde REPO hesabı
bulunuyorsa ve bu hesabın vadesi ertesi dönemde sona
eriyorsa, söz konusu hesap için dönem sonuna kadar
faizi hesaplanarak, bakiye miktarın belirlenmesi
gerekmektedir.
Örneğin (Y) Anonim Şirketi'nin bir banka vadesi 26
Ocak 2007 tarihinde dolacak repo işlemi vardır. Bu
takdirde söz konusu şirket, bu hesabın 31.12.2006
tarihine kadar faizini hesaplayarak dönem sonu
değerlemesini yapacaktır.
Bazı hallerde ticari işlerde belli bir vade ile
yapılan satışlarda ödemede gecikilen günler için
faiz uygulanması konusunda sözlü anlaşmalar
yapılabilmekte ve bu durumda süresinde ödenmeyen
borçlar için alacaklı firma tarafından ödeme
aşamasında gecikilen günler için faiz hesaplanarak
tahsilat gerçekleştirilmektedir.
Eğer alacaklı firma bu uygulamasını alışkanlık
haline getirmiş olsa bu takdirde dahi söz konusu
borç-alacak ilişkisi ile ilgili gecikme halinde faiz
uygulanacağına yönelik yazılı bir anlaşma yoksa faiz
hesaplanamaz.
Diğer yandan bazı hallerde cari hesap sözleşmesine
bağlanmış bulunan alacaklar faktoring şirketlerine
devredilmesine rağmen, bu hesapların işletme
aktifinde izlendiği gözlenmektedir. Mevcut
düzenlemeler çerçevesinde faktoring işlemine konu
olan alacak işletmenin bünyesinden çıkartılmak
suretiyle ilgili faktoring şirketinin bünyesinde
izleneceğinden bu tür alacakların faktoring
şirketlerine devri tarihinden itibaren işletme
kayıtlarında gösterilmemesi yani kaydı devrinin ve
çıkışının da yapılması gerekmektedir.
Diğer yandan Vergi Usul Yasası'nın 285'inci maddesi
uyarınca borçlar da mukayyet yani muhasebe
değerleriyle dikkate alınmaktadır.
Bu bağlamda da mevduat veya kredi sözleşmesine
bağlanmış borçlar değerleme gününe kadar hesaplanan
faizleri ile birlikte dikkate alınacaktır.
Mevcut yasal düzenleme gereği olarak vadesi gelmemiş
olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine
irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti
açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamış ise
Cumhuriyet Merkez Bankası'nın resmi iskonto haddinde
bir faiz uygulanacaktır.
Banka ve bankerler ile sigorta şirketleri
borçlarını, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na
resmi iskonto haddi veya kendi muamelelerinde
uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü
kıymetine irca edeceklerdir.
Alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine icra
eden mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde
işleme tabi tutmak zorundadırlar.
Örneğin bir şirket herhangi bir bankadan kredi almış
bulunuyorsa ve söz konusu kredinin 01.02.2007
tarihinde ödenmesi gerekiyorsa, bu takdirde
31.12.2006 tarihli bilançoda, söz konusu kredinin
kullanıldığı tarihten bu tarihe kadar işlemiş
faizinin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bazı işlemlerde alacaklı tarafla yapılan anlaşma
gereği olarak mevcut borcun bir kısmının alacaklıya
ödenmesi aşamasında belli bir indirim sağlanması
öngörülmektedir.
Bu durumda söz konusu indirimle ilgili olarak
yapılacak yazılı mutabakat da söz konusu indirimin
hangi tarihte yapılmış olduğu konusunda açık bir
belirleme varsa o tarih itibariyle söz konusu
indirimin yapılarak kayıtlarda gösterilecek borç
miktarının buna göre düzeltilmesi, aradaki farkın
sözleşmenin niteliğine göre kayıtlara intikal
ettirilmiş olması gerekmektedir.
Veysi SEVİĞ
Dünya Gazetesi
26.01.2007 |
|